|AÇIKLAMA||TAMAMLANDI|
Bir gün, her zamanki gibi normal bir günken, Annabelle önceki hayatının anılarını hatırladı.
Bir romandaki en popüler ikinci karakter olarak reenkarne olduğu ortaya çıktı.
Ayrıca başroldeki erkeğe her türlü kötülüğü yapmıştı v...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bölüm 118. Son Kara Büyünün Kökeni (2)
Braden başını salladı.
Misafir odasındaki sihirli kristal şu anda kıtada bulunan en büyük sihirli kristaldi.
Kule yalvarıp geri verilmesini istediğinde, Wade'in yadigârı olduğunu söyleyerek reddetti.
Sihrin imparatorluk ailesinin özel mülkü olduğu söyleniyordu, ancak Wade'in bile isterse büyük sihir kullanabileceği söylenmemiş bir baskıydı.
Kısa bir süre önce onu gizlice Annabelle'e göstermiş ve hatta 'Wade çok harika' diye övünmüştü!
Sihirli kristal artık odanın zeminindeki ışığını kaybetmiş ve dağılmıştı.
"Ne, ne?"
Tabii ki panikleyen tek kişi Braden değildi.
"O kocaman sihirli taş... Az önce onu hızlandırma büyüsü için mi kullandı?"
Leslie bile inanamayarak gözlerini kırpıştırdı.
"Damak zevkini uç noktalara taşıyabilen ya da nadir malzemelerle harika yemekler pişirebilen sihirli bir taş..."
Soluk soluğa mırıldandı.
"Ve bunu sadece atların hızlı koşması için mi kullanıyor? Bu çılgınlık değil mi? Prens Robert'tan bir warp eşyası istemeyi tercih ederim!"
"...Prens Robert şu anda başkentte değil."
Braden alnını ovuşturarak cevap verdi.
"Sihirli bir eşya bulamadı, bu yüzden hemen bir büyü yapmış gibi görünüyor."
"Hayır, onu daha bu sabah stadyumda gördün! Hangi cehenneme gitti?"
Leslie'nin sözlerine Braden iç çekerek karşılık verdi.
"Şey, gideceği yer belli değil."
"Bu çok açık değil mi? Ama ben neden bilmiyorum?"
"Çünkü..."
Sözlerini güçlükle zapt ederek devam etti.
"Nedenini bilmiyorum ama Bayan Annabelle'e gitmiş olmalı. O ve Prens Robert birkaç gün önce ayrıldılar."
"Ian'ı bir süredir görmüyordum, bu yüzden başka bir yerden katılmış olabileceğini düşündüm... Bu şekilde yolundan çıkmak zorunda mıydı?"
"...Tabii ki hayır."
Braden içini çekti ve başını salladı.
"Bakınca, kılıç ustalığı yarışmasına katılabilmesi için Ian'ın icabına bakılmış gibi görünüyor... Fikrini bu kadar değiştirebileceğini kimse bilemezdi."
Dev sihirli kristali kırmak için bile yeterli olup olmadığını bilmese de, oldukça uzakta olmalıydılar.
Kimsenin onun sağduyunun dışında bir şey yaptığını hesaplamayacağı varsayılıyordu.
