BÖLÜM 2.

1.6K 47 4
                                    

Helluuuu ben geldim nasılsınız hanimlarrr y kromozomlu varlıklar size hellu yok





Olmaz, hislerim aynı değil
Sana söyledim en başa dönmeliyiz
Zaman her düşe ters
Bir de sen gibi bakmıyor hiç bi' beden

Kulağındaki kulaklıklar ile yıllar sonra mardin sokaklarında yürüyordu Aleda sahi kaç yıl olmuştu bu sokaklarda gezmeyeli
Düşündü baya bir yıl olmuştu peki sebebi kimdi?

Yağız Gökalp Ulaş

Adımları onu istemediği bir yere doğru götürüyordu çocukluğunun geçtiği yere o parka neler olmamıştı ki o parkta?

Bir aşk başlamıştı bir aşk bitmişti

O parka geldi yine o banka oturdu gözlerini bankın yanındaki ağaca doğru çevirdi hâlâ orda duruyordu kazınmış iki çift harf...







"Lan delirdin mi bırak şu bıçağı" ne mi oluyordu şuanda tam olarak Aleda Yağız'a baş harflerini ağaca kazısın diye bıçak tutuyordu.

"Delirdim lan var mı iki harf yazıcaksın şuraya çok mu zor ha çok mu zor"  kendine göre haklıydı Aleda yapacaktı bu ağaca o harfler kazınacak tıpkı onların sevgisi gibi sonsuza kadar orda öyle kalacaktı en azından Aleda böyle zannediyordu.

Yağız serserice güldü ve her zaman yaptığı şeyi yaptı yürümeye başladı"ben senin adını kalbime yazmışım ağaç falan umrumda mı zannediyorsun"bu yürüyüşe Aleda'dan sadece tepki olarak Aleda'nın dudaklarından bir'hı' nidası döküldü.

Yağız ise derin bir nefes alıp verdi ve bıçağı elinden aldı işte şimdi dünyalar Aleda'nın olmuştu.

"Ağaca da zarar gelicek ama" kurtulmaya çalıştı bu basit numara ile peki gerçekten derdi ağaca zarar vermek miydi hayır bir an önce bu saçmalığı bitirip sevgilisi Melisa'nın yanına gitmekti amacı ama Aleda onu bırakmıyordu Aleda ondan 4 yaş küçük olduğu için hareketlerini hep çocukça bulmuştu zaten Yağız.

Ağaca bıçakla önce bir kalp çizdi Yağız. Adela ise onu heyecan ve mutluluk ile seyrediyordu bin yıl daha onu izlese doyamayacaktı biliyordu.





Ağaca bakmayı bırakıp önüne döndü birşey farketti yanağından dökülen yaşlar. Neden geliyordu ki bu yaşlar? Aleda onu artık sevmiyordu belkide sevmiyorum diye kendini kandırıyordu sahiden kendini kandırabilseydi şuan bu durumda olur muydu?

Gözyaşlarını silip konağa doğru yürümeye başladı akşam isteme olucaktı birtanesi'ni yalnız bırakmak istemezdi asla başta istememişti korkmuştu çünkü onu tekrar görücek yine o gözlerine tutuklu kalıcak diye halbuki o artık sevmiyorum diyordu ve şöyle bir şey vardı ki insanlar kendilerini bir yere kadar kandırabiliyordu.

Konağın önüne geldi Aleda önce kapıya bir baktı o sonra ise o sokağa anıları geldi aklına

"Yine düşüceksin yavrum yavaş ol biraz"dedi yade şevkat dolu sesi ile Aleda ise kıkırdayıp yoluna devam etti

Yade'si ise onu izliyordu belki gerçekten yade'si değildi ama ona öyle diyordu

"Ah deli kız..."

Kapıyı açtı ve içeri girdi. O büyük konağa baktı hep hayran kalmıştı bu konağa hem bu konağa hemde onun içinde yaşayanlara.

Balkonda'ki yade gözlerini kapıya çevirdi ve onu gördü belkide yıllar sonra ilk defa böyle içten gülümsedi.

Yıllar olmuştu bu yeşil gözleri görmeyeli ama o tanırdı deli kızını hatırlardı zaten hiç unutmamıştı'ki

"Ah benim deli kızım..."















GERİ DÖNÜŞ OLSAWhere stories live. Discover now