𝑂𝑛 𝐴𝑙𝑡𝚤

178 14 193
                                    

Hepinize merhaba. Bölüme geçmeden önce bir konuya açıklık getirmek istiyorum.
Adrien konusunda pek çok okuldan ağır linçler geldi Kagami konusunda. Haklısınız ancak şöyle bir şey de var. Adrien bir ergen ve 16 yaşındaki bir kız ile aynı yaştaki bir erkek olgunluğu bir değil ve hala ergen. Doğruları, yanlışları, dengesiz hareketleri olabilir.
Kendim de 15 yaşına yeni basmış bir ergen olarak kaleme aldığım karakterlerin ruh hallerini yaşayarak yazdığımı söyleyebilirim bazı noktalarda. Lütfen karakterlerimizin henüz tam karakterleri oturmuş yetişkinler olarak görmeyelim.

Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yeni bölümünüz aşağıda. İyi okumalar dilerim <333







Marinette

Gergin biçimde oturduğum masada parmaklarımı tıkırdatıyordum. İkizler sağıma ve soluma oturmuşlardı. Büyükannem çok önemli bir şey söyleyeceğini dile getirmişti. Son birkaç gündür kuvvetten düştüğü belliydi. Kızlara nezle diyerek yutturabilirdi ancak bana asla çünkü erken teşhisli kanser olduğunu biliyordum. Eğer Luna ve Lisa bunu öğrenirlerse mahvolurlardı. Birazdan burada duyulacak olan acı hıçkırıkların, feryatlarının seslerini kulağımda hayal ettim. İçime sert bir yumru oturuyordu. 

Dertlerim bitmiyordu ve düşüncelerim beni terk etmiyordu. Annemle artık her gün telefonda konuşuyorduk. Büyükannemle konuşsa üzülmesinler diye "İyiyim." diyeceğini bildiğimizden benden rapor alıyordu. Evde dolaşan negatif enerji zirvedeydi. Eğer Hawk Moth bu kadar uzağı hissedebilseydi kim bilir neler olurdu?

DEV GİBİ BİR FELAKET!

Şu an felaket olan sadece büyükannem ya da Hawk Moth değildi. Kara Kedi ile ilişkim de çalkantıdaydı. Neredeyse her gün görüşüyorduk ancak onunla muhatap olmuyordum. Görevdeyken de bu konuları sırası olmadığı için açmıyordu. Geri dönüşeceğim için de hemen toz oluyordum. Onu dinleyip dinlememek arasında gidip geliyordum. 

Ona Paris'ten daha hızlı haberim olsun diye açtığımız resmi İnstagram hesaplarından bana mesaj atabileceğini söylemiştim. Sadece görev için. O bunu göz ardı ederek "Beni bir kere dinle. Konuşmalıyız. Kaçma artık." gibisinden mesajlar atıyordu. Başka zaman olsa oma asla olumsuz yanıt vermezdim ancak durum tamamen bundan ibaret değildi ancak içten içe merak duygusu da beni sarıyordu. Karışan duygularım, beynimi fazla yormak baş ağrılarımı geri getiriyordu. 

Bir sevgilisi vardı. Sevgili denen kişi ile aranda özel bir bağ olur ve bu bağa aşk denir fakat Kara Kedi'nin tüm zaman boyu aklının, kalbinin içerişinde yer ettiğimi biliyordum. Sözleri, duyguları, davranışları tamamıyla gerçekti. Aşkı tanımayı öğrenmiştim. Artık avucumun içi gibi biliyordum. Kim durduk yere, sebepsizce canını biri için feda eder? 

Onun benim için kaç kere kendi hayatını riske attığını sayamazdım.

Öyleyse neden bir sevgilisi vardı?

☆𝑩𝒂𝒏𝒂 𝑮𝒆𝒓𝒊 𝑫𝒐̈𝒏 𝑳𝒆𝒚𝒅𝒊𝒎 ➪ 𝐿𝑎𝑑𝑦𝑁𝑜𝑖𝑟Where stories live. Discover now