Bölüm-6

13 3 0
                                    



"Nerde o sürtük? Nerde o p*ç!"

Daha ben gözlerimi açamadan ablam odamın kapısını açmıştı bile. Çok sinirliydi. Ve sanırım haklıydı da...

"Ne yaptın ha? Nasıl yaptın?! Daha girdiğinde gözünü sana dikmişti zaten! Göz mü kırptın, vaatte mi bulundun? NE YAPTIN DEDİM?!"

Üstümde ip askılı takımlarımdan biri vardı ve aşağıdaki ayak seslerine bakacak olursak bir ordu geliyordu. Seri hareketlerle üstüme sabahlığımı geçirirken ablam bana daha çok yaklaşıyordu.

"Benim için gelmişlerdi!..-"

Dedem bastonunu tüm gücüyle yere vurup onu susturdu "İpar! Yeter artık! Oğuz, İnci'yi birkaç gün önce akşam yemeğindeyken görmüş. Dedesi de 'onun benim torunum olduğunu' söylemiş. En başından İnci için gelmişlerdi!"

Dedem ayaküstü güzel palavra sıkıyordu.

İpar akmış makyajıyla 'hayır' anlamında başını salladı "Yalan söylüyorsun! Sen yaptın! O aileye, bu p*çi gelin etm...-"

Etin ete gürültülü çarpışı... ablamın başı yana düşerken babam, kavgaya gidercesine kapıda duran abimi ittirip dedemin yanına geldi "Baba ne yapıyorsun?! İpar'ın haklı olduğunu bile bile hem de!"

"Kardeşiyle konuşmayı öğrendiği gün, kim haklı kim haksız tartışırız Mustafa."

Ablam babama sarılıp sarsılarak ağlamaya başladı "Baba neden böyle oluyor?! O neden bu kadar güzel? O yüzden onu istediler. Annesine benziyor oros..."

23 yıldır profesyonel olarak yaptığım bir şeyi sizinle paylaşmak isterim: Sabretmek.

Ben bana yapışan etiketleri kabul edeli çok olmuştu. Tıpkı anneminkileri de olduğu gibi. Ne kadar inkar etsem ne kadar konduramasam da annem ikinci kadındı. Evet belki ben bazı şeylerin farkındaydım ama bu sürekli başkalarının ağzından çıkanları yutmak zorunda olduğum anlamına da gelmiyordu!

Dedem ablamın sözlerini bitirmesine izin vermezken ben de abimi kendi yolumdan ittirip dolabımdan aldığım diz altına kadar inen trençkotumla odayı terk ettim. Uykumda bile huzur yoktu.

Dedemin baş koruması Mahir abi evin çıkışında beni durdurdu "İnci Hanım bir sorun mu var?"

Uyan ç*küm kiraza gidelim Mahir abi!

&&&

Kahvaltı masasında iki kişi olduğumuzdan kaynaklı sessizlik iç bunaltıcı hale geliyordu. Dedem elindeki gazetesi ve ağzında çiğnediği zeytiniyle bu sabah oldukça konuşkandı(!)

Ablamın kaoslu baskınının üstünden bir hafta geçmiş ve ben bu sürede yalnızca nişan hazırlıkları için sürekli beni darlayan organizasyoncu ve dedemle muhattap olmuştum.

Sabahtan beri dördüncüye çalan telefonla dedem, bezgin bir şekilde gazeteyi masaya fırlatttı "Yine o değişik çocuk mu arıyor?"

Değişik çocuk = organizasyoncu

"Efendim Özgür Bey."

Kerimcan Durmaz edasıyla giriş yaptı "Ay alo İnci Hanım tekrardan günaydın! Nişanlığınız ne renk acaba?"

Nişanlığım yoktu!

Elimi gerginle enseme attım "Aa...şey... ben daha seçmedim ama."

"Ay bu karı da bi gevşek ayol! Haftaya nişanlanıyor kıyafeti yok.... Kız sessize almamışım!... ay İnci hanım ses kesiliyor. Hığk...kığk..."

Eşim Bir Kaçak!Where stories live. Discover now