"Kız ne oldu?" dedi Dilşat yüzüme bakarak. Öylesine sorulmuş bir soruydu, gerçekten merak ettiğinden değildi.

"Hiç. Yorgunum."

"Heee. Karaca ben sana şeyi soracaktım."

Kaşlarımı çattım.
"Neyi?"

"Baran Abim neden ayrıldı Kardelen'den."

1 hafta sonra ilk kez kalbim hızlandığında aşırı uç bir tepki verip şüpheleri üstüme çekmemek için kendimi yırtarken sadece şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdığımda Gül bir elinin tersini öbürüne vurdu.

"Aha o da bilmiyor işte!"

"Ne? Durun." Duvara yaslandım. Ne hissedceğimi ve ne düşüneceğimi şaşırmıştım. "Nasıl?"

"Yav anlatma ama kimseye bak aramızda." diye tembihlediklerinde hızlıca salladım başımı. Beni iyice kenara çektiler. Onlar yönlendirmese nereye yürüyeceğimi bile bilemezdim. Tüm dengem şaşmıştı. Resmen şok olmuştum.

"Baran Abi'm tatile gitmeden evvel Kardelen'e konuşmayı kesmeye dair şeyler söylemiş ama Kardelen tam anlamayınca o da üzerine gitmemiş, direkt olarak kesmemiş yani. Tatilde de Kardelen'le hiç konuşmamış. Kızın aklına ister istemez başka şeyler geldi ama biz Baran Abi'yi bildiğimizden öyle bir şey yapmayacağını biliyorduk. Tatilden döner dönmez Kardelen'e konuşmayı kesmenin iki taraf için de iyi olacağını ve aileleri de kendilerini de üzmeden bu mevzuyu fazla uzamadan kapatmak istemiş. Yani tatile gitmeden direkt söyleyemediğini tatilden gelince söylemiş."

Dilşat heyecanla anlatırken anlattığı şeylere neyin sebep olduğunu düşündüm. Aklım karmakarışık olmuştu.

Gül devraldı.
"Yav tamam Baran Abi çok başkadır hiç diğer erkekler gibi değildir ama çok garip değil mi bir anda tatile gidince yazmayı kesmesi sonra da ayrılması. Sanki o arada bir şey olmuş gibi..."

"Karaca doğruyu söyle vallaha aramızda kalacak. Baran Abi bir şey yaptı mı?"

Başımı hızlıca iki yana salladım.
"Hayır tabiki. Tatil boyu gözü hep üstümüzdeydi."

"Kardelen de senin arkadaşların veya tatildeki kızlar yüzünden olduğunu düşünüyor. Ebrar da Songül de öyle insanlar değildir hatta Songül'ün sevgilisi var dedik ama kafasında kuruyor. E o da haklı. Benim başıma gelse ben de aynısını düşünürdüm."

Dilimin ucuyla dudaklarımı ıslatıp duvarın üzerinde parmaklarımla bir ritim tutturdum. İçeriye giren çıkan sayısı artınca konuyu kapatacaklarını anlayıp son kez soru sordum.

"Kardelen nasıl yaklaştı ayrılığa?"

"Nasıl yaklaşacak? Perişan halde kız. Kardelen Baran Abiyi çok seviyordu. Yemeden içmeden kesildi. 1 haftadır ses seda yok. Evine gitmeye çekiniyoruz kontrol amaçlı. Yusuf Abi falan bir şeyden işkillense daha büyük sıkıntı."

"Ama bence barışırlar. Baran Abi de Kardelen'den bir şey beklemese en başından konuşmazdı. Ne düşünüyor kendi aklında bilmem ama bence ortaya çıkar sonra da Kardelen'den özür diler."

Dişlerimi sıktım. Tam biraz mutlu oldum derken şimdi bu ihtimali düşünüp canımı iyice sıkmak istemiyordum. 1 haftadır ilk kez gerçekten biraz rahatlamış hissediyordum. Birinin üzüntüsüne bu kadar sevinmem normal değildi biliyorum ancak en başta seven bendim. Hayatına kim girer kim çıkardı kestiremiyordum ama yine de onu en çok sevenin ben olacağımı da biliyordum.

Kafa doluluğum biraz daha artıp dışarıdaki seslere karışır gibi olduğunda bir bardak çay alıp yukarıya çıktım. Aşağıdan çocukların sesleri geliyordu. Sedire oturup ayaklarımı kendime çektim.

