•Aşkın Bağ Bozumu•

1.2K 54 23
                                    

|Cem Adrian- Zincir|

Başım ağrıyordu. Sabaha karşı artık ağlayarak uyuduğum için olsa gerekti. Tüm gece Melinay'a başımdan geçenleri anlatmıştım çünkü. Gerçekliğine inanamayarak dinlemişti beni ve bir ara benimle birlikte ağlamıştı. Çünkü aynı yerden yaralıydık ve birbirimizi çok iyi anlıyorduk. Sahte teselli cümleleri kurmamıştı en azından.

Bana söyleyebileceği en mantıklı kelimeleri kullanmıştı. Bizim avukat olduğumuzu ve mafyavari tiplere bulaşmamız gerektiğini söylemişti. Aslında Arel için değil bunu daha çok Egemen için söylemişti. İçerlemişti sanırım çünkü hayatında ilk defa bir erkeğe cinsel çekim dışında duygular beslediğini söylemişti. Ve Egemen onu öylece terk etmişti sebebini bilmiyordu ama Barlas'ın yanında Egemen'in gördüğümü ve yaşanan diğer olayları anlattığımda o da şaşırmıştı 

Barlas'ın ne yapmaya çalıştığı halâ bir muammaydı. Ve neden ısrarla her taraftan çıktığı. Aslında bunu Arel'i rahatsız etmek için yaptığını düşünüyordum. Arel'den ayrıldığıma göre artık etrafımda gezmeyi bırakacaktı sanırım. Aşk ihtimaline ise pek ısınamıyordum Barlas gibi bir adam için aşk diye bir şey olamazdı bence. Belki geçmişinde bir dönem olmuş olabilirdi fakat devam ettiğine dair tek bir davranışını dahi görememiştim. 

Yorgun halimle tüm gece bunu konuşmuştum işte. Bazen neden böyle olduğumu düşünüyordum? Neden sürekli yarım kalıyordum, eksiktim, hayatımda ilk defa bir şey tam oluyor gibiydi onu da kendi ellerimle dağıtmıştım. İnsanlar bir konuda çok iyi olurdu, mesela güzel piyano çalarlardı, resim çizerlerdi bazıları sporda iyiydi. Bazıları mesleğinde en başarılıydı, bazıları sadece çok güzeldi, bazıları iyi bir eş seçebiliyordu. 

Ben hiçbir şeyi tam olarak beceremiyordum. Piyano çalabiliyordum fakat iyi değildim, babam ülkenin en saygın ceza avukatlarından biriydi fakat ona yaklaşamıyordum bile, hiçbir sporda o kadar iyi değildim. Her şeyle uğraşamamış ama bir türlü tutunamamış biriydim. Güzelliğim bike tenimle yarım kalmıştı. 

Hoş annemin dediği gibi model olsam belki bir şeyi ram becermiş olurdum. Mosa dünyasında 'farklılık' revaçtaydı ve ben ben bu ten rengiyle oldukça farklıydım. Hoş ben bir şekilde onu da tam anlamıyla yapamazdım. 

Derince bir soluk aldım. En azından kendimi sevmeyi başarabiliyordum. Çünkü ben kendimi sevmezsem diğerleri neden sevecekti ki? İşte tam bu anda onu da yitiriyordum. Bir seçim yapmak zorunda kalmıştım ve evet iki seçiminde zararı banaydı. Fakat ne olursa olsun mantıklı olanı seçmiştim. Sevdiğim adamın ölümüne şahit olursam delirirdim herhalde. Hoş gözlerimin önünde Leyla'yla evlenirse de farklı bir son yaşayacağımı düşünmüyordum ya.

Düşünmekten yorulmuştum artık. Neden arkamda bırakamıyordum ki? Ben aptal bir kadın değildim ki, başımı derde sokmaktan kaçınırdım. Bahsettiğim küçük riskler değildi, elinde silah olan ve gözünü kırpmadan adam öldüren insanların olduğu türden risklerdi. 

Geçecekti, önünde sonunda geçecekti 

"Baban beni işten kovacak." diye konuştu Melinay beni sancılı düşüncelerimden çıkartırken. "Ben kızıyım bir şey demez." dedim önümdeki kahvaltı masasına bakarken. Sonuçta benim yüzümden öğlene doğru ancak uyanabilmiştik değil mi? Melinay'ı Selin arayıp neden gelmediğini sormuştu çünkü bugün onun izini bitmişti ve büyük bir olasılıkla babam ararmıştı. Beni de neredeyse bir saat önce kendi aramıştı 

KATRE-İ ADALET |+18Where stories live. Discover now