5: Yolculuk

1.4K 289 80
                                    

Seungmin ve Jeongin, ikizlerle vakit geçirmek için bir plan yapmışlardı. Gidecekleri yer çok uzakta olduğu için, Gimpo'dan Seul'e geçeceklerdi, Minho ve Hyunjin'e de söylemişlerdi. Büyük olanlar çocuklarla sıkılacaklarını düşünüp Changbin ve Chan'ı da çağırmayı teklif etmişler; ikizler sıkıntı olmayacağını söyleyince onları da çağırmışlardı.

Sekiz genç Hyunjinlerin binasının önünde buluşmuşlardı.

"İki araç, iki yabancı şoför, dört yerli şoför var ve uzun bir yol gideceğiz." dedi Jeongin.

"Yolu bilmiyoruz. Biz sürmeyelim. Bizim arabayı da biriniz sürsün." dedi Yongbok. Kardeşini anahtar için dürtünce Jisung istmeye istemeye çıkardı anahtarı.

"Nasıl binelim?"

"İsterseniz siz abimlerle binin arabaya biz de Chan abilerle gidelim." dedi Seungmin.

Felix ve Jisung onaylamış, sırt çantalarını arabalara yerleştirmişlerdi. Chan ve Changbin geldikleri siyah arabaya binerken Jeongin ve Seungmin de onlarla binmişti. Jisung, Yongbok, Minho ve Hyunjin de ikizlerin beyaz arabasına yerleştiler.

Chanlar önden yola çıkarken Changbin konuştu.

"Çilli olan çok sevimli de kıvırcık lafa bizi öldürecek gibi bakıyor."

"Alışana kadar öyle o. Hala bize de biraz soğuk." Seungmin kapının köşesine yaslanmış, Jeongin de ona yaslanarak arkaya yayılmıştı.

"Changbin kapıları kilitlesene." dedi Chan arkaya dönüp bakarak.

Changbin kapıyı kilitlemiş, Minho'nun sürdüğü arabaya dikkat etsin diye dörtlü açıp kapatmış ve hızlanmaya başlamıştı.

O sırada iki genç arkada fısır fısır büyükleri hakkında konuşuyorlardı.

"Bence artık bu ikisi sevgili olmalı." dedi Seungmin fısıltıyla.

"Olmuş olabilirler. Ama kesin aralarında aşk var. Çok seksiler." Seungmin arkadaşına gülerken onayladı.

"Bu oğluşlarımın da mürüvvetini görmem lazım." dedi Jeongin hevesle.

"Dayak yersek yine?" Seungmin'in sorusuyla ikisi kahkaha attılar.

"Minho abi ne tokatlamıştı bizi!" diyerek kahkahasının arasında konuştuğunda Seungmin yüzünü sıvazladı. Artık normal sesle konuşuyorlardı.

"İki hafta sonra sevgili oldular ama! Yine de o yaşıma kadar yediğim en büyük abi dayağıydı. Sonra daha büyüklerini yedik." dedi Seungmin gülerek.

"En son neden dayak yemiştik ya?" diye sordu Jeongin.

"Okulda kavga çıkarmıştınız." dedi Chan.

"Ha, doğru. Haklıydık." dedi Seungmin. Jeongin onun yumruğuna yumruğuyla vurdu. "Sonuna kadar haklıydık hem de."

"Nasıl haklıydınız?" Chan onlara doğru bakarken Changbin arkasına doğru yatan iki genç omuz silkti. "Haklıydık abi!"

"Lan delirtmeyin beni, kız kavgasına nasıl bulaşıp haklı olabilirsiniz?"

"Yedam kaşındı." dedi Jeongin doğrulup. "Ryujin karım haklıydı, sümüklü kız gelip karımın saçına yapıştı durduk yere. Yedam 'Binim için kivgi itmiyi girik yik.' diye ayırırmış gibi yapıp kızları sıkıştırdığında kalktık dövdük. Sonra Yedam'ın kankaları geldi. Beşe iki daldı şerefsizler. Ryujin karım ve biz de hasar aldık ama cezasız yırttık ve o kız da oğlanlar da dayak yedi. Mis gibi."

"Lan salak mısınız siz kız kavgasına girilir mi?" dedi Changbin gülerek.

