1.9

16K 658 65
                                    

Selamlarrr!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar<3

"2. Komutan sevgilinin kim olduğunu sen açıklamak ister misin yoksa ben devam edeyim mi?"

"Ne saçmalıyorsun?" Üstüme doğru yürümeye başladığında önüme duvar gibi Mirza geçmişti, önüme geçmeseydi Selin'in saçını başını yolardım. Herhalde çirkeflik yaparak, bağırarak kendisini haklı çıkartacağını ve yaptığını unutacağımızı falan zannediyordu. Yanılıyordu.

"Selin çık dışarıya." Abim hiç Selin'in olduğu tarafa bakmıyordu bakışları cam tarafındaydı ve o da sinirliydi.

"Kardeşine mi inanıyorsun yani?"

"Bana düzgün bir açıklama yapıyor musun? Tabii ki kardeşime inanacağım. Şimdi çık dışarıya." Selin bir hışımla omzuma çarparak odadan çıktığında arkasından baktım, ona haddini bildirmeyi ben bilirdim de işte, abim için susuyordum. Doktor fazla kendisini yormamasını istemişti, Selin yüzünden kendisini yormuştu.

"O mesajın kimden geldiğini bilmek istiyorum Mirza."

"Emredersiniz Komutanım!" Mirza birden hazır ola geçip yüksek sesle karşılık verdiğinde irkildim. Askeriye de değildik canım, hastanedeyiz biraz rahat olun. Olduğum yerde dururken Mirza'ya baktığımda o da bana mahcup gözlerle bakıyordu.

"Hastanedeyiz."

"Anladım komutanım."

Tekrar koltuğa oturduğumda abim uyuklamaya başlamıştı, ilaçların etkisi hala devam ediyordu. Odanın kapısı tıklatılıp içeriye babam ve hemşire girdi. Hemşirenin elinde 2 tane şırınga vardı, abimin serumuna doğru giderken şırınganın içinde ne olduğunu merak etmiştim.

"O elinizdekilerin içinde tam olarak ne var?" Hemşire bana anlamaz anlamaz bakarken sorumu cevapladı. "Direnci düşmesin diye antibiyotik ilaç takviye ediyoruz." Kafamı salladığımda şırıngayı serumun içine çıktı abim homurtular çıkarıp elini karnının üstüne koyduğunda acıyla inledi, yerimden kalkıp yanına giderken o da uyanmıştı.

"Dikkat etsene abi!"

"Uyuyordum kızım ne bileyim?"

"Dikkatli uyu o zaman." Ellerini yatağın iki tarafına yerleştirdiğimde üstündeki yorganı da ayarladım.

"Mumya gibi sardın beni." Gülerek kendi haline bakıyordu. "Kımıldayıp durma da mumyalığın bozulmasın." Dedim. Yerime geçtim ve kafamı koltuğa yaslayıp, gözlerimi kapattım. Abim de yine uyuklamaya başlamıştı zaten bende yarım saatliğine gözlerimi kapatsam bir şey olmazdı. Hem babam ve Mirza buradaydı.

Mirza Atasoy

Komutanım son gittikleri görevde yaralanmıştı, karnının üzerinden yediği kurşun yüzünden oldukça kan kaybetmişti. Sabah Mila ile beraber gelmiştik ve hala da buradaydık. Komutanıma kan bile vermiştim. Şu an komutanımın odasında 3 kişiydik, komutanım ve Mila uyuyordu. Taner amca hava almak için dışarı çıkıyorum demişti ve gitmişti. Mila yanımdaydı ve o kadar huzurlu uyuyordu ki Taner komutanım çıktıktan sonra oturup sadece onun uyuyan güzel yüzünü izlemiştim.

Mila'ya karşı boş değildim. Onu her gördüğümde içimde daha önce hissetmediğim şeyler oluyordu, bu alışık olmadığım duruma başta garip karşılamıştım. Hatta bir ara onu görmemek için köşe bucak kaçtığım günleri biliyordum. Kaçtığım günlerden sonra onu özlediğimi fark ettiğimde artık onu gördüğüm yerde kaçmıyordum ve normal davranmaya çalışıyordum. Karşımdaki Mila değil de başka biri olarak düşünseydim belki heyecanımı azaltabileceğimi düşünüyordum ama bu fikrim de hüsranla sonuçlanmıştı.

ZİNCİR | TEXTİNGWhere stories live. Discover now