•Kaderin Çizildiği Yer•

1.1K 49 38
                                    

|Şebnem Ferah- Korkarak Yaşıyorsan|

"Hiç kimseyi rüyanda görecek kadar sevme... Çünkü; o zaman uyusan da geçmez."

Tanrım ne karmaşık bir hal alıyordu bu ilişki iyice. Ben sadece sevdiğim adamla bir gelecek istiyordum. Kalbimin ağrısıyla geçirdiğim onca sene son buldu kusursuz bir mutluluğa eriştiğimi sanarken şimdi o kadar karmaşık bir duruma saplanmıştım ki. Boyumu o kadar aşıyordu ki bu durum. Sevgim beni neyin içine sürüklüyordu böyle?

Ve korktuğumu hissediyordum. Lakin bu kendim için değildi Arel içindi, nasıl bir şeyin içindeydi böyle nasıl bir karmaşanın parçası olarak varolmuştu. Ve bunca yükün altında nasıl halâ zihni sağlıklı bir insan olarak kalabilmişti?

"Yani siz istiyorsunuz ki Leyla ve Arel evlensin. Birlikte daha güçlü olsunlar ve ikisine de kimse zarar veremesin." diye konuştum herkese hitap ederek. Tam olarak bunu anlamıştım anlatılanlardan. "Sadece bu değil." diye konuştu Feray Hanım. "Arel dört yıl önce tüm haklarından vazgeçti. Babası gibi bir adam olmayacakmış. Normal bir hayat istiyormuş." dedi Feray Hanım bakışlarını üzerimde gezerken. 

"Sizde bundan beni mi sorumlu tutuyorsunuz?" dedim Feray Karataş'a anında bir cevap vererek. "Oğlum bir kadına, bir insana kendini değiştirecek kadar önem vermez, onun doğasında yok böyle bir şey. Beni bile kolayca arkasında bırakabildi." diye konuştu Feray Hanım, bu duruma ne kadar üzüldüğünü ve yıkıldığını anlamak zor değildi. "Ama sen oğlumla altı yıl önce karşılaşıyorsun ve Arel haftalarca her gece bayılacak kadar alkol alıp 'ay tenli kadın' diye sayıklıyor." Feray Hanım kesinlikle beni suçluyordu fakat kalbim neden bu denli heyecanlıydı 

'Ay tenli kadın' diye tekrar ettim içimden. O bana bu sıfatı mı uygun bulmuştu? Hasta gibi göründüğümü düşünmemişti ya da korkunç bulmamıştı bu aşırı beyazlığımı. Kalbim aşkla çarpıyordu. "Sen Ankara'da üniversite okuyorsun Arel her haftasonu soluğu Ankara'da alıyor. Ve Ertuğrul ortada hiçbir sebep yokken seninle evlenmesi için oğlumla konuşmamı istiyor. Oğlum da sorgulamadan kabul ediyor." 

"Ben başka bir sorumlu göremiyorum." dedi net bir tavırla. Ve evet haklıydı tüm parçalar birleştiğinde böyle bir şey ortaya çıkıyordu. "Peki Feray Hanım, Arel'in sizce tüm bu tehlikenin içinden sıyrılıp kendine normal bir hayat kurmak istemesi iyi bir şey değil mi?" diye konuştum. "Sonuçta o daha doğmamışken bile zarar vermemişler şimdi her şeyden feragat edip normal bir hayat yaşarken neden ona zarar versinler ki?" 

"Çünkü yirmi bir yaşını geçmiş 'asil kan'ı taşıyan her kişi bir varistir. Ve 'şövalye' için tehdit oluşturur." diye araya girdi Leyla. "Şövalye'de herkesin itaat ettiği tüm bu mirası taşıyan 'asil kan' sahibi kişiye deniyor." diye de bir açıklama yapmıştı. Ve tam o an da her şey bir bir oturdu kafamda. 

Beni takip eden üç adam, Barlas onları öldürmeden önce sorgularken şövalyenin adamları olduklarını söylemişlerdi hatta bu yüzden Barlas'a rest bile çekmişlerdi ve Barlas anlamsız bir biçimde Arel'i suçlamıştı. Şimdi anlıyordum. Arel 'şövalye' olmak için savaşmak yerine normal bir hayatı seçtiği için suçluyordu onu. Hatta bu yüzden ona korkak diyordu. 

"Adar Soykan." dedim aklıma gelen isimle. "Adar Soykan kim?" bakışlarım merakla Leyla'yı buldu. "Asil kan'ı taşıyan ve hayatta olan erkeklerden bir tanesi. Ayrıca kendini şövalye ilan etmiş." diye konuştu Leyla düz sesiyle. Yüzünde alaycı bir gülümseme belirmişti. "Arel dört yıl önce hepsine tek gecede yok edecek bir güce sahipti biliyor musun? Hepsi önünde eğildi ama o her şeyi elinin tersiyle itip hiçbirini öldürmeden gitti." 

KATRE-İ ADALET |+18Where stories live. Discover now