13. Bölüm; 'Vicdan Gösterileri'

170 27 46
                                    

Hellooo.

Yeni bir bölümle karşınızdayım.

Biraz ortaya karışık bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz 💕💕

Yazım yanlışları için şimdiden özür diliyorum ve iyi okumalar diliyorum.

❄️

Kulak zarlarını titretecek güçte bir bağırış koptuğunda gözlerimi zorla aralayarak kapıya doğru döndüm. Kapım kapalıydı. Bu da demek oluyordu ki bağırış beni alakadar etmiyordu. Gözlerimi tekrardan yumup kaz tüylü yastıklara döşeli rahat yatağımda huzurla uyumaya devam ettiğim sırada "Mayıs Asil Karahanlı!" diye bağırdı tok bir ses. "Geberteceğim seni!"

Gürültü beni alakadar ediyormuş.

"Mayıs Asil Karahanlı!" Bu dedemin sesiydi ve yalının aşağısındaki kattan geliyordu. Buna rağmen gözlerimi açmadan geniş yatağın en köşesine kalçamı kaydırıp dudağımı büzüştürerek uyumaya çalıştım. Ne kadar başarılı oldum? Sorunun cevabını vermeme gerek dahi yoktu.

Odamın kapısı gürültülü bir şekilde açıldı. Kapının duvara çarpma sesi bütün yalı boyunca yankılandığında gözlerimi aralayıp içeriye giren Dora ve dedeme baktım. Recep İvedik'in, kuzenini koridor boyunca sürükleyip odaya soktuğu sahneyi aratmayan görüntüyle duraksarken, zorla odama sokulduğu her halinden belli olan Dora, dedemin elini omzundan itekleyip yataktaki bana mahçup bakışlarını çevirdi.

"Bilmediğini bilmiyordum." diye mırıldandı Dora. "Moruğun bildiğini sandığım için konu hakkında konuştum ama meğersem bilmiyormuş."

Dağınık saçlarımı geriye itekleyip yatakta oturur pozisyona geldim. Öfke saçan dedemin suratına kitlenerek "Ne oluyor be?" diye çemkirdim. Sesim yeni uyandığımdan ötürü çatallaşmıştı.  "Kim neyi bilmiyormuş? Ne oluyor sabahın köründe?"

"Saffar Poyraz seni mi kaçırdı?" diye soran dedem bana gerekli cevabı verdiğinde aralanan dudaklarımı kapatma gereksimi duymadan "Allah cezanı vermesin, Dora." dedim sertçe. "Allah stüdyona alevler salsın senin! Bu bilgiyi gerçekten dedeme söyledin mi?!"

"Yemin ediyorum, biliyor sandım." Dora korkuyla kollarını göğüsünde topladı. "Bilmiyormuş ama..."

"Doğru yani?" diye bağırdı dedem. "Babanın ameliyata alındığı gün seni o pezevenk kaçırdı, öyle mi?! Mayıs... Mayıs! Neden bana partideyim diye yalan söyledin?!" Alev saçan gözlerini yüzümde gezdirdi. "Neden?!"

Yeni kalktığımdan ötürü kötürüm olan mantığıma uğramadan "Eğer o adamın beni kaçırdığını söyleseydim, otoritemi kaybettiğimi sanacaktın. Ayrıca bana kendimi koruyabildiğimi söyledikten sonra kaçırıldığımı öğrenseydin, benim savunmasız bir aptal olduğumu düşünecektin." dedim. "Gerçi her şekilde bir aptal olduğumu düşünüyorsun ama neyse."

Dedem eliyle yüzünü mest ederek gözlerini benden aldığında öfkesinin boyutu beni telaşlandırmıştı. Adamın vücudu titriyordu. Gözünün hiçbir şey görmediği zaman diliminde yanında dikilen Dora "Bi kahvaltıya geleyim dedim, konu nerelere geldi." diye sızlandı. "Böyle olacağını bilseydim size değil, gey bara giderdim. Hiç olmazsa gözüm gönlüm açılırdı."

"Kes sesini." Onu susturup yataktan güç bela kalktığımda dedem "İyi misin?" diye sordu titremelerinin arasından. "Sana bir şey yaptı mı o pezevenk?"

Pembe renkli şortumu çekiştirerek "Hayır yapmadı. Sadece konuştuk." diye mırıldandım. Teknik olarak beni beş adamına öldürmeye çalışıp başaramayınca bir yılana sokturup, ormanlığın ortasına yalın ayak bıraktıktan sonra kayıplara karıştığını ve bu yaptıkları yetmemiş gibi yirmi dört saat geçmeden beni bir daha kaçırdığını ve zorla bir yerde tutmasını yok sayarsam eğer evet, Saffar bana hiçbir şey yapmamıştı. "Sakince konuştuktan sonra beni serbest bıraktı. Adam bana hiçbir şey yapmadı, dede. Sakin ol."

MaziWhere stories live. Discover now