SÖZDE ARKADAŞ

3.8K 98 66
                                    

Merhaba. Öncelikle geçen seneden beri bekleyeniniz varsa teşekkür ederim. Yeniyseniz de hoş geldiniz. Hikayenin ilk versiyonunu kaldırdım ve tekrardan yazdım. Umarım bu versiyonu da seversiniz. Şu anlık her gün bölüm atacağım o yüzden merak etmeyin eski bölümlerde kaldığımız zamanı iki hafta içinde okuyacaksınız. Bölümleri düzenli bir şekilde atmak için çabalayacağım. Umarım hepimizin eğleneceği bir serüven olur. Yorumlarınızı bekliyorum. 


Sayfa açıldı ve ben atandığım yeri gördüm.

Kurum Adı: T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÜMÜŞHANE DEVLET HASTANESİ

O andan sonra pek çok şey yapabilirdim. Gümüşhane'deki emlak piyasasına bakabilirdim ya da memuriyetimi yakıp İstanbul'da özel sektörde iş aramaya başlayabilirdim. Bunları yapmak yerine yıllar önce bana verilen bir sözü hatırlatmak için telefonumu elime aldım.

"Evlenme teklifin hala geçerli mi?"

Kafamı elime yaslayıp iç geçirdim. "Gümüşhane'nin nerede olduğunu bile bilmeden tercihlerine yazarken gerçekten ne düşünüyordun?" Kaşlarımı çatmama karşılık gevşek gevşek güldü. " Karadeniz taraflarında diye yazdım ya!"

Kollarını gövdesinde birleştirip gülmeye devam etti. "Ee, Karadeniz işte gitsene."

Elime gelen ilk şeyi –peçete- ona doğru fırlattım ama yere düşünce tıpış tıpış geri aldım. "Yardım etmeyeceksen etme. Ne azarlıyorsun ya!?" Ağlamaklı ifademe şok olmuş bir şekilde baktı.

"Kız sen ne ara bu kadar manipülatif biri oldun?"

Kuru yanaklarımı silip sandalyemi çekerek ona daha yaklaştım. "Ya Uğur ikimiz de karlı çıkacağız bu işten. Sen yakınmıyor muydun patronunun sadece evlilere terfii vermesinden... Hadi he de ya!"

Gözlerini masaya döndürürken ben alttan alttan kedi bakışlarımı attım. İkna olmazsa vay benim halime... Lütfen kendin ettin kendin buldun demeyin. İnsan tercih ederken sonrasını düşünemiyor pek, tek amacım atanmak olunca da ben orada ne yaparım ne ederim sorusunu sormak sonucu görünce aklıma geldi.

Bir elimde otobüs bileti diğer elimde öz geçmişim varken üniversitenin ilk yıllarında goygoy arasında yakın arkadaşımın verdiği sözü nasıl hatırladım bilmiyorum... Muhtemelen adrenalinden...

"Yaparız ama sen de bana yardım edersen," dediğinde kafamı hızlıca salladım. "Benimle davetlere, yemeklere gelip ne kadar aşık olduğumuzdan bahsedeceksin herkese."

"Kabul!"

"İkimiz dışında kimse bilmeyecek anlaşmalı evlendiğimizi." Elimi uzatıp tırnaklarıma baktım. " Pelin ve Duru her türlü anlar." Sıkıntıyla güldü. "Tamam hadi onlar bilsin."

Durup düşündüm sonra koluna yandan elimi geçirdim. "Bana manipülatif diyene bak! Senin de işine yarayacak ne diye zorundaymışsın gibi davranıyorsun?" Elini alnına geçirip ofladı. Şovlara bak ya.

" Zorunda kaldım ya Bahar."

Yoo

"Ne alakası var? Vermeseydin söz. Ben mi dedim 'taşraya gitmemen için seninle evlenebilirim' diye? He söyle. Neden söyledin bunu?"

Ağzı açık kaldı. Şov şov tüm hareketleri şov bu adamın.

"Bahar 18 yaşındaydık." Elimi kaldırıp düzelttim. "Sen 19'dun."

Histerik güldü. Ciddileşti.

"Baban bilmeyecek." Sandalyede dikleştim. "Kabul ediyorsun?"

"Ediyorum da sen benimle evleneceğinin farkındasın değil mi?"

SÖZDE ARKADAŞ (FİNAL)Where stories live. Discover now