"Biz gireriz. Karılarımız var onları korumak için her şeyi yaparız." diyerek destekledi Seungmin de.
"Ryujin karım."

"Yuna'yı da Ryujin'i de çok özledim lan, tatil başlayalı buluşmadık. Ayarlayalım bir ara." dedi Jeongin.

"Siz aşırı yavşaksınız." dedi Changbin göz devirip.

"Ne yaptık sanki?"

"Oğlum dün akşam demediniz mi abi biz bu çocuklarla ilgileniyoruz diye? Şimdi karım diyorsunuz."

"Abi," diyerek elini Chan ve Changbin'in omuzlarına koydu Jeongin. "Bu ışıltılı hayatı biz seçmedik."

"Jeongin elimde kalırsın."

"Hep şiddet, hep şiddet!" diyerek Jeongin'e destek çıktı ekürisi.

"Bozacının şahidi şıracı bu da." dedi Changbin gülerek.

"Tamam ya, şaka yapıyoruz." dedi Jeongin. "Kızlarla sadece kankayız. Onların sevgilisi var zaten. Öyle bi şakalaşmaya döndü aramızda her şey."

"Nasıl başlamıştı lan?' dedi Seungmin. "Ha! Hatırladım. Ryujin regl olduğu gün ne isterse yaptığında sana hanımcı demiştik. Sonra ben Yuna üstüme gelince karım ne derse yaparım, söyle karıcım diyerek o gün onun nazını çekmiştim."

"20 değil bunlar, 16 yaşındalar." Chan ikisine gülerken çalan telefonunu açtı.

"Efendim Hyunjin?"

"İlerideki petrolde duralım. Benzin azaldı." dediğinde Chan onaylamış ve telefonu kapattıklarında Changbin'e söylemişti.

"Size kıyak geçeceğim," dedi Changbin gülerek.

"Ne kıyağı?" dedi İkisi ortadan kafasını uzatıp.

"Jeongin sen çilli olanla seyahat etmek istiyorsun değil mi?" dediğinde Jeongin onayladı.

"Seni o arabaya gönderip ikizini buraya isteyeceğim. Çok gürültülüsünüz diye sizi ayırıyorum." Jeongin sırıtırken onaylamıştı.

Seungmin'le kutlama dansı yaptıkları birkaç dakikanın ardından petrolde durmuşlardı. İki araç depoları fullerken Changbin Minho'nun yanına gitti.

"Jeongin ve Seungmin bir aradayken kafamı şişirdiler. Kıvırcık ikizle Jeongin yer değişsin."

"Çöpçatanlığa mı başladın?" dedi Minho gülerek.

"Yok oğlum, harbiden kafam şişti. Seungmin sessizce oturuyor Jeongin onu kudurtuyor. İkisi de hoşlandıkları çocukla otururse çekinirler gürültü yapmaya."

"Söylerim kabul ederlerse değiştiririz." Changbin onaylamış, benzini dolan arabayı kenara almıştı.

Minho arabaya yerleşip aynadan Jisung'a baktı.

"Jisung, Jeongin ve Seungmin aşırı gürültü yaptıkları için Changbin rahatsız olmuş. Jeongin'le yer değiştirmek ister misin yoksa o arabada onlara cehennemi mi yaşatalım?"

Jisung büyüğünün ifadesine gülmüş ve emniyet kemerini açmıştı. "Giderim o arabaya Minho abi. Tahmin edebiliyorum ne kadar gürültü yaşandığını. Seungmin tek başınayken sessiz ama Jeongin'le vakit geçirmeye başladığı gibi sesinden durulmuyor."

"Tamam, teşekkür ederim kabul ettiğin için." Jisung arabadan inmiş ve Jeongin'in tarafındaki kapıyı açıp onunla yer değiştirmişti.

Jeongin ve Seungmin şu anki durumdan oldukça keyif alırken ikizilerin de keyfi yerindeydi.

Şimdi daha sessiz bir şekilde sohbet ederlerken yol bu şekilde geçmişti.

Tüm gün Seul'de gezilmedik yer bırakmamış, gece olurken tekrar yola çıkmışlardı.

İkizler / seungsungWhere stories live. Discover now