8

308 44 92
                                    

Bir şeyler farklıydı.

Bunu anlamak için kahin olmaya gerek yoktu. Jimin gayet aklı başında biriydi ve bazı hareketlerin nereye vardığını iyi biliyordu.

Jungkook'un ofisi tamamlandığında, Jimin gerçekten de onunla birlikte aynı ofiste çalışma olayını kabullenememişti. Zaten orada pek olmayacaktı, hatta yeni tanıştığı yardımcısı Yeeun'un orayı daha çok kullanacağına eminde ama yine de böyle olmayacağını Jungkook'un bilmesi gerekiyordu.

O sabah ona programını özet geçti, gireceği toplantıları haber verdi ve çıktı. Kendi katına indi ve işlerini halletti. Jun işe başlayalı birkaç hafta oluyordu ve zaten buraya yeterince adapte olduğu için oldukça kolay gelişmişti her şey. Yine de stajyermişçesine bazen Jimin'in yanına geliyor ve bir şeyler soruyordu. Jimin bundan şikayetçi değildi, aksine, bu hoşuna bile gidiyordu.

Jungkook'un ilk toplantısı için saat geldiğinde en üst kata çıktı. Ofisine girdi, -adamlar gitmişti, ofis temizlenmişti ve içerisi tam Jungkook'un istediği gibi olmuştu- Yeeun da oradayken toplantı öncesi kısa bir özet geçti. Yeeun toplantı odasını hazırlamıştı, karşı taraf geldiğinde birlikte toplantıya girdiler. Normalde Jimin toplantıya girmeyecekti, ama Yeeun en azından bu seferlik kendisine eşlik etmesini istediğinde onu kıramamıştı. Çok tatlı bir kadındı.

Birlikte içeri girdiler ve uzun masanın bir ucuna Jungkook, diğer ucunda karşı tarafın patronu oturdu. Jimin ve Yeeun, Jungkook'un sağında yan yana duruyorlardı. Karşı tarafın da Jungkook'un yaşlarında bir patronu vardı. Jungkook içeri girmeden önce onunla samimi bir şekilde konuşmuştu. O yüzden toplantı diğerleri gibi aşırı ciddi geçmedi, sohbet havasındaydı.

Ve konu Jungkook'un Rus müşterilerini onun tabiriyle çalan adama geldi.

''Bizden yaşça büyük olduğu için tecrübe diye konuşur durur ama tek vasfı başkalarının işine karışmaktır,'' Jae suyunu içmeden önce konuştu. Jungkook onu başıyla onayladı. ''Ben işlerin başına geçtiğimden beri sürekli ortaklarımla görüşüyordu. Bu zamana kadar bir problem çıkmadı, en azından kimse onu bana tercih etmemişti,'' dedi. ''Şimdi bu yaptığının karşılığını ona ödetmek istiyorum.''

Yeeun, Jungkook'un böyle konuşmasına ilk kez tanık olduğundan şaşırmadığını söyleyemezdi. Jimin'e baktığında onun oldukça normal karşıladığını gördü, onun alıştığını düşündüğü için üstelemedi. (biz nelere alıştık bi bilse demek ki şok olur)

''Onunla bir görüşme gerçekleştiririm, bir şeyler öğrenmeye çalışırım,'' dedi Jae bu sefer. ''Amacının sadece senin ortaklarını almak olduğunu sanmıyorum.''

''En büyük amacının o olduğuna eminim. Bunu başarınca diğer ortaklarıma da aynısını yapmaya çalışacaktır. Hal öyle olunca işine gelecek ve işleri büyütecek aklı sıra. Sen ona bir şey belli etme, bir süre sahte zaferinin tadını çıkarsın.'' Kısa bir an Jimin'e baktı. Tekrar Jae'ye döndü. ''Onun gibi acınası insanlar kazanma hissinin ne demek olduğunu bilmezler.''

Geri kalan kısımda birlikte yürüttükleri işler hakkında konuştular ve toplantı son buldu. Herkes toparlanmaya başladığında Jae Jungkook'un yanına geldi. Jimin de onların yanındaydı.

''Yeni asistanın mı?'' diye sorduğunu duydu Jae'nin. Başını kaldırdı ve zaten gözleri üzerinde olan Jae'ye baktı. Kendisini fark edince gülümsedi ve elini uzattı. Jungkook hala cevap vermemişti. ''Sizi ilk defa görüyorum,'' dedi elini uzatırken. ''Park Jae.''

Jimin de ona aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdi ve elini tuttu. ''İki senedir bu şirkette yazılımcı olarak çalışıyorum. Bir aya yakın Jung-'' Devam edecekken yan taraftaki Yeeun'un bakışlarını fark etti ve söylediğini düzeltti. ''Bay Jeon'un asistanıyım. Park Jimin.''

505 | kookminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin