Bölüm-4

13 4 0
                                    


1 Hafta Sonra

Çocukluğum pek de sakin geçmemişti. Doğumumdan yalnızca 1 ay sonra intihar eden annemin ardından Yunanistan'da birkaç akrabam, annemden kalan miras uğruna ve kimliğimdeki baba kısmının boşluğunun getirdiği avantajla beni evlatlık almıştı.

Beni evlatlık alan dayımın, babamın kim olduğunu öğrenmesiyle daha fazla para koparmak için beni de yanına alıp Türkiye'ye getirdiğinde yalnızca 4 aylıkmışım.

İç güveysi babam, kayınpederinin kulağına gitmesin diye öz babasından borç alınca, çok kısa bir sürede gerçekler dedem tarafından fark edilmişti.

Babamın Yunan bir mankenden 4 aylık bir kızı vardı.

6. ayıma girmeden iki ailede de beklenen kıyametin kopması kaçınılmaz olmuştu. Türkiye'nin önde gelen medyacılarından Hulusi Özkaya'nın damadı; kızını boynuzlamış, üstüne bir de gayrimeşru bir çocuğu olmuş, büyükelçi olan dünürü ise bu çocuğu kendi nüfusuna geçirmişti.

Benim dünyaya gelişim bile sansasyoneldi.

Hiçbir zaman huzurlu değildim. Bu durum 22 yaşında olduğum günlerde de devam ediyordu.

Hafifçe boynumu ıslattıktan sonra sakin bir şekilde kağıt havlu kopardım. Restoranın lavabosu dahi bu kadar gösterişli olduğunu belli ederken içerdeki ortam beni germekten başka hiçbir işe yaramıyordu.

Lavaboya giren iki kokonayla huzurum bozulmuş, kendimi dışarı atmak zorunda kalmıştım. Uzun aynalı duvarların bulunduğu dar koridorda yürürken karşıdan gelen adam dikkatimi çekti.

Koridordaki yüksek sallantılı avizelere çarpmamak için başı eğik yürüyordu, hulk gibiydi. Koyu kumral saçları arkaya ensesine doğru taranmıştı, cüssesi yüzünden yanından geçemezdim tam ben ona yol verecekken sakince başını kaldırıp bana baktı. Beni rahatsız etmemek için yana çekilip bana yol verirken yanından geçene kadar gözlerini üstümden ayırmamıştı.

İstemeyerek de olsa masaya döndüğümde edem şarabını yarılamış beni bekliyordu. Geçirdiği ufak kalp spazmı sonrası kısa süreli istirahatin ardından aile avukatlarımıza durumu GERÇEK bir şekilde açıklamış ve araştırma yapmalarını rica etmişti.

Avukatların araştırma sonuçlarını açıklaması için yemeğe teşrif etmesini bekliyorduk. Ancak dedem onu bıraktığımdaki gibi neşeli değildi.

"Ne oldu Avni Bey... neşeniz neden kaçtı?"

Sakince yan masaya göz attı "Asker arkadaşım. Hatırlıyor musun sana anlatmıştım."

Biraz düşündüm. Çok da bir şey hatırlamıyordum "Hayal meyal hatırlıyorum galiba. Şu...pis işlere bulaşan mı?"

"Alparslan Bozkurtoğlu."

Sanki eski bir sevgilisini hatırlarmış gibi derin bir iç çekti. Bu hali gülmemek için kendimi sıkmama neden oldu.

"Alparslan... yatakhaneyi bastıklarında onun için kurşunun önüne atlayacağım kadar değer verdiğim bir arkadaşımdı. Bölük komutanları ona sürekli eziyet eder, nöbet verirdi. Başta nedenini anlamazdım ama daha sonra öğrendim."

Şarabımdan bir yudum aldım "Nedenmiş?"

"Meğer Alparslan'ın ailesi; Yahudilerin Rostchild'ının, Kolombiya'nın Escobar'ının Türkiye versiyonuymuş!"

Komik yoldan anlattığı şeylerle kıkırdadım. Dedem böyleydi işte. Yaşının da getirdiği tecrübe, büyükelçi olduğundan gezdiği ülkelerdeki yaşanmışlıklar, aile yapısı... kitap gibi adamdı.

Eşim Bir Kaçak!Where stories live. Discover now