14: Süper

1.3K 271 141
                                    

Aradan birkaç gün geçmişti. Bu bir hafta boyunca Seungmin Jisungların evinin önünden geçmedi gereken her yolu değiştirip uzatıyordu. Yongbok'la aynı saatte başlayan derslerine giderken bile çocuğu evinden almıyor, onların apartmanının oraya gelmesini istiyordu.

Motora bindiklerinde Yongbok arkadaşının önündeki depoya elini yaslamıştı.

Seungmin yola çıkarken tek düşündüğü şey bugün alacakları ödevlerdi.

"İyi misin?"

"Süperim." dedi Seungmin. "Sen nasılsın?"

"İyiyim." Yongbok ellerini depodan çekmiş, arkadaşının beline sarıp kafasını omzuna yaslamıştı. "Süper ol hep." dedi Seungmin için kelimenin anlamını bilmediği için.

Seungmin gülmüş ve onaylamıştı.

Süper oldupunu abileri veya Jeongin duysaydı onun hakkında endişelenmeye başlardı. Süper olması, bok gibi hissetmesinin üstünü delice şeyler yapacak kadar kaçık fikirli olması anlamına geliyordu.

Ağlamaktan bayılabilirdi, buz gibi havada denize girebilirdi, sabaha kadar içebilirdi, motorda aptalca bir şey yapabilirdi, en çılgın fikirleri yapmayı kabul edebilirdi, hatta gelen bir çıkma teklifine evet bile diyebilirdi; oldukça geniş bir yelpazeydi süper olması.

Nitekim, öyle de olmuştu.

Seungmin ders sonunda onunla konuşmak isteyen bir sınıf arkadaşıyla kampüsteki bir kafede oturmuştu. Haliyle Yongbok'un ders çıkışına denk gelecekti bu yüzden ona otobüsle gitmemesi için bir mesaj attı.

"Ah, Seungmin," diyerek lafa girdi Jay.

"Efendim?" Seungmin filtre kahvesini içerken arkasına yaslanmıştı. Tüm ilgisi yanında oturan arkadaşındaydı.

"Gimpo'da yaşıyorsun değil mi?" dedi genç.

"Hm hm, neden?" Seungmin ABD'de doğmuş ve büyümüş olan sınıf arkadaşına baktı. Son zamanlarda sürekli melez Korelilerle tanıştığını fark etmişti o sırada.

"Büyük annem Gimpo'da yaşıyor, bir hafta oraya gidip geleceğim." dediğinde Seungmin şaşırdı. "Cidden mi? Tanıyor muyum acaba?"

"O seni tanıyor, sen de tanırsın." dedi Jay gülümseyerek.

"Kim ki?"

"Park Ryeon." dedi Jay gülerek. Seungmin'in en alt komşusuydu kadın.

"Sen onun torunu musun? Jong Seong?" dediğinde Jay onaylamıştı.

Seungmin gülerken konuştu. "Küçükkrn birkaç sefer geldiğini hatırlıyorum. Gidonu püsküllü, üstünde araba stickerları olan bir bisikletin vardı. Binmeme izin vermemiştin. Senden büyükmüşüm, ona sadece altı yaşındakiler binebilirmiş..." Seungmin gülerken Jay gülerek başını eğdi.

"Vay be, beni hatırlamanı beklemiyordum."

"Ben de senin Ryeong teyzenin torunu çıkmanı beklemiyordum." dediğinde Jay güldü. Kısa bir sessizlikten sonra Jay boğazını temizledi.

"Aslında bir şey soracaktım," dedi Jay ona bakıp. "Yani, hakkında çok az şey biliyorum desem yalan olur."

"Ryeong teyze seni sürekli anlattığı için ben de seni epey tanıyorum gibi. Makarnayı sade sevmezmişsin, bazı yemekleri kendin yapmadıysan yemezmişsin, falan..." Seungmin gülerek.

"Evet, ben de senin ne kadar tatlı ve iyi kalpli olduğunu, kişisel özelliklerini dinledim hep." dediğinde Seungmin konunun nereye gittiğini anlamıştı. Beyninde şimşekler çakmıştı resmen.

İkizler / seungsungWhere stories live. Discover now