97. Bölüm : DENİZ

Start from the beginning
                                    

O kadar sakin bir bebekti ki, bize öylece bakıyor ve hiç ağlamıyordu. Minnak elleri ile oynuyor ve tatlı tatlı sesler çıkarıyordu. Alihan gülerek bunu izlerken ben de hayranlıkla oğluma bakıyordum.

"Isırasım geliyor..." dedi Alihan ve gözlerini ondan olamadı. "Minnacık bu."

"Kucağına almak ister misin?" diye sorduğumda duraksadı. Benimle göz göze geldiğinde sertçe yutkundu ve kararsız olduğu her yanından belliydi. Fakat bunu istediği de aynı şekilde her yanından belliydi.

Minik bebeğimi ellerime aldığımda o kadar hafifti ki, sanki elimde bir tüy vardı. Alihan heyecanla kollarını açtığında gözlerine bakarak gülümsedim. "Korkma. Her şey yolunda, tamam mı?"

Deniz'i onun ellerine bıraktığımda dudakları aralandı ve aynı zamanda titremeye başladı. Oğlumuz babasının kucağında çok sakindi, dilini çıkarıp elleriyle oynayarak babasını minicik gözleriyle analiz ediyordu.

"Liya, çok hafif..."

"Kötü değilmiş, değil mi?"

"Bilmiyorum... Kollarımda tutarak canını yakarım diye korkuyorum. Sıkıyorsam onu?"

Elimi omzuna koydum ve gülmeye başladım. "Allah aşkına, Alihan! Sen babasısın ve zarif bir şekilde bebeğini kucağına alıyorsun. Bu tabii ki onun canını acıtmaz? Sevgini hissediyordur o."

"Öyle mi dersin?"

"Tabii ki sevgilim..."

Alihan oğlunu elinden bırakmadı ve sürekli onu izledi ve minik parmaklarına dokunarak sevgisini minicik bebeğimize hissettirmeye çalıştı. Bu hayatta en çok sevdiğim iki kişiyi böyle izlerken yüzümde sadece bir gülümseme vardı ve o gülümseme silinmiyordu dudaklarımdan.

———

"Efendim kocacığım?" diye çıktığım telefonun diğer ucunda oğlumun nasıl ağladığını duyuyordum. Yüzümdeki ve bedenimdeki terleri elimdeki havluya silerken duraksadım. "Niye ağlıyor benim oğlum?"

"Sanırım gazı var, Liya. Karnını ve sırtını ovalıyorum ve gazını çıkarmaya çalışıyorum ama çok ağlıyor, çok korkuyorum..."

"İki aylık oldu minik bey, bu çok normal. Panikleme, tamam mı? Ben şimdi spor salonundan çıkacağım ve hemen yanınıza geleceğim. Eğer daha iyi olmazsa doktora gideriz. Geliyorum şimdi."

"Tamam sevgilim, dikkat et." dedi ve telefonu kapattı. Hızlıca soyunma odasına gittiğimde terli bedenimi umursamadım ve üstüme günlük kiyafetlerimi geçirdim. Bu iki ay içinde altı kilo vermiştim ve bedenim aslında eski haline dönmüştü diyebilirdim.

Her neyse, spor salonundan tam çıkarken tanıdık bir yüzle karşılaştım.

Civan Karalı.

"Yenge!" diye şaşırdığında gülümsedim. "Selam. Sen de mi buraya yazıldın?"

"İki aydır burada çalışıyorum Civan, hayret seni hiç görmedim ama?" diye sorguladım.

"Her neyse, nasılsın? Bebek nasıl?"

"Alihan aradı, gazı varmış. Yanlarına gidiyorum şimdi. İyiyiz biz, ya sen?"

"Ben de iyiyim. Kız arkadaşımla bir eve taşındık ve hayatımızı bir düzene sokmaya çalışıyoruz. Ama iyiyiz biz de."

"Sevindim!" dedim içtenlikle.

"Sıpa büyüdü değil mi?"

Otuz iki diş gülümsedim. "Evet! Alihan'a o kadar benziyor ki... Aynı babası!"

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now