17.Hastane

1.2K 82 25
                                    


Yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayınn


Nefes almak için Uğur'un dudaklarından uzaklaştım.

Ilık nefesiyle yüzüm ısındı ama enseme soğuk hava vurduğunda titredim. Uğur yüzünden de olabilirdi. Bilmiyorum çünkü algılarım tamamen kapalıydı. Kim vardı yoktu bilmiyorum. Tek bildiğim Uğur, Uğur ve dudakları. Islak dudaklarını yanağıma bastırdığında iç çektim. Yanağımdaki elini indirip sırtıma doladı. "Üşüdün mü?" diye sorduğunda dudakları hala yüzümde dolaşıyordu. Kafamı hafifçe salladığımda alttan ona bakmaya çalıştım. "Uğur." diye seslendiğimde sırtımı okşadı. "Bebeğim."

Karnım kasıldı. Ağlamak istedim. Yumru boğazıma takıldığında yüzümü dudaklarından kaçırıp omzuna yaslandım. Ensesindeki elim boynuna sarılırken diğer elim göğsünde dinlenmeye devam etti. Uğur'un dudaklarını saçlarımda hissettim. "Hadi evimize gidelim."

Beni sıkıştırmadığı için şükrettim. Ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Ona bakmadan kafamı sallayıp uzaklaşacaktım ki izin vermedi. Belimdeki ellerinden birini çekip çenemi kaldırdı. Ona bakmak zorunda kaldım. Gözleri benim gibiydi. Dolu doluydu ama öylesine heyecanlıydı ki... Yanaklarımın kızarıklığını hissettim. Yüzümün her noktasını öpmek ister gibiydi. Gerçi beş dakika önceye kadar yaptığı tam olarak buydu. "Evde konuşacağız." deyip yeniden dudaklarını bastırdı dudaklarıma. Yine konuşamadım. Kafamı salladığımda yüzündeki tebessümle ellerini çekti benden. Üzerindeki ceketi çıkarıp benim omuzlarıma sardığında soğuktan titrediğimi fark ettim.

Beni içeri yönlendirdiğinde terasın köşesindeki kadınları gördüm. Bize bakışları kıskançtı. Daha doğrusu bana bakışları. Kırmızı saçlı kadın sinirli gözüküyordu. Bu muydu acaba Deren? Ya da yanındaki sarışın kadın? Bilmiyorum. Bilmiyorum ve merak da etmiyorum. İçeri girdiğimizde bizi direkt çıkışa yönlendirdi Uğur. Zaten çok kişi de kalmamış gibiydi.

Arabaya ulaştığımızda ısıtıcıyı açtı. Telefonu çaldı. "Annem arıyor." Açıp kulağına yasladı. "Anne?" Bakışlarım ona çevrildiğinde endişesini gördüm. Dik durup ona eğildiğimde arabayı çalıştırdı. "Geliyorum." Telefonu kapattığında park alanından çıktık. "Ne oldu Uğur? Korkutma beni." Arabayı ana yola çıkardığında ona uzanan elimi tuttu. "Lokantada fenalaşmış. Acildeymiş. Kerem aradı." Elini hafifçe okşadım. "Yorgunluktandır. Korkma." dediğimde gergin bir halde kafasını salladı. Hastaneye yarım saatte ancak ulaşabilmiştik. Danışmadan Emel ablanın odasının numarasını öğrenip direkt odaya gitmiştik.

Uğur önden odaya girdiğinde yetişmek için koştum. Odanın içine döndüğümde ise Uğur'un aniden duraklaması yüzünden sırtına çarpmıştım. Omuzlarımdan düşen ceketi tuttuğumda Uğur'un arkasından çıkıp ona kızacaktım ki gördüğüm görüntüyle kalakaldım. Uğur'un böyle direk gibi durmasının bir sebebi varmış. Emel abla ve Kerem Bey el eleydiler. Onların bakışları da bize şokla bakarken Emel abla elini sedyenin yanındaki sandalyede oturan Kerem Bey'den çekip doğruldu. Uğur'un ifadesi ise karışıktı. Kaşları çatık ve ağzı hafif açık... Yani gülsem gülerdim... Olayı kurtarmak için Uğur'un kolunu hafifçe sıkıp Emel ablanın sedyesine doğru yürüdüm. Kerem Bey de mahcupça gözlerini bizde dolandırıp ayağa kalktı. "İyi misin abla? Duyunca çok endişelendik." Emel abla bana gülümsemişti ama bakışlarını Uğur'a çevirdi. "Tansiyonum çıktı bir anda anlamadım. Sağ olsun Kerem Bey de işinin gücünün arasında bana eşlik etti," dediğinde Uğur'a kaçamak bakışlar attı. "Gelsene oğlum."

Arkamı dönüp Uğur'a kaş göz yaptım ama o Kerem Bey'e odaklanmış durumdaydı. Sonunda kafasını eğip sedyeye doğru yaklaştı. "Eyvallah," deyip elini beline bastırdı. "İşine gücüne dönebilirsin artık." Gözlerim hafifçe büyürken Kerem Bey elini ensesine bastırıp Emel ablaya döndü. "Bir şeye ihtiyacın olursa ara mutlaka. İstersen yarın idare ederim ben lokantayı." Hafifçe eğilip sorduğunda Uğur kafasını kütletti. Elini tuttuğumda bana tepki verdi ama adama kötü kötü bakmaya devam etmişti. Emel abla gülümseyerek konuştuğunda da damarları falan şişti. Şov. Resmen şov yapıyor. "İyiyim. Dinleneyim geçer sabaha." Uğur avucundaki elimi sıktığında diğer elimle koluna çarptım. Bana dönerken elini gevşetmişti. "Geçmez. Dinlen sen. Ha gözün arkada kalıyorsa, tamam." Mizahlı sesine karşılık Uğur yalandan öksürdü. Ben karşımızdaki çifte gülümseyip hafifçe Uğur'un sırtına vurdum. "Sigarayı abarttı da bugün." Uğur bu sefer bana kötü kötü baktığında avucunu cimcikledim. Emel abla bizden gözlerini çekip Kerem Bey'e gülümsediğinde Uğur'u tutabildiğim için kendimle gurur duyuyordum. "Güvenmez olur muyum hiç? Fakat yarın davet vardı biliyorsun. Tek başına çok zorlanırsın." Kerem Bey cevaplayacaktı ki Uğur atladı. "Ben giderim anne. Sen dinlenirsin."

SÖZDE ARKADAŞ (FİNAL)Where stories live. Discover now