15. Bölüm; 'Yükseliş'

240 31 90
                                    


Uzun zaman sonra tekrardan merhaba ☀️
Bölümler çok gecikmeli geliyor farkındayım, kusura bakmayın bu yüzden. Hayatımda bir takım değişiklikler oluyor, onlara adapte olmaya çalışırken burayı unutuyorum.

Bazen de hatırlıyorum ama yazma hevesim olmuyor. Yine de kendimi zorlayarak bu bölümü yazdım, umarım beğenirsiniz.

Hepinizi çok öpüyorum 💕

❄️

"Sen hayatımda gördüğüm en umursamaz aynı zamanda en vicdanlı karısın. Bu iki zıt özelliğe nasıl sahip oldun? Hiçbir fikrim yok."

Ayaklarımın altındaki göl manzarasını hayran hayran izlemeye devam ederken Dora'ya bir cevap vermem gerektiğini fark ettim. Dibine gördüğüm rakı kadehini masaya bırakarak yanımda oturan Dora'ya döndüm ve alkolden dolayı yalpalanmış sesimle "Vicdan nedir ulan?" diye sordum.

Dora güldü. "Bir bebeğin hayatını kurtarırken kendi hayatını riske atmak gibi aksiyonlu işler yapan insanlara genelde vicdanlı diyoruz, Mayıscığım."

"Yoo? Ben genelde zevkine aksiyonlu işler yapıyorum. Vicdanla alakası yok." dediğimde Dora rakısından bir yudum alarak "Yalan söyleme." diye diklendi bana. "Mesele çocuk olduğunda senin gözün kararıyor. Vicdanınla hareket ediyorsun. İyi insanların yaptığı gibi!"

Pekala, yıllardır oluşturmaya çalıştığım sert ve kaba karizmam çizilmişti ve bunun tek suçlusu bütün olanları Dora'ya nefes dahi almadan anlatan kişiydi. Yani... Suçlu bendim. Suçlu olmadığım bir gün dahi yoktu ki zaten!

Tam karşımda oturan Apo sırıtarak rakısını yudumladığında "Dora senin beni övmek dışında yapman gereken başka bir iş yok mu?" diye sordum alkollü sesimle. "Misalki... Arka deliklere girmek gibi bir iş? Gerçi tek bir deliğe girebiliyorsun sadece. Doğru. Neden arka delik dediysem?"

"Gey espirisi yaptığına göre seni rahat bırakmak zorundayım çünkü geylerle ilgili espiri yapmaya başladığında çok çirkinleşebiliyorsun." Dora gülümseyerek karşımızda oturan Apo'ya döndü. "Kesinlikle homofobik değildir ama belirli bir kitle hakkında espiri yapmaya başlarsa çok çirkinleşebiliyor. Özellikle sarhoşken yaparsa... Çok çok çirkinleşebiliyor."

"Bilmez miyim?" diye katıldı Apo sohbete. "Talya hanım yüzünden Yunanlılar hakkında bir konuşmaya başlıyor. O konuşmayı Yunan birisi duysa ve dayanamayarak intihar etse... Mayıs'ı, psikolojik soykırım suçundan içeriye atarlar."

Mayıs hanım demeyi bırakması hoşuma giderken ona yorum yapmadım.

"Ve Talya Yunan bile değil." Dora kıkırdadı. "Mayıs, Mayıslık yapıyor işte."

"Her ne kadar Bulgar olduğunu söylese de o aslında bir Yunan!" diye araya girdim. "Bu düşmanlık ve sinsirellalık seviyesi Yunan genlerinden geliyor. Bundan eminim!"

Apo üzerindeki siyah gömleğin yakasını hafifçe çekiştirip "Ya da sadece karakteriyle alakalı bir durum." dedi tok bir sesle. En az benim kadar alkol tüketmesine rağmen sesinde hiçbir yalpalama yoktu. Hâlâ ayık duruyordu. Benim aksime... "Kötü insan, kötü insandır. Bence durumun genlerle bir alakası yok."

"Olabilir." dedim dudağımı büzüştürürerek. "Konudan bağımsız bir şey soracağım. Masadaki mezeler dönüyor. Mezeler nasıl dönebiliyor ya?"

Elimle oturduğum ahşap masanın yüzeyini işaret ettiğimde Apo kirli sakallarını kaşıyarak "Dönmüyorlar." dedi. "Siz çok sarhoşsunuz. Ondan size dönüyormuş gibi geliyorlar."

"Haaa." Dönen semiz otlu mezeden bir çatal aldım. "Sarhoşum, evet."

"Salak ya." diyen Dora'ya kafa sallayarak katıldım.

MaziWhere stories live. Discover now