Bölüm-8

12 4 0
                                    



Elimdeki koca kutuları yalının yüksek kapısının yanına fırlattım.

Ben ne yapıyordum?

Bugün insanları kandırmıştım resmen! Çekip gideceğimi bile bile ailesiyle bağ kurmuştum.

İzdivaç programlarına çıkmış gibi dedem hatırına sırf onun adı ve konumu zarar görmesin diye tam gaz nikah masasına gidiyordum.

Aslında şimdi farkına varıyordum. Benim derdim dedemin hatrı da değildi. Suçluluk beni bunları yapmaya itiyordu. Beni büyüten bu adama karşı o kadar mahcuptum ki şu camdan atla dese hiç durmazdım.

Ayrıca dedemin unvanı, soyadı, itibarı her şeyiydi. Bunu kaybetmekten ölesiye korkuyordu. İçten içe sırf bu yüzden onun alnına kara leke sürdürmemek için katlanmıştım. Basın, medya, gazeteler...

Odama doğru merdivenleri ikişer üçer çıktım. Yalnızca siyah spor çantamın içine sakladığım birkaç tomar paramı atıp boynuma en pahalı gerdanlıklarımdan birini takıp gözükmesin diye yakamdan içeri attım.

Pasaportum, kimliğim, banka mevduat cüzdanlarım...

Elbisemi çıkarmaya vakit bulamadım daha doğrusu tahammül edemedim. Merdivenleri seri hareketlerle indim.

Elimi kapıya atmıştım ki içeriden haber bültenlerindeki soğuk kadının sesi kulağımı doldurdu.

"...Selçuk Yılmaz'ın ofisinden tek el ateş sesi duyuldu. Son derece profesyonel bir şekilde kafatasının 2 santim içerisinden vurulan ve halihazırda kanser hastası olan Yılmaz, hastaneye kaldırıldı. Yanında bulunan üstüne zimmetli silahla intihar etmiş olabileceği....-"

Hass*ktir! Bunun intihar olmadığını biliyordum. Adam zaten şimdi olmasa iki gün sonra ölecekti. Neden intihar etsindi ki?

O anda son model telefonuma bilinmeyen numaradan bir bildirim geldi.

Kaç Margarita. Görüntülerin yarım saat içinde tüm basına sızmış olacak. Benimle uğraşanı yaşatmam. Dilerim sonun avukattan bile beter olmasın. KAÇ!...Tabi kaçabilirsen :)

~Benedict

Eğer o görüntüler, dedemin beni İngiltere'den kaçırmasına ve dava açmasına yardımcı olan diplomat arkadaşları tarafından görülürse kaos çıkardı. Kendi başları yanmasın diye beni yakarlardı. Hatta benden önce dedemi yakarlardı.

Demek ki Bozkurtoğulları dahi beni kurtarabilecek güce sahip değildi.

Yalının rıhtımına çıkıp dedemin küçük yatına doğru ilerledim. Kapıdan çıktığım an köpekbalıklarına yem olurdum.

Büyük halatları zar zor çözdükten sonra dümene geçtim. Kullanmayı geçen sene öğrenmiştim. Demir kolu hafif ittirip fazla ses çıkmaması için yavaşça kıyıdan uzaklaştıktan sonra kolu sonuna kadar ittirdim.

Genelde yarışlarla ilgili Bruce ile iletişim kurmak için kullandığım tuşlu telefonla Tommy'i aradım.

"Margarita bir sıkıntı mı var?"

"Dedem beni kurtarmak için baron bir arkadaşına gelin vermeye kalktı, yarışlara giderken McLareen'imle kabak gibi mobese görüntülerim ellerinde, geçen gün dedeme silah çekmişler, tuttuğu avukat muhtemelen az önce öldü, dava açtığımız için beni de öldürmeye gelecektir."

Bir süre ses gelmedi "Hass*ktir!"

Kızıl saçlarım rüzgardan deli gibi savruluyordu "Kaçakçı arkadaşın var mı? Türkiye'den çıksam yeter."

Eşim Bir Kaçak!Where stories live. Discover now