"Karaca Abi." dedi yanaklarımı tutmaya devam ederken.

"Hm?"

"Bu arkandaki abi niye bize dik dik bakıyor. Kavga etsene onunla da."

Refleks olarak arkamı döndüğümde Yusuf'un pür dikkat bizi izlediğini gördüm. Yüzündeki ifade çok ciddiydi.

"O benim arkadaşım."

Rojin burun kıvırdı.
"Keşke sopamı atmasaydık. Vururdum onu. Çok kötü bakıyor."

Aslında normal bakışı oydu ama bunu Rojin'e anlatamazdım. Bunun yerine güldüm hafifçe.

Rojin'le konuşurken bir yandan Hüseyin'in kırık figürünü tamir etmeye çalışıyordum. Aynı zamanda da onun tatil macerasını ilgiyle dinliyordum. İkimiz de iyice önümüzdeki figürlere eğilmiştik.

"...Sonra ben de evden kaçtım. Annem çok sinirlendi. Az kalsın bana vuracaktı. Çok korkutmuşum onu."

"Sana aldıkları dondurma istediğin dondurma değil diye mi kaçtın evden?" dedim alayla.

Kaşlarını çattı.
"Geçen sene yazarken kolun ağrıyor diye okuldan kaçan da sendin Karaca Abi!"

"Aynı şey değil! Okuldan kaçarsın ama evden değil!"

"Yalancı sanki evden de kaçmadın! İstediğin telefon alınana kadar ikinci konakta kalmadın mı?"

Tam itiraz edecektim ki tepemde bir gülüş duyduğumda irkilerek başımı kaldırdım. Rojin de ben de korkmuştuk.

Yusuf bize bakıyordu. Biz de ona baktığımızda hafifçe başını eğdi.

"Selamın aleyküm."

"Aleyküm selam." dedim.

"Merhaba." dedi Rojin de el sallayarak.

Yusuf ellerini cebine koyarken gözlerini benden başka yöne çevirdi.
"Nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"Şükür."

"Ben nasılım peki, ben nasılım? Beni neden sormadın?" dedi Rojin kaşlarını çatarak.

Yusuf usulca gülümsedi.
"Sen nasılsın?"

"Ben sordurtmadan sorsaydın söylerdim." dedi ve önüne döndü.

Kahkaha atmamak için kendimi tutarken kaşlarını şaşkınlıkla kaldıran adama karşılık hafifçe omuz silktim.

"Kusuruma bakma prenses bir dahakine sen sordurtmadan soracağım, söz."

Rojin onunla konuşmak istemiyor olacak ki sadece baş parmağını havaya kaldırarak elini gösterdi.

Bunu genelde Baran'a küs olduğumuz zaman yapardık ve Baran her seferinde baş parmağımızı ısırmadan bizi kollarından indirmezdi bu yüzden bu hareketin yeri bende ayrıydı. Başkasına yapmasın diye hafifçe Rojin'in elini indirdim.

"Hoş geldiniz." diye mırıldandım.

"Hoş bulduk."

"İş için mi?"

"Evet."

"Hayırlısı olsun hepimiz için."

"Amin amin." Arkasını döndü. Çalışma odasının aralık kapısına baktı. "Gideyim ben. Allah'a emanet ol."

"Sen de."

Sonra girip çıkışını görmemek için oturduğum yerde kalktım ve odama çıktım.

————

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now