19: Abicim

1.2K 243 133
                                    

Jisung odasının camından sokağı izlerken tanıdığı beyaz Audi A3'ün girmesiyle hızla ceketini giydi. Yongbok kapının oradaki hareketlenmeyle yemek hazırlamayı bırakmış ve kardeşinin yanına gelmişti. "Nereye?"

"İşim var. Gelirim yarım saate." Jisung kardeşinin yanağını öpmüş, koşar adımlarla merdivenleri inmeye başlamıştı.

"Jisung! Yemek neredeyse hazırdı!"

"Sonra!" Jisung koşarak apartmandan çıkmış, binanın arkasında kalan küçük markete girip eline öylesine bir şeyler alıp kasadan geçirmiş ve poşetle mahalleye girmişti. Seungmin ortalıkta yoktu. İşine gelirdi.

Jisung yavaş adımlarla giderken Jay'le karşılaştıklarında gülümsedi. "İyi akşamlar Jay."

"Sana da iyi akşamlar Peter." Jay yapmacık gülümsemiş ve göz devirip önüne dönmüştü. Arabanın bagajındaki büyükannesinin isteklerini çıkarırken Jisung yanına geldi.

"Aramızda bir problem mi var? Neden göz devirdin?" dedi Jisung yapmacıklık dolu bir alınganlıkla.

"Arabama çarptığın andan beri aramızda problem bar Peter."

"Yanlışlıkla olmuştu." derken eğleniyordu Avustralyalı.

"Peter," dedi Jay derin bir nefes alıp. "Yorma, git işine. Bilerek geri vitese taktın anasını satayım." dedi Jay.

"Elim kaymıştır." dedi Jisung küstah bir ifadeyle. "Bir dahakine arabana zarar verdiğime emin olurum."

"Sen- Her neyse." diyip yanından geçerek omzuna çarptı Jay. Jisung durmuş ve yamuk bir sırıtış sunmuştu. "Seungmin'in gözünü boyadın belki ama ben bu hallerini yutmam."

"Ne yapıp boyadım gözünü?" dedi Jay elindekileri apartmanın oraya bırakıp geri dönerken.

"Jay," diyerek yaklaştı Jisung. "Aklından geçen şeyler pek masummuş gibi bir his vermiyor."

"Medyum musun sen?" dedi Jay alayla.

"Hayır," dedi Jisung muzip bir gülümsemeyle. "Amerika'da doğup büyüyen insanların nasıl olduklarını gözümle gördüm. Seungmin'e zarar vereceğinden eminim, bu yüzden ondan uzak dur." dediğinde Jay saçlarını karıştırdı.

"Bak, Avustralya'da işler nasıl yürüyordu bilmiyorum ama ben Koreli bir aileyle büyüyüp buranın küştürüne aşina olmuş biriyim." dedi ve devam etti. "Ayrıca Seungmin'in istediği kadar ileri gidebilir ya da olduğumuz yerde durabiliriz. Bu seni alakadar etmiyor."

"Yine de bence uzak durmalısın. Onun kalbi  senin de bedenin zarar görmesin diye, abi tavsiyesi veriyorum." dediğinde Jay onu omzundan ittirdi.

"Bana da Seungmin'e de bulaşma Peter."

"Öyleyse Seul'e geri dön ve Seungmin'den uzak dur."

"Sen kim oluyorsun?" dedi Jay gülerek.

"Lee Peter Jisung, tekrar tanışmamız mı gerekti? Balık hafızalı mısın?" dedi Jisung onu bir gram sallamazken. "İyi akşamlar abisi, geç oldu büyükannen merak eder. Hadi, dikkatli dikkatli." Jisung ona göz kırparak evine dönerken derin bir nefes aldı.

Bu ergen hareketi neden yaptığına dair en ufak fikri yoktu. Yaptığı şeyin utancı bütün vücuduna yüklenirken hızla eve çıkmıştı. Yongbok ona kapıyı açınca elindeki poşeti ona bırkamış ve odasına gidip geçenlerde stres atmak için aldığı kum torbasına birkaç yumruk atmıştı.

"Ağğh!" diye bağırdığında Yongbok odasına girdi. "Peter? İyi misin?"

"Evet."

"Jay'le ne konuştun?" dedi Yongbok merakla.

İkizler / seungsungWo Geschichten leben. Entdecke jetzt