A Time Turner Tale - The Marauders ✔️ [Türkçe Çeviri] // TAMAMLANDI

Bölüm 23 | Sonuna Kadar

Başlama Tarihi
17.07.2023
22.04

*******

Lily'nin Bakış Açısı

       "Remus geliyor." diye fısıldadı Marlene, parmağıyla hafifçe arkamı işaret ederek.

       Hızla başımı çevirdim, gerçekten de Remus'un bize doğru geldiğini gördüm.

       "Hey Lily, Mar." diye selamladı.

       "Hey." dedim.

       "Marlene, Lily ile yalnız konuşabilir miyim lütfen?" Marlene başını salladı ve at arabasına doğru uzaklaştı. Rem bana dönmeden önce gidişini izledik.

       "Doğrudan konuya gireceğim. James'e neden kızgınsın?" diye sordu.

       "Bu aptalca."

       "Hadi Lils, bana söyleyebilirsin."

       Bir an "Şey, bugün beni Hogsmeade'e davet etmedi." diye mırıldandım, solgun yüzüm kızardı.

       "Bu yüzden mi?" Kıkırdadı.

       "Komik değil." dedim. Zavallı olduğumu biliyorum ama beni daha da kötü hissettirmesine gerek yoktu.

       Remus yerde yuvarlanana kadar gülmeye devam etti.

       "Benden hâlâ hoşlanacağını düşünmem aptallıktı." diye mırıldandım. Remus gülmeyi bıraktı ve kafasını bana doğru çevirdi.

       "Senden hoşlanmadığını mı düşünüyorsun? Tanrım, Lily, o kadar dikkatsizsin ki! O sana aşık!" dedi.

       Tutulan bedenim gerildi ve dondum. Ne?

       "Bugün sana sormamasının tek nedeni, ona yapmamasını söylemiş olmamdı. Seni rahat bırakmak için. Tüