18

491 46 5
                                    

"Kanka biz derse geçiyoruz," diyerek yanımdan kalkan Okan'a başımı sallayarak karşılık verdim.

"Benim dersim bitti, beklerim seni."

Kolundaki saate bakıp sigarasını söndürdü ve deri ceketinin önünü kapattı.

"Zaten yarım saat sonra bitirir, haber veririm," dedi ve Onur'la birlikte fakülteye girdi.

Ayağa kalkıp ilerideki, daha karanlıkta ve fakülteye oldukça ters kalan, herhangi bir  insanın göremeyeceği yerdeki banklardan birine oturup bir sigara yaktım. Telefonumu çıkarıp sosyal medyada gezmeye başladığımda saate ilişen gözüm istemsizce sırıtmama neden oldu. Mesaj atmasına iki saat kalmıştı. Yani, saat onu beş geçiyordu ve genelde on ikiden sonra yazdığı için, iki saat kalmıştı.

Sebebini bilmediğim bir şekilde, mesaj atmasına alışmıştım ve hoşuma gittiği bir gerçekti. Sonuçta, egoma aşık bir insan olarak bu şekilde birinin bana yazması hoşuma gidiyordu. Aslında onun da dediği gibi, egomun pohpohlanmasına bayılıyordum ve o da bunu çok iyi beceriyordu.

Tedirginliğim veya bir endişem yoktu çünkü ona karşı bir şey hissetmeyeceğime emindim. Sadece, verdiği sözü tutabilecek mi onu merak ediyordum.

Kız kardeşimden gelen mesajı açarak ona cevap verirken yaklaşan adım sesini umursamadım çünkü, umursayacağım şeylerden biri olmadığını biliyordum.

"Oturabilir miyim?"

Bedeninin sadece kafasından aşağısı, telefona baktığım için görüş açımda olan bir erkek bedeni sol bacağımın önünde durmuş, yanımı işaret ediyordu.

Başımı kaldırıp yüzüne bakmak istemedim. Cevap veresim de yoktu açıkçası çünkü umurumda değildi.

"Bilmem, dene bakalım?" diye umursamazca cevap vererek Aylin'in attığı mesaja tekrar cevap vermek için mesaj kutusuna girdim.

Sigaramdan derin bir nefes çekerken bir şeyler mırıldanarak yanıma oturdu karanlıkta seçemeyeceğim insan silüeti. Annemin numarası ekranda göründüğünde oflayarak başımı arkama attım ve sigaramdan derin bir nefes daha çekip filtresine yaklaşan izmarite bakarken aramayı yanıtladım.

"Oğluşum?" dedi annem karşıdan.

"Aradığınız numara kullanılmamaktadır, lütfen tekrar denemeyin," diyerek telefonu kulağımla omzuma sıkıştırıp ceketimin cebinden paketimi çıkarıp bir dalı ağzıma yerleştirdim ve söndürmediğim izmaritle sigaramı yaktım.

"Gökhan, oğlunun numarası kullanılmıyor diyor, niye böyle oldu şimdi, daha sabah konuşmuştum?" dedi annem bu sefer, muhtemelen yanında olan babama ithafen.

Gözlerimi devirdim. Babamın arkadan ver bakayım diyen sesini duyduğumda boğazımı temizleyerek biten izmariti yere attım.

"Ahmet?"

Babamın gür sesi kulağıma dolduğunda sigaradan bir nefes daha çektim.

"Baba?" diye cevap verdim.

"Ahmet, oğlum?" dedi, emin olmak için.

"Baba, annemin kocası?" diye karşılık verdim alayla.

"Ulan pezevenk, annenle dalga mı geçiyorsun?" diye hırladı telefona babam, hani şu filmlerde veya dizilerde gördüğünüz sorgu odasında kullandığı 130 desibel ses tonuyla.

"Yo, annemle konuşmak istemiyorum." Diye cevap verdim babama oldukça sabit bir ses tonuyla. 

"Oğlum, ne zamana kadar böyle devam edeceksin?" diye sordu babam bu kez, fazlasıyla sakin ve üzgün olduğunu belli edercesine.

"O, geleceğimi sikmekten vazgeçene kadar," dedim ve bir şey söylemesine izin vermeden tekrar konuştum. "Derse gireceğim baba, sonra ararım seni ben, hadi görüşürüz."

Ardından telefonu kulağımdan çekip kapattım ve sigaramı izlemeye başladım. Yutkunmakta zorluk çekerken sigarayı dudaklarıma götürmeye korkmuştum. Dilimi ısırarak sakinleşmek için gözlerimi kapattım ve bankta bacaklarımı iyice açarak yayılıp başımı rahatsız edici tahtaya yasladım.

Yanımdaki bedenin kıpırdandığını hissettiğimde gözlerimi açmadan sigaramdan bir nefes daha çektim. Beynim uğulduyordu.

Telefonuma gelen mesaj bildirimiyle bacak arama koyduğum telefonu alıp gözlerimi açtım.

Ekrandaki isim gülümsememe neden olmuştu.

Burak: İnsan gibi otursana.

Başımı sağ tarafıma çevirip fakültenin önünü çok rahat görerek onu aradım. Fakültenin önünde sigara içen bir kız grubu ve birkaç birinci sınıftan başka kimse yoktu.

Telefonuma tekrar mesaj geldiğinde etrafa bakmayı kesip mesajı okudum.

Burak: Yanlış tarafa bakıyorsun.

Kaşlarımı çatarak başımı soluma çevirdim ve yanımda oturan bedene baktım.

"Siktir."

00.00 [boyxboy]Where stories live. Discover now