fear

614 95 46
                                    

! ÖNCEKİ BÖLÜM YAYINDAN KALDIRILMIŞTIR !

Bebeklerim önceki bölümü okuyanlar bilir yine bir olay yaratıp Minho'nun eski sevgilisini(kendi isteğiyle olmadığı) çıkarmıştım. Sonra düşündüm ki bunlar bi türlü kavuşamadı. O yüzden önceki bölümde sadece Felix ve Jisung'un konuşması geçerli. Olay falan çıkarmayıp bunları kavuşturmaya çalışcam. İyi okumalar.

*Felix, Jisung'a Minho'ya karşı hisleri olup olmadığını sordu. Jisung ise hislerinden emin olmadığını söyledi*

Dipnot: az yorum olursa yeni bölüm beklemeyin.

Han Jisung

Kore'nin hava alanındaydık. Şu anda bir kafede oturmuş Minho'nun bizi almasını bekliyorduk. Felix ile konuşmamızın üzerinden çok düşünmüştüm. Gerçekten hislerim olabilirdi. Şansım da vardı. Tabi bu Minho'nun bana gerçekten böyle mi davrandığıylada alakalıydı. Yani demek istediğim şey; belki Minho gerçekte bana karşı bu kadar iyi niyetli değil ama iyi bir etki bırakmak istiyor? Dediğim gibi "belki" çünkü içinden geldiği gibide davranıyor olabilir.

Off gene çok konuştum!

Arkamdan gelen korna sesi ile Minho'nun siyah arabasını yanımda gördüğümde hemen Felix'e seslenecektim ki, fanlar yüzünden yüzüne kadar çektiği şapkası ve maskesi ile sadece burnunu görmemle istemsiz küçük bir çığlık atmıştım. O kadar garip ve korkunç gelmişti ki gözüme bir anlığına,

Felix küçük bir kıkırtı bırakarak ayağa kalktı ve şapkasını hafif yukarı çekti. "Korkma kız benim"

Benim şoktan çıkamamış halimi görünce elimden tutup ayağa kaldırmıştı. "Hadi Minho'n bekliyor arabada."
Fısıltı halinde söylediği şeyler beni sinirlendirirken hemen ayağa fırladım. Felix itirazımı anlamış gibi elini ağzıma dayamıştı. "Ben hesabı ödedim. Sus da yürü hadi."

Ona göz devirdim ve çantamı alıp kapıya doğru yöneldim. Felix acele adımlarla önüme geçip siyah arabanın arka koltuğuna oturmuştu. Mecbur Minho'nun yanına oturacaktım çünkü arka koltukta bavulumuzda vardı. Bagaja da oturamazdım ya.
Çekingence kapıyı açıp yanına oturdum. Keskin ve parlak gözleri beni buldu. Yüzünde hafif makyaj vardı ve bu onu çok iyi gösteriyordu.

"Merhaba"

Yüzündeki gülümseme ile selam verince istemsiz benimde yüzüme bir gülümseme gelmişti. Hep oluyor. Bende ona bir merhaba verdim.
Felix hemen Minho'ya Chuncheon'da yaptıklarımızı anlatırken göz göze gelmiştik. Gözleri saçlarımı bulurken o günkü mesajlaşmamız aklıma geldi. Utanç içinde kafamı önüme çevirdim. Göz ucuyla tekrar ona baktığımda muzip bir şekilde sırıttığını gördüm. Gözleri saçlarımdan aşağı inip tekrar benimle göz teması kurduğunda mesajlaşmamızı hatırlamış gibi yüzünde ki sırıtma artmış ve kaşları havaya kalkmıştı. Göz temasımızı kesip Felix'in anlattıklarına kafa sallamaya başladı. Çok utanıyorum keşke aptal gibi gaza gelmeseydim!

Sonunda arabayı çalıştırınca hemen şarkı açıp başımı pencere çevirdim. Pencerenin yansımasından net bir şekilde görüyordum Minho'yu. Yüzünde minik bir tebessüm vardı. Yine utanmaya başlamıştım. Ama iyi oynamıştım onunla.

Bu biraz keyfimin yerine gelmesini sağlarken birden gördüğüm cheesecake dükkanı ile adeti gözlerim parlamıştı.

"Minho dur!"

Minho ne olduğunu anlamak istermişcesine bana bakarken elimle cheesecake dükkanını işaret ettim ve irislerimi büyültüp yalvarırcasına bakmaya başladım ona. Biraz kalabaklık bir yerde olduğumuz için durması zor olabilirdi. Ama cheesecake herşeydir! Felix'in de dikkatini çekmiş gibi işaret ettiğim yere bakmaya başlamıştı.

CHANEL - MinsungNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