77

215 21 2
                                    

Uçaktan inip hava alanına girdiğimizde valizlerimizin olduğu kısıma kadar sessizce yürüdük. Uçakta konuştuğumuz kadarıyla bugünü kavga günü ilan etmiştik Aylin'le. Öyle ki, o da sevgilisiyle tartışmıştı ve ikimizin de keyfi yoktu. Moraller yerlerde geziyordu kısacası.

Valizlerin olduğu kısma vardığımızda görevli valizlerin biraz gecikeceğini söyledi. Teknik arızasına soktuklarım. Zaten canım sıkkındı bir de boku bokuna burada bekleyip duracaktık.

Aylin oflayıp bekleme salonundaki banklara yöneldiğinde onu kolundan tutup hemen ilerimizdeki Starbucks'a soktum. Madem keyfimiz yoktu, en azından midemiz keyiflenebilirdi.

"Abi?" diye seslendi Aylin, siparişlerimizi verip kafenin önündeki masaya oturduğumuzda.

Sağ kolumu masaya yaslayıp yüzümü avucuma dayayarak ona baktım. "Hm?"

"Sence bizde mi bir problem var?" dedi omuzlarını kaldırıp başını masaya eğerken.

Omuzlarımı kaldırıp indirdim. Derin bir nefes alıp ellerimi masanın üstünde birleştirerek bakışlarımı ona çevirdim. Sonra söyleyeceğim şeylerden emin olmayarak stres yaptığım için sol elimi saçlarımın arasına sokup yukarı kaldırdım.

Açıkçası sorun bizde miydi bilmiyordum. Lakin, egoist bir insan olarak asla hatayı kendimde aramazdım çünkü Hatay Akdeniz bölgesindeydi. İçten içe kendime kustuktan sonra bakışlarımı kardeşime çevirdim.

"Sen şu abine bir bakar mısın?" dedim yüzümün önünde bir daire çizerek, "Sence bende problem olması mümkün mü?"

Hafifçe kıkırdadı. Omuz silkip yüzünü avuçlarına yasladı.

"Peki bende?"

"Benim genlerimin yarısını taşıyorsun evlat," dedim elimi omzuna koyup sıkarak. "Sende de problem olmasına imkan yok. Sorun ne biliyor musun? Sorun bizim, karşımızdakini anlamak yerine suçlamamız."

Birkaç saniye bakıştık. Sonra hafiften gülmeye başladık.

"Kesinlikle problem bizde," dedi Aylin sırıtarak.

Olabilirdi. Yine de ben kendimde suç bulamayacak kadar egoisttim. Açıkçası bizim kavgamız bir anda saçma sapan bir sebepten çıkmıştı ama söylediklerime pişman değildim. Benim için onca şey yaptıktan sonra ilişkimizi birine söylememi bu kadar büyütmesi saçmalıktı. Onun birine anlatmamasını anlayışla karşılamaya çalışıyordum zaten ama benim birine bahsetmem neden bu kadar canını sıkıyordu anlamıyordum.

Sonuçta cinsiyeti önemsemeyen oydu. Kendisini bana sevdiren, cinsiyetçi ilişkilerden farklılıkların da olduğunu gösteren, ona güvenmemi sağlayan oydu ve neden ilişkimizi birine anlatmamı dert ediyordu anlamıyordum. Ki önüme gelene de anlatmadığım bir gerçekti. Sadece ailem ve Görkem biliyordu.

Birincisi aileme illa ki bu durumdan bahsedecektim, bunu onun yapmaması en büyük sorundu bana göre. İkincisi Görkem eşcinsel olan ve bana bu konuda yardım edebilecek tek arkadaşımdı, bunun da bir sorun teşkil etmediğini anlaması gerekiyordu.

"Problem bizde değil," dedim siparişlerimiz geldiğinde, "Problem bizim gibi düşünemeyen sevgililerimizde."

Güldü.

Aslında ikimiz de birbirimizin kavga sebebini bilmiyorduk ama buna rağmen birbirimizi anlamamız güzeldi. Bilmesem de Aylin'in haklı olduğuna emindim çünkü benim kardeşimdi. Haksız olmasına imkan yoktu. Benim olmadığı gibi.

İçeceğinden bir yudum aldığında valizlerin olduğu tarafa baktım. Görevlinin işaretiyle Aylin'e beklemesini söyleyip valizlerimizi almak için masadan kalktım. Kısa süren işi bitirip Aylin'in yanına döndüğümde telefonuyla uğraşıyordu.

00.00 [boyxboy]Onde histórias criam vida. Descubra agora