28: Bipolar Manyak

1.1K 245 101
                                    

Seumgmin, resim atölyesinde Jay'le beraber ödevini yaparken gerginliktan patlayacağını düşünüyordu.

Son dört değişimleri kalmıştı. İki saatlik bir sabra ihtiyacı vardı ama sabredebilirmiş gibi hissetmiyordu.

İç çekip yaptığı tuvale odaklandı.

Dakikalar geçmek bilmezken en donunda ilk yarım saat bitmişti. Seungmin hava almak istediğini söyleyip atölyeden kendini dışarı atmış, banklardan birine oturmuştu.

Birkaç dakika hava almış, gücünü tekrar topladığında içeri girmişti. Bir şekilde ikinci yarım saati de bitirdiğinde içi sıkışmıştı resmen.

"Peter yüzünden mi konuşmuyorsun?" dedi Jay ona bakıp.

"Hayır. Ne alaka?" dedi Seungmin üçüncü değişime başladıklarında.

"Bilmem, kavga ettik ya..." dediğinde Seungmin göz devirdi.

"Sen sarhoş bir insanı hırpalamışsın. Kavga etmek değil bu." dediğinde Jay güldü. "Onu savunuyorsun."

"Bir, bu benim düşüncem. İki, kimseyi savunduğum yok. Üç, savunsam da kimi savunduğumu sana soracak değilim." dedikten sonra Jay ağzını açtığı gibi elini kaldırdı. "Hayır, tek kelime duymak istemiyorum."

Jay pes etmişti.

Seungmin ona yıllar gibi süren bir saatte sonunda ödevleri bittiği için şükretmişti. Tuvalini kenara koyup eşyalarını toplamış, yaptığı ödevi eline alıp iyi günler dileyerek arkasına bakmadan atölyeden ayrılmıştı. Abisinin evi yürüme mesafesinde olduğu için hızla oraya gitmiş, kapıyı çalmıştı. Hyunjin kapıyı açınca gülümsedi.

"Seung? Gel içeri, abin yok." dediğinde Seungmin içeri girdi. "Yo, buradasın ya işte?"

"Serseri." Seungmin gülerken Hyunjin elindeki tabloya baktı. "Çok güzel olmuş."

"Evet ama yapana kadar ömrümden ömür gitti. Buraya bırakabilir miyim? Teslimde hoca geri verirse evinize asabilirsin."

"Kalabilir. Aç mısın? Yorgun görünüyorsun."

"Mentally I'm bok gibi abi, tatlı var mı? Yoksa yapalım mı?" dedi Seungmin dudak büzüp.

"Tatlı," diyip Seungmin'in yanaklarını sıktı. "Beş dakşka önce bi tatlı geldi eve ama sanırım akşamdan kalan pudingler de var. Abin hepsini hüpletmediyse, tatlı yiyebiliriz. Tabii başka bir şey istersen yapabiliriz de."

"Puding, puding!" Hyunjin onu salona göndermiş, dolaptan pudingleri alıp kaşıklarla beraber gelmişti.

"Ne oldu, anlat." dediğinde Seungmin kaşığı pudinge daldırdı.

"Jay ve Jisung'ın kafasını böyle patlatmak istiyorum." dediğinde Hyunjin güldü.

"Nedenmiş?"

"Abi! Gülme. Sinirlerimi bozuyorlar. İkisi de çok cüretkar." dediğinde Hyunjin kaşlarını çattı. "Ne yaptılar?"

"Jay, konuşmaya çalışmalar, gülümsemeler falan. Jisung'ı haşat ettikten sonra nasıl o kadar mutlu? Sinir bozucu ve tehlikeli. Jisung da! Yüzsüz. Beni hepinizin önünde rencide ettikten sonra bir şey olmamış gibi çorba getiriyor, bileğimi burktuğumda taşıyor, bizim evimizde kahvaltı yapıyor!"

"İkisi de senden uzak mı dursun yani?" Seungmin onaylarken kasedeki son kaşık pudingi yiyip dudak büzdü. "Bir tane daha ister misin?"

"Abime kalmaz."

"Puding canavarına akşam bir daha yaparım."

"O zaman istiyorum."

Hyunjin gülerek küçüğüne bir puding daha getirmişti.

İkizler / seungsungWhere stories live. Discover now