3.8

6.3K 272 11
                                    

Selamlaarrrr!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim.

Satır aralarına da yorumlarınızı yapabilirsinizz.

Keyifli okumalar<3

Yatakta rahat pozisyon bulabilmek için hareket edip duruyordum. Kollarımın üzerinden tır geçmiş gibi ağrıyordu ve başım da öyle, hasta olduğuma emindim. En son Mirza'nın kollarında uyumuştum ama sabah kalktığımda yanımda değildi, yastığın altına koyduğum telefonu bulup saatin kaç olduğuna baktığımda çoktan öğlen olduğunu fark etmiştim. Evet, gerçekten de hasta olmuştum. Kafamı yastığa tekrar gömerken tek isteğim baş ağrımın geçmesiydi.

"Günaydın güzelim." Mirza'nın sesini duyduğumda kafamı yastıktan kaldırdım ve sırtımı yatak başlığına dayadım.

"Günaydın yakışıklı." Sesim zorla konuşuyormuş gibi çıkıyordu, bu Mirza'nın da gözünden kaçmamıştı, kapının önünden çekilip yanıma doğru adımladığında elini alnıma koydu ve tekrar ateşime bakmaya çalıştı.

"Senin hala ateşin dinmedi mi?"

"Sen yanımdayken ateşimin dinmesi mümkün olabilir mi?"

"Hasta ama ettiği laflara bak sarı tavşanın."

"Sana hasta olduğumu gerçekten bu kadar geç mi fark ettin?"

"Hadi hadi kalk o yataktan. Kahvaltını yap, bana iltifat etmeye sonra devam edersin."

"Bu ilişki de en çok romantik olan benim biliyorsun değil mi?"

"Evet güzelim, sen ne diyorsan o."

Yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim ve yüzüme su çarparak kendime gelmeye çalıştım, banyodan çıkıp tekrar odama geçtim ve ateşimin dinmesi için üzerimdekileri çıkarıp ince bir tişört giydim. Mutfağa doğru ilerlerken çayın kokusunu koridordan bile alabiliyordum, hayır abartmıyorum.

"Sen sabahları böyle kahvaltı hazırlayacaksan, ben seni kaçırmadan nikahı basayım?"

"Öyleyse bana hemen nikahı basman gereken önemli konular var."

Masaya oturduğumuza çaylarımızı döktü ve hazırladığı şeylerden biraz biraz atıştırmayı denedim.

"Bugün hastaneye gidiyoruz."

"Neden?"

"Hastasın, bir doktora görün neyin varmış onu öğrenelim."

"Geçmeyen bir Mirza hastalığım var benim, doktor bunu göremez."

"Hımm, peki nasıl geçer bu Mirza hastalığın."

"Biraz sarılsam geçer gibi duruyor ama bilemeyeceğim."

Oturduğu yerden kollarını bana açtığında yerimden hızlıca kalkıp yanındaki sandalyeyi ona doğru yaklaştırdım ve benim için açtığı kollarına girip başımı göğsüne yasladım. Bu yakınlık ona yetmiyormuş gibi beni sandalyeden kaldırıp kucağına oturttuğunda kafamı tekrar göğsüne yasladı ve saçıma bir öpücük kondurdu. Ben onun kokusuyla huzur bulurken o masadaki hazırladığı şeylerden ağzıma tıkmaya çalışıyordu. 

"Mirza yemek istesem kendim yerim."

"Benim elimden niye yemiyorsun?"

"Canım istemiyor. Hem senin elin ne alaka?"

"Sevmiyorsun sen o zaman ellerimi."

"Mirza saçmalama istersen, tabii ki seviyorum ellerini."

"Aç o zaman ağzını." Vazgeçmeyeceğini anladığımda mecbur ağzımı açtım, elini geri çekecekken hırsla parmağını ıstırdığım da bana garip garip baktı. Ne vardı canım? Bu devirde parmak ısırmakta suç olmuş.

ZİNCİR | TEXTİNGWhere stories live. Discover now