2.1

13.9K 573 86
                                    

Selamlaarr!!!

Bölüme geçmeden önce oy verirseniz çok sevinirim.

Keyifli okumalar<3

Mirza Atasoy

"Meşgule atıyorsam bir işim vardır değil mi? Ne diye ısrarla arıyorsun anlamış değilim."

"Ne ile meşguldün?"

"Bu seni ilgilendirmiyor."

"Canımı sıkıyorsun, biliyorsun değil mi?"

"Aynen tamam. Şimdi neden aradığını söyle."

"Beni bu kadar sevmen gözlerimi yaşartıyor."

"Defne!"

"Tamam anlatıyorum iyi dinle."

Ben sessiz kaldığımda konuşmasına devam etmişti.

"Dayım senin gelmeni istiyor..."

"Gelmeyeceğimi söylersin, bunun için mi beni rahatsız ettin?"

"Bir sus da devamını dinle. Baban senin gelmeni istiyor, önemli bir konu varmış. Konun ne olduğunu bize de söylemedi hemen anlat diye darlama beni."

"Ee sonra?"

"İşte senin gelmeni istiyor Turan abiyi de çağırdı, baya önemli falan diyor. Bu aralar da dilinde bir ölüm lafı var sürekli söyleyip duruyor. Artık gelin şu adamın yanına ya!"

Defne Kandemir kuzenimdi. Halamın tek kızıydı ve Antep'te bizim aile ile beraber yaşıyorlardı. Antep'e uğramayalı yıllar olacaktı, gitmeye niyetim olsa zaten izin günlerimi askeriyede geçirerek kullanmaz memleketimi görmeye giderdim. Abimle az da olsa görüşüyorduk ama onun da benim gibi gitmediğini bilmiyordum. Biz bir araya gelince iki yabancı gibi olurduk. Ben ailemin yanına gittiğimde sanki bir yabancı gibi köşede dururdum. Gidemezdim.

"Gelmeyeceğimi söylersin. Teşekkür ederim haber verdiğin için." 

Artık telefonu kapatıp Mila'nın yanına gitmem gerekiyordu. Ona da çok ayıp olmuştu masada tek bırakmıştım. Babamın çok önemli olan konularına önceden kanıp gitmiştim ve her seferinde önemli olmadığını gözlerimle görmüştüm. Yine aynı kandırmacaydı beni yanına getirmek için uğraşıyordu ama bu defa gitmeyecektim.

"Gerçekten mi Mirza? Gelmiyorsun yani?"

"Evet, gelmiyorum."

"Ya adam önemli diyor, önemli! İyice duygusuz olmaya başlamışsın görmeyeli. Bu asker olma işi hiç yaramadı sana, fark ediyor musun?"

"Tekrar söylüyorum beni iyi dinle. Bunlar seni ilgilendirmiyor, anlatabildim mi?"

"İyi ne halin varsa gör." Hiçbir şey demeden anında telefonu suratına kapattım ve cebime koyup masaya ilerledim. Mila'nın sarı saçları görüş alanıma girdiğinde ister istemez tebessüm ettim ve adımlarımı hızlandırdım. Ona randevu teklif etmiştim ve randevunun ortasında telefon yüzünden masadan kalkmak zorunda kalmıştım. Bu duruma morali bozulduysa nasıl düzelteceğimi bilmiyordum, ben hiç birisinin gönlünü almamıştım. 

Sandalyemi çekip oturduğumda Mila'nın bakışları bana döndü. Heyecanlandım.

"Kusura bakma biraz fazla uzadı. Kuzenim önemli bir konu için arayınca açma durumunda kaldım."

Söylediğim şeyle birden yüzü aydınlandı, gülümsedi, sonrasında dudaklarını birbirine bastırdı ve tatlı tatlı "Sorun değil." dedi. Mila'nın kalbimle zoru vardı sanki, onun her hareketinde kalbim sıkışıyor gibiydi, bu hiç normal değildi. Hem de hiç.

ZİNCİR | TEXTİNGWhere stories live. Discover now