42: Günaydın

1K 208 51
                                    

Seungmin, arkadaşı giyinip yanına oturduktan sonra ona bütün detaylarıyla bugünü anlatmıştı. Elini tutup heyecanla sallarken arada neler olduğunu göstererek anlatıyordu.

"Geri çekildi tamam mı, ama ben durur muyum? Bulmuşum fırsatı öpüşmek için, hemen yakasından tutup çektim." diyerek Jeongin'i yakasından çektiğinde Jeongin büyük bir şoka girdi.

"Sen? Ona bunu yaptın? Hadi lan, sallama."

"Oğlum harbiden yaptım. Tuttum, çektim, öptüm. Jeongin öpüşmek süper bir şeymiş. Biraz daha istiyorum." dedi Seungmin kendini arkadaşının omzuna bırakıp ona sıkıca sarılırken. "Çok mutluyum." demiş ve sonra başını kaldırıp heyecanla anlatmaya devam etmişti.

Çıkma teklifini gülmekten karnı ağrırken anlamıştı. Daha sonra arabada birbirlerine salak salak güldüklerini göstererek anlatmıştı.

Jeongin arkadaşının anlatma şekline kahkaha atarken Seungmin en sonunda yorulup onun kucağına uzadı.

"Ne yapacağım şimdi?" dedi durup durup.

"Sevgili olmuşsunuz işte, içinden ne geliyorsa onu yap." dedi Jeongin saçlarını okşayıp.

"Duyunca beni döveceğin şeyler istiyorum." dedi Seungmin gülerek. Jeongin alnına pat diye vurmuştu. "Uslu dur lan."

"Ne? Sanki sen sevişmedin?"

"Güzelim, hayatım, aşkım, sen 3 saattir çıkıyorsun. Ben aylardır manitayım."

"Ona bakarsan abimler beş senedir sevgililer eve çıktıklarından beri sevişiyorlar." dedi Seungmin doğrulup.

"Onlar yaşlı." dedi Jeongin gülüp. "Üstelik benimki sevişmek sayılmaz. Yongbok'u çıplak görmedim bile, ön sevişme gibi bir şey yaşayıp bıraktık. Tişörtlerimiz yoktu." Jeongin konulurken gülümseyince Seungmin onun yanağını sıktı.

"Aptal aşık."

"Diyene bak. Seungmin, ciddiyim. Sevişmeyi düşünme." dedi alnına vurup. "Duydum mu beni?"

"Ne var be?"

"Lan, üç saattir sevgilisiniz. Cidden uslu dur. Bunu gerçekten zamanı geldiğinde yap."

"Üf, yapamam zaten. 20 senedir arkadaşız yanında üstümü değiştirirken bile utanıyorum. Elin çocuğuna mı göstereceğim kendimi? Hayatta yapamam."

"O iş öyle olmuyor, ama yine de bunu ağırdan al."

"Jeongin çok güzeldi. Kapısını çalış tadı damağımda kaldı da tekrar öpüşebilir miyiz, desem nolur?"

"Ya sen öpüşürken beyin hüvrelerini Jisung'a mı bıraktın. Alo! Daha sana bir şey yazmamış bile."

"Ya! Belki o da heyecanlıdır."

"Bilmiyorum canım, bilmiyorum." dedi Jeongin gülerek. Seungmin'in içine kurt düşürmüştü. Seungmin telefonu eline akıp mesaj var mı diye bakarken arama gelince Jeongin'e gösterip kapak yaptı.

"Efendim Jisung?" dedi telefonu neşeyle açıp.

"N'apıyorsun?" dedi Jisung da keyiflenerek. Stres altındaydı son bir saattir. Seungmin hiçbir ley yazmayınca korkunç şeyler düşünmüş ve aramaya karar vermişti.

Yongbok salonda volta atmayı bırakıp koltupa oturan kardeşine baktı gülerek.

"Jeonginlerdeyim. Aptal arkadaşımla sohbet ediyordum. Sevgili olduğumuzu söyledim, öyle, sen ne yapıyorsun?"

Jisung yumruğun kendine çekip dik durdu. Evet, daha da keyiflenmişti.

"Yongbok'a anlattım ben de, sonra sesini duymak istedim. Hala bıraktığım gibi mutlu musun diye."

İkizler / seungsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin