17

479 45 50
                                    

Oteldeki ikinci gündü.

Yakeru'nun kız kardeşinin doğum günü kutlaması vardı. Ve herkes programdan bağımsız olarak davet edilmişti.

Herkes kutlamadaydı, elbette.

Jimin yarısı siyah yarısı beyaz parıltılı bir gömlek giymişti, ilk birkaç düğmesi ilk andan beri açıktı ve beyaz teni olduğu gibi ortadaydı. Altına da siyah dar bir pantolon giymişti. Kahverengi saçlarını da alnını açıkta bırakacak tarzda şekillendirmişti. Kendini iyi hissediyordu ama gözleri merakla etrafta dolaşıyordu.

Onun gelip gelmeyeceğini merak ediyordu. Bu merak serüveninde çoktan ikinci kadehine geçmişti ve Taehyung onunla bir şeyler konuşuyordu. O da beyaz tül gömlek, üzerine leopar desenli bir hırka giymişti. Altında onun da siyah dar pantolonu vardı. Aslında kimse doğum gününü umursamıyordu, sadece o akşam eğlenmek için bir bahaneye ihtiyaçları vardı ve bu da oydu.

".. keşke Jin de burada olsaydı." Taehyung mırıldandıktan sonra elindeki kadehte kalan son yudumu içti.

"Evet," dedi Jimin sonunda gözlerini etraftan çekebildiğinde. "Bir o eksikti."

Taehyung kadehini bıraktı ve ona döndü kısık gözlerle. "Sana ne oluyor pardon? Geldiğinden beri  bir gerginsin. Merak etme gelecek Jungkook. Assolistler en son gelir haberin yok mu senin?"

"Ne alakası var şimdi?" dedi Jimin hemen. "Etrafa da bakamayacak mıyım?"

"Siz ikinizde bir haller var zaten," dedi Taehyung ona dik dik bakarken. Jimin neredeyse bir an için kendisini okuyabileceğini sandı. "Ben her türlü öğrenirim ama şimdiden ötsen iyi olur."

Jimin bu zamana kadar geliştirdiği rol yeteneğinin uç seviyelerini kullanarak ona döndü ve "Neyi ötecekmişim?" diye sordu.

Taehyung ona okkalı bir cevap vermek üzereyken bulundukları ortamdaki o gürültü bir anda kesildi. Belki de gürültünün kesilmesinin sebebi arkadaki canlı müziğin durmasıydı, insanlar merakla etrafa baktı. Jimin herkes ayağa kalktığı için etrafı iyice inceleyemese de, yanlarında oturan bir kız grubunun heyecanla bir yere odaklandığını gördüğünde parmak uçlarına yükseldi ve gösterdikleri yere baktı.

Önce Yakeru'yu gördü. O da resmi kıyafetlerden kurtularak ortama uyum sağlayacak siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon giymişti- en azından Jimin öyle varsayıyordu.

Parmak uçlarının ağrıdığını hissettiğinde pes etmek üzereydi, sonuçta Yakeru'yu neden görmek istesindi ki?

Ta ki Jungkook arkasından içeri girene dek.

Bu bir şaka olmalıydı.

Jimin parmak uçlarında durup dengesini kaybettiği için değil, Jungkook'un giydiklerini görünce düştü.

Gerçekten, düştü.

"Siktir ya." diye mırıldandı. Bar taburesinden destek alıp yerden kalkmaya çalıştı. Taehyung'un hala o tarafa baktığını gördüğünde ona küfür etmek üzereydi, ta ki Taehyung heyecanla ona dönüp, "Yoongi  ve Namjoon da burada!" diyene dek. Jimin tam o an ayağa kalkmıştı, bu yüzden onu kolundan tuttu hemen.

Anlaşılan ikisinin de dikkati farklı yerlerdeydi.

Jimin Taehyung'la birlikte kalabalığın arasından sıyrılırken kulağına aynı zamanda Yakeru'nun sesi geliyordu, büyük ihtimalle bir şeyler söylüyordu ama anlamıyordu. Dikkati hala onda değildi.

"Dostum, sizi burada gördüğüme o kadar sevindim ki!" Taehyung hemen Yoongi ve Namjoon'la selamlaştı. Jimin de onlarla kısaca tokalaştı. "Bize neden söylemediniz?"

505 | kookminWhere stories live. Discover now