Ayrılmasına ben sebep değildim muhtemelen. Çünkü kızlar tatile gitmeden ayrılmak ister gibi davrandığını söylemişlerdi. Beni anlayıp anlamadığı bile muammayken zaten benim yüzümden olması saçma olurdu.

Aldatma gibi bir ihtimal de yoktu çünkü gerçekten hep birlikteydik ve gözünü dışarıya bile çevirmemişti.

Hiçbirisi değilse geriye tek sebep Kardelen'in düzgün karakteri ve güzelliğinden etkileneceğini sanıp konuşmaya başlaması ancak sonra bir şeyler hissedemeyince kızın da kendinin de vaktini boşa harcamamak, işleri ciddiye bindirmeden uzaklaşmaktı. Aklıma en çok yatan da buydu. Çünkü Baran zamanına çok önem verirdi ve kendisi dahil herkesin zamanından aldığı süreye dikkat ederdi.

Alt dudağımı ısırdım. Kardelen mevzusuna aklımda kolayca ihtimaller sunup eleyebilmiştim ancak konu biz olunca hiçbir şey yapamıyordum. Her türlü itliğe çalışan beynim sanki birden durmaya karar veriyordu.

Abim olduğunu bana vurgulaması beni reddettiği için miydi yoksa o öylesine söylenmiş her zamanki kelimelerden birisi miydi? Öylesine söylenmiş gibi hissettirmiyordu. Hem öylesine söylenmişse beni bir haftadır yok sayması da komik olurdu.

Öylesine söylenmediyse de cevabı tamamen hayır mıydı? Aramızdaki her şeyi, tam anlamıyla, bitirmek istiyor muydu? Ya da tek amacı bunun heves olduğunu düşünüp beni kendime getirmek miydi?

Bu hep böyle mi sürecekti?

En çok merak ettiğim soru da buydu. Ben bunun olmasına izin veremezdim. Aramızdaki o şeyin bizi bu hale getirmesine göz yumamazdım. Sabrım yavaş yavaş tükenmeye başlıyordu.

"Keşke sabrımla beraber ona olan sevgim de biraz tükenseydi de bugün bu koltukta yalnızca okul açıldığında yapacağım kombinleri düşünüyor olsaydım." diye mırıldandım kendi kendime.

Dakikalar dakikaları kovaladı. Saatin geç olduğunu konağın büyük kapısı açılıp da abimlerin gülme sesleri kulağıma dolduğunda anladım. Çocuk sesleri bile çekilmiş, ışıklar sönmüştü.

"Yarram sus bir artık sus!" dedi abim. Muhtemelen Said'e diyordu. Sarhoş olabilirlerdi.

"Ya ne dedik sanki?"

Neyden bahsettikleri hakkında pek fikrim yoktu. Aşağıya eğilip onlara el sallamak istiyordum ama Baran bana garip davranırken hiçbir şey yapasım gelmiyordu.

"Aptal." diye mırıldandım. Aptal olan bendim.

Abimler merdivenleri çıktığında beni ayakta görüp sırf bulaşmak için bulaşmasın diye ayağa kalkıp odama doğru yürüdüm. Bu sırada Baran'ın onlardan önce çıktığını ve odasının kapısını açmaya çalıştığını göremeyip sertçe çarpmıştım.

"Pardon." dedik aynı anda.

1 hafta içinde bana karşı kullandığı tek kelimelik cevaplardan herhangi birisiydi.

Durdum. Konuşmak istiyordum ama ne demem gerektiğini bilmiyordum. Dilime gelen ilk soruyu sordum düşünmeden.

"Davut Abi bizde mi kalacak?"

"Evet." dedi sadece. Gülümseme veya göz teması yoktu. Odasının kapısına soktuğu anahtara bakıyordu.

"Anladım." Durdum. Yüzüne baktım. Gözleri gözlerime değsin diye resmen çıldırıyordum ancak o bana asla bakmıyordu. "İyi geceler." dedim derin bir nefes alarak.

"Sana da." deyip bir şey söylememi beklemeden odasından içeriye girdi ve kapıyı kapattı. Abim merdivenlerin başında göründüğünde ben de koşar adım odama girdim ancak başımı yastığa koyduğumda hissettiğim tek şey sızlayan kalbim ve yanağımdaki ıslaklıktı.

————

Nazende (bxb)Where stories live. Discover now