BÖLÜM 17.

481 22 3
                                    

Selamlar yıldıza basınnnn

Üstüme doğru yürüdüğünde bir adım geriledim ama sonradan durdum."SEN TEHLİKE Mİ BİLİRSİN BURNUN DİKİNE GİDERSİN BURASI SENİN O GÖZLERİNİ KAPATIP HAYAL ETTİN AŞK KİTAPLARI DİYARI DEĞİL! BURDA GERÇEKLER VA-"

Diyordu ki balkondan bizi izleyen Yade,Ela ve Sevda ablayı görünce lafı yarıda kaldı.

Yukarıdan bizi izleyen kişilere baktım. Şimdi napacaktık?

İsteme arifesinde olan bir adet Ela.

Beni sürekli koruyup dışarı bile çıkarmak istemeyecek olan Yade.

Ve BAŞIMIN BELASI YAĞIZ AĞA

Tatlı bela dedi sağ melek...

Hangi tatlı bela böyle acı verir dedi sol melek.

Bunlar sanki arada benim yüzümden görevlerini karıştırıyordu.

Bakışlarımı bu sefer önümde kareli pijamalar ile duran Yağız ağaya çevirdim.

"BU DİYAR BENİM DİYARIM SEN BU DİYARDA YOKSUN O YÜZDEN LAF SÖYLEMEYE HAKKIN DA YOK ANLADIN MI BENİ SARI AĞA"

Yüzünde mimik oynamıyordu duygularını bile anlayamıyordum. Normalde insanların beden dilinden anlardım ama bu herif beni zorluyordu.

"kızım noluyor sabah sabah"dedi yade merdivenlerden inip yanımıza gelirken.

"Abi sen yine ne yaptın"dedi ela balkondan abisine sanırım aşağı inip bunu yüzüne söyleyecek cesareti yoktu. Çünkü her an abi dayağı yiyebilirdi.

"Ben birşey yapmadım olayı öğrenmeye çalışıyorum"dedi sakin bir ses tonu ile sanki az önce böğüren ben mişim gibi.

"Olay seni ilgilendiriyor mu peki?"dedim"Ben söyleyeyim hayır!"

Yade'ye baktım o sırada"Kurtar beni şu huysuz torunundan Yade işim var benim gitmem gerek"dedim gözlerimi bölerterek. Yavru köpek bakışı... Her zaman işlerdi ve kazanırdı.

"Deli kızım anlat bana bir neler oluyor?"dedi Yade çaresizce bana bakarak. Kadın uyuyordu ve bu hödük yüzünden kalkmıştı.

"Ben anlatayım Aleda kızımızın saplantılı bir sapığı var"dedi Yağız tek nefeste.

Oysa onun hep  tek nefeste söylediği şeyler benim yaramdı.

Yade ve eladan ise aynı anda aynı bir ses yükseldi "NE?"

Ela korkarak hızla balkondan yanıma geldi "Bana niye anlatmadın sen Aleda ne sapığı ne diyor abim"dedi endişeli şekilde.

Ah üzümlü kekim biz seninle yıllarca ayrı kalıp üniversiteyi ayrı okuduk ya tam o zaman oldu herşey işte.

Bir iç çekip verdim "Ben bir adliyeye gideyim işlerimi halledeyim söz gelip herşeyi anlatıcam size"dedim ama bu Yağızın kaşlarının çatılmasına sebep oldu.

"Burnunun dikine gitme ya karşın-"diyordu ki cümlesini tamamlamasına izin vermedim ve konuşmaya başladım"Sus Yağız abi sadece sus işlerim var diyorum neden anlamıyorsunuz beni?"dedim sitem eder gibi.

Yade omzumu tuttu ve diğer eli ile yanağımı okşadı"Bir sıkıntı mı var deli kızım"dedi tonton sesi ile. Yanaklarını ısırasım geliyordu bu kadını.

Şu haline bak başında ne dertler var kadının yanaklarını ısırmak istiyor dedi sol melek.

Elbette isteyecek biraz kendini rahatlatmak için tek yolu bu dedi sağ melek.

ARKADAŞLAR ŞUAN SIRASI DEĞİL.

"yok yadem ne sıkıntı olacak sen al Elayı geçin odalarınıza ben işlerimi halledip geleceğim"dedim iyice meraklanıp endişelenmemesi için.

Elaya kafamı çevirdiğimde garip bir yüz ifadesi vardı ve bu yüz ifadesi "Sonra konuşacağız bekle bunu"der gibiydi.

Ela kafasını sallayıp Yadenin koluna girdi ve merdivenlerden çıkıp kendi odalarına geçtiler.

Ve evet konağın girişinde sadece yağız ve ben kalmıştık.

Ona baktığımda zaten bana bakıyordu ve bu yüzden göz göze gelmiştik.

Ben ona baktım o bana ikimizde hiçbirsey demedik. Bir kaç saniye süren bakışmamızdan sonra hızlıca konaktan çıktım.

Gözlerimi kalbimin en derinlerine işleniyordu. Çok güzel gözleri vardı hemde çok güzel...



















Diğer kurgum olan gülücük'e bakmayı unutmayın polis kurgusu sevenler onu okuyabilir daha iki üç bölüm yayınlandı :)

GERİ DÖNÜŞ OLSAजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें