Doğum günümde dilediğim dileğin hayatıma bu kadar çabuk etki edeceğini düşünmezdim. Gece yarısı aldığım bir mailde gelen iş teklifine gidip hayatımı değiştirmeye hazırdım.
Ancak orada çocukluk aşkımı bulup henüz hatırlamadığımı duymaya ve ardı ardı...
Oy vermeyi ve yorum yapıp düşüncelerinizi belirtmeyi lütfen unutmayın. Düşüncelerinize ihtiyacım var... 💎
Mum ışığında size bölüm yazmaya geldim çünkü elektirikler gitti. Neyse böyle daha romantik olur deyip devam ediyorum 🕯️🕯️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dizdar kucağında benimle birlikte yürümeye devam etti. Gülmesi hâlâ son bulmamıştı. "Diego gel kızım."
Kızım mı? Yılanına bir de isim mi vermişti. Onu görmeden bu kucaktan asla inmeyecektim. Gerçi görürsem de inmezdim. O yüzden geceyi Dizdar'ın üzerinde geçirecektim.
Bir kapının içinden geçip sonunda lambayı yaktığında derin bir nefes aldım. Az önce ateşten aldığım sık nefesler son anda korkuya çevrilmişti. Boyu posu devrilesice adam bunu nasıl düşünmezdi.
Daha içimden saydırmaya devam ederken arkamızdan tin tin gelen ufaklığı gördüm. İnmek istediğimi belli eder gibi omuzuna iki kere pat pat vurduğumda Dizdar gözlerini devirdi.
Diego yılan değildi.
Hayır üç başlı bir ejderha da değildi.
Dudu perinin köpeğe çevirdiği kocası Taci'ydi...
"Kamyon muyum kız ben durdurup hareket ettiriyorsun?" diye söylenirken onu hiç umursamadım.
"Aa Taci bu, baştan söylesene ben de ne sandım."
"Taci değil Diego. Ne sandın Allah aşkına evde piton besleyecek halim yok." dediğinde nokta atışı yaptığı için yandan yandan gözlerine bakarken "Pes artık." deyip kafasını iki yana salladı.
"Taci. Hanimiş Taci nasılmış bakalım? Gel tanışalım seninle gel."
"Taci kim acaba?"
"Tacettin."
"Tacettin kim?"
"Dudu perinin kocası."
"Dudu peri mi? Senin uykun geldi anlaşılan."
"Hayır canım Dudu peri işte. Kocasını köpeğe çevirdi ya, hah işte o köpek bu köpek."
