6

343 45 58
                                    

Jimin ertesi gün işe gitmedi.

Hanwool gittikten sonra Taehyung Yeontan ile birlikte gelmişti. Taehyung Yeontan'ı eve götürdüğünden beri mamasını yemediğini, sürekli bir yere kıvrılıp uyuduğunu fark etmiş, en son kustuğunu gördüğünde korkup Jimin'in yanına gelmişti. Yeontan'ın bu durumu için Jimin ne yapması gerektiği hakkında bir şeyler söyleyebilirdi, sonuçta Lou onunla yıllardır birlikteydi ve her türlü hastalığıyla karşı karşıya kalmıştı. Ama o kadar keyfi yoktu ki hiçbir şey söyleyemedi.

Taehyung bir şeylerin yolunda olmadığını anladı ve Yeontan'ı birlikte veterinere götürürken Jimin ona olanları anlattı.

''Seni o gün şirkete çağırıp asistanlığı teklif ettiklerinde bana söylemeliydin,'' demişti Taehyung yola bakarken. ''Gidip onlarla konuşabilirdim ve tüm bunlarla uğraşmak zorunda kalmazdın.''

Kucağındaki Yeontan'ın tüylerini okşadı Jimin. ''Normal bir insan gibi reddettiğimde bunun yeterli olacağını sanmıştım.''

Veterinerin olduğu sokağa girdiğinde bulduğu boş yere park etti arabayı Taehyung. Ardından Jimin'e baktı. ''Jungkook bir şeyler istediği gibi gitmediğinde karşısındakini pes ettirene kadar durmaz. Anlattıklarına şaşırmadım, iki haftadır ne zaman patlayacak diye bekliyordum.'' dedi. Jimin ise karşılığında bir şey demedi, arabadan indi ve veteriner kliniğine girdiler. Onları Jimin'in yakın dostu Woobin karşıladı. Woobin onun çocukluk arkadaşı sayılırdı, aileleri de birebir çokça görüşmüştü.

''Hoş geldiniz,'' dedi kocaman gülümserken. Sonra Yeontan'ı gördü ve Jimin'in elleri arasından alırken, ''Bakalım küçük hastamızın nesi varmış...''

Yeontan sakince Woobin'in onu kontrol etmesine izin verirken aklına Lou geldi. Buradan nefret ederdi. Sanki biliyormuş gibi araba sokağa girer girmez havlamaya başlardı. Eziyet daha arabadan inmeden başlardı. Jimin onu zor da olsa arabadan indirir ve kliniğe sokardı ama gerisiyle asla ilgilenmezdi. Çünkü o kliniğe gelene kadar neler çektiğini bir tek kendisi bilirdi.

Çok geçmeden, Woobin Yeontan'ı geri getirdi ve birkaç vitaminle ona iyi gelecek farklı bir mama almaları gerektiğini söyledi. Ayrıca Yeontan'ın birkaç aşısı olduğunu söyledi ve hepsi için bir randevu tarihi belirlediler. Aldıkları her şeyle tekrar arabaya bindiler ve Jimin'i evine bırakmak için yola koyuldular.

Yol boyunca pek konuşmadılar, zaten saat oldukça geç olmuştu. Jimin arabadan inerken eve gittiğinde haber vermesini söyledi ve indi. Taehyung onun eve geçtiğinden emin olduğunda ilk yaptığı Jungkook'u aramak oldu.

-

Taehyung'la konuştuktan sonra Jungkook neredeyse hiç uyumadı. Normalde de uyuyabilen biri değildi, çoğu zaman holdingde olurdu ve oradaki özel alanında vakit geçirirdi ama şimdi buradaydı işte. Yapacak hiçbir şeyi yoktu. Eve işe dair bir şey getirmeyi sevmezdi.

Dışarıda yerler hala biraz kar olsa da, eski şiddeti artık yoktu. Bu yüzden üzerine kendisini bir süreliğine de olsa sıcak tutacak şeyler giydi ve kulaklıklarını da taktığında dışarı çıkıp koşmaya başladı. Şirket binasına kadar koştu, sabah saat yediydi ve insanlar bu soğukta işe gitmek için arabalarını veya toplu taşımayı tercih ediyordu. Fazlasıyla trafik vardı.

Tam kırk beş dakika sonra şirketten içeri girmişti. Çalışanlar onu gördüklerinde uzun zaman sonra onu takım elbise dışında günlük kıyafetlerle görmek hepsini şaşırtsa da saygıyla eğildiler. Jungkook önlerinden geçer geçmez herkes onu daha dikkatli süzdü ve kendi aralarında konuşmaya başladılar. Şirketteki neredeyse herkes ona bayılıyordu, daha önce şansını denemek isteyenler elbette olmuştu ama Jungkook onlara karşılık vermemişti. İnsanlarla uğraşmak, her kim olursa olsun ona hep zor gelmişti.

505 | kookminWhere stories live. Discover now