Bölüm-3

17 4 0
                                    





Gözlerimi açtığımda özel oda olduğu her halinden belli olan bir hastane odasında yatıyordum. Hemen yanıbaşımdaki dedem; kızıl saçlarımı okşuyor, kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu.

Gözlerimi açtığımı fark edince hemen ayaklandı "İnci'm iyi misin kızım?"

Dilim damağım birbirine yapışmıştı. Kolumda hafif bir ağrı vardı, büyük ihtimalle ağrı kesiciler sayesinde fazla hissetmiyordum. Başımı onaylar anlamda aşağı yukarı sallayınca dedem de rahat bir nefes vererek doktoru çağırmaya gitti.

Kader beni nerelere getirmişti.

4 yıl önce Türkiye'deki peşimi bırakmayan etiketim ve esaretimden kurtulup üniversite okumak için gittiğim İngiltere, hem huzuru hem de belayı tattırmıştı.

Hafifçe tıklanan kapı hemen ardından açılmış içer 30'larının ortasında bir erkek ve 40'lı yaşlarda bir kadın doktor girmişti.

"Geçmiş olsun Bayan Margarita. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

Birkaç kez yutkunduktan sonra söze girdim "İyiyim, sadece omzumda hafif bir ağrı var. Ve başım çok ağrıyor."

Kadın doktor önündeki kağıtları karıştırırken diğer yandan da helyum çekmiş gibi çıkan sesiyle konuşuyordu "Baş ağrısı çok normal. Geldiğinizde de kalp ritimleriniz normal değildi. Muhtemelen panik atak... olay anında korkudan olmuş olmalı. Ciddi sorunlara yol açacağını düşünmüyorum.

Kesik ise... gerçekten derin. Biraz daha derine inseydi ciddi bir ameliyat geçirmek zorunda kalacaktınız. Bir süreliğine askıyla dolaşmanız gerekecek, ardından duruma göre şekil alacağız."

Dedem dehşet içinde araya girdi "Kolunu kaybetmez değil mi?!"

Erkek doktor profesyonel bir şekilde gülümsedi "Öyle bir durum söz konusu dahi değil. Kontrollere gelip ilaçlar kullanılırsa yalnızca ten rengine aykırı bir iz kalacaktır. Onu da hastanemizin plastik kısmıyla görüşebilirsiniz."

Klasik, her özel hastanede gördüğümüz 'yolunacak tavuk' muamelesi. Neden kardeşim...belki ben façalı dolaşmak istiyorum.

Dedem kocaman gülümseyip rahat bir nefes aldı "Çok şükür. Peki ne zaman çıkabiliriz?"

"Ağrı kesici serum bitsin, çıkabilirsiniz."

Onlar odayı terk ederken aklıma bir şey dank etti. Bruce, çıkmadan önce avucumun içine bir şey bırakmıştı. Bir tehdit...Bir metal...

Kurşun...

Sol omzum zaten yaralıydı... kurşunu sağ elime vermişti ve şuan sağ elimin üstünde serum takılıydı. Hafifçe kafamı kaldırıp örtünün üstüne düşmüştür umuduyla bakınırken dedem ceketinin iç cebinden bir şey çıkarıp burnumun ucuna kadar getirdi.

Kurşun.

Artık yapacak bir şey yoktu. Göte giren şemsiye açılmazdı. Yalan düşünmeye ne mantığım ne de takatim kalmıştı.

"Her şeyi istiyorum İnci. En baştan!"

Derin bir nefes aldım "Yemin ederim başta kötü bir amacım yoktu. Ben... sadece denemek istedim...-"

Dedem dehşetle büyüyen gözleriyle ayaklandı "Uyuşturucu mu içiyorsun?!"

Anlatmaya çalıştığımın yanlış yöne gittiğini fark edince başımı iki yana salladım "Ha... yok dede öyle değil... Arkadaşım Benjamin'i biliyorsun, üniversiteden arkadaşlarla kendi aralarında eğlenmek için sokak yarışları yapıyorlardı..."

Evet keşler, kaçakçılar, gangsterler kesinlikle bizim üniversite çıkışlıdır... her neyse bu küçük bir pembe yalandı.

"...Bir gece ben de denemek istedim ve Benjamin'in arabasıyla yarıştım...-"

Eşim Bir Kaçak!Where stories live. Discover now