𝑂𝑛 𝐴𝑙𝑡𝚤

Start from the beginning
                                    

"Düşünmekten yakında kafayı yiyeceğim." diyerek söyledim bir elimle başımı ovaladım.

"Olayı tam olarak bize de anlat. Yardımcı olalım diyoruz sana." diye çıkıştı Lisa. Onlar kısmi dert ortağımdı ancak bazı şeyler bana, bize kalmalıydı. Üstelik bu Kara Kedi'nin kişisel alanına saygısızlıktı. İlerde bir gün kızlar yanlışlıkla Kara Kedi'nin kimliğini çözerlerse, görürlerse ya biri onların benim kimliğimi bildiğini tespit ederse? Riski göze alamazdım.

"Bazı şeyler bize kalsa daha sağlıklı. Onun gizli bir kimliği var. Ne kadar az insan hakkımızda bir şey bilirse o kadar iyi." dedim ve bu konu hakkındaki münasebeti kısa kestim. Büyükannemin ağır adımlarla salona girmesiyle ona baktım. Yorgun göz kapakları vardı. Harelerini açık tutmak çok zor geliyor olmalıydı. Yüzündeki yorgunluk, saçlarına düşen aklar onu günden güne bitiriyordu. Kanseri yaşam enerjisini bitiriyordu. En kısa sürede tedaviye başlarsa günümüzün vermiş olduğu gelişmiş sağlık teknolojileri ona bir yaşam daha verebilirdi. Umut etmek gerekirdi.

Umut etmek çoğu kişi için zor olabilirdi. Bazen yorar bazen güldürürdü. Seni bir amaçsızlığa mahkum ettikçe bileklerine zincir benzeri bağlanırdı. Peki ya mutluluğa sürüklerse? O zaman tebessüm ederdin, içindeki inanç güçlü olurdu. Tüm umutlar böyle değil miydi? Tebessüm ile başlayıp yoran tipte. Pozitiften negatife uzun bir yol. Kendi değerlerini kaybettiğin zaman ortaya çıkan olumsuz enerji, seni bitiren enerjidir umut.

Büyükannemin masada karşımızdaki sandalyeye yerleşmesi ve ellerini masaya dayayıp nefes alışverişlerini işittim. Koyu renk gözlerini üzerimizde teker teker gezdirdi. "Çocuklar." dedi. "Bazı nedenlerden ötürü artık burada yaşayamayacağız." Bunu duymamız ile birbirimize baktık. Luna ve Lisa'nın birdenbire nereden geldiğini sorguladıkları bir an gerçekleşti. Kaşla göz arasında büyükannemin bana pot kırmamam için yaptığı sus işaretini gördüm ve sustum.

"Neden ama?"

"Ben artık yaşlandım. Size bakmak gün geçtikçe beni zorluyor." Kızlar yanına gidip iki yanından sarıldılar. "Sana yük olduğumuzu bilmiyorduk." Luna'nın omzunu okşaması ile demek istediğinin tersi olduğunu ifade etmişti. "Kızlar, asla bana yük olmadınız. Siz bana emanetsiniz. Sizi arkamda tabii ki bırakmayacağım." Kahverengi gözleri benimle buluştu. Umarım dercesine başımı salladım.

☆𝑩𝒂𝒏𝒂 𝑮𝒆𝒓𝒊 𝑫𝒐̈𝒏 𝑳𝒆𝒚𝒅𝒊𝒎 ➪ 𝐿𝑎𝑑𝑦𝑁𝑜𝑖𝑟Where stories live. Discover now