22

496 44 1
                                    

Burak: Yüzünde o Allah'a şirk koşturacak gülümsemeni görmek varken, boğuluyor oluşunu görmekten nefret ediyorum.

Burak: Ne seni bu hale sokuyor, kim seni böyle mahvediyor bilmiyorum ve bu beni delirtiyor.

Burak: Ulan yemin ederim dağı taşı sikesim geliyor, ölüyorum Tunahan.

Burak: Senin bu halini uzaktan izlemek beni öldürüyor.

Burak: Ne yaşıyorsun, neyle mücadele ediyorsun bilmiyorum. İnan bana bilmemek ve yardım edememek beni mahvediyor ama sana da kızamıyorum be, neden tanımadığın birine içini dökesin ki, değil mi?

Burak: Seni öyle görmekten nefret ediyorum.

Burak: Sana bunu yapanlardan nefret ediyorum.

Burak: Kalbini körelten bu karanlıktan ayrı, hislerini yok eden herkesten ayrı nefret ediyorum.

Burak: Ama ne var biliyor musun?

Burak: Sana yardım edemeyen, verdiği sözü bile tutamayan kendimden daha çok nefret ediyorum.

Burak: Hayatına müdahale etmemek için çabalamaktan yoruldum. Ve senin güvenini öyle hırpalamışlar ki, ne yapsam bana güvenmeyecek gibisin.

Burak: Bu histen kurtulamıyorum.

Burak: Verdiğim sözü tutamamaktan deli gibi korkuyorum, seni kazanamadan kaybetmekten deli gibi korkuyorum, Tunahan.

Burak: Ne olur, yalvarırım bana yardım et.

Burak: Taşıyamayacağım bir yükün altına girdim, eziliyorum.

Burak: Sadece kalbine dokunmak istiyordum amına koyayım, bunu bile beceremiyorum.

Burak: Kendi karanlığımda yok olmamak için savaşırdım önceden. Şimdi ise, iki zifiri karanlıkla savaşıyorum. Biriyle başa çıkamazken, ikisi birden ağır geliyor. Bir müttefiğim bile yok, karanlık bütün kalelerimi, kalelerini zapt etti. Direnemiyorum.

Burak: Çabuk pes eden biri değilim ama öyle yoruluyorum ki,

Burak: Üstelik, sen de artık gülümsemiyor ve bana hiç yardım etmiyorsun.

Burak: Tunahan, bana yardım et.

Burak: Tek bir içten gülümsemen bile bana bütün dünyaya savaş açacak gücü veriyorken, bunu benden esirgeme yalvarırım.

Burak: Senden tek bir şey istiyorum, beni bu savaşta müttefiksiz ve güçsüz bırakma, ne olur.

Tunahan: Burak

Burak: Söyleyeceğin her şeyi tahmin edebiliyorum, o yüzden bunlara cevap vermeni istemiyorum Tunahan.

Burak: Çünkü biliyorum, söyleyeceğin her şey benim gücüme güç katmaktan ziyade daha fazla ümitsizliğe kapılmama neden olacak, pes etmeme belki.

Burak: Sadece gülümsemeni istiyorum, başka hiçbir şey değil.

Tunahan: Biliyor musun, kimse benimle bu kadar uğraşmadı

Tunahan: Daha doğrusu, kimse benim için bu kadar çabalamadı

Burak: Bu onların aptallığı, sevdiğim. Çünkü sen, uğruna üçüncü dünya savaşı başlatılacak kadar güzel ve önemlisin.

Burak: Yanıyorum ulan, yüreğim yanıyor senin için. Tek korkum, o yangının söndürülmesi.

Tunahan: Çok güzel seviyorsun lan

Tunahan: Yemin ederim ağlayasım geliyor

Tunahan: Burak

Tunahan: Lütfen pes etme

Tunahan: Sana yardım etmeye çalışacağım

Tunahan: Yan, yanman lazım çünkü ve ben sönmemen için uğraşacağım

Tunahan: Sen bu kadar çabalarken, bunu yapmamak aptallık olur zaten

Burak: Sen yan dersin de, ben küllerimden doğmaz mıyım ulan.

Tunahan: Güzel

Burak: Sen daha güzelsin.

Tunahan: Senin sevgin her şeyden güzel.

Burak: Sevilenden ötürü.

Tunahan: Başkasın

Tunahan: Çok başkasın Burak

Tunahan: Ve bu benim hoşuma gidiyor

Burak: İyi anlamda mı?

Tunahan: Seni sevmek istiyorum.

Burak: HARBİ MİSİN

Tunahan: Soru işaretini unuttun

Burak: HARBİ MİSİN?

Tunahan: Harbiyim

Tunahan: Ben hayatımda ilk defa böyle seviliyorum ve bunu kaybetmek istemem

Burak: HAVALE GEÇİYORUM Bİ DK.

Burak: Tunahan, dalga geçmiyorsun değil mi?

Tunahan: Geçmiyorum Burak

Tunahan: Seninle birlikte olmam

Tunahan: Olamam ama cidden istiyorum

Tunahan: Birine güvenmeyi, sevmeyi

Burak: Sen beni sev, ben her türlü bizi birlikte tutarım zaten oğlum.

Burak: Yeter ki beni sev.

Tunahan: Önce güven

Burak: Sen bunları söyledin ya bana, ben nasıl pes ederim?

Burak: Nasıl o karanlıkların bizi boğmasına müsaade ederim?

Burak: Nasıl müttefiksiz kalsam da, son kalem yıkılsa da savaşmaktan vazgeçerim, ey sevgili?

Tunahan: Etme, etme, geçme

Tunahan: Bu karanlıktan kurtulmam için tek çıkar yol sensin

Burak: O yolda sana sürüne sürüne eşlik ederim ben.

Burak: Çok seviyorum lan seni, başka seviyorum.

Tunahan: Görüyorum

Burak: Güzel.

Burak: Şimdi gidip biraz ağzıma yastık tıkayıp çığlık atmam lazım, içimde kalmasın.

Tunahan: Hala garipsin

Burak: O senin garipliğin, sevdiğim.

Burak: Hadi iyi geceler.

Tunahan: Eyvallah, sana da.

00.00 [boyxboy]Where stories live. Discover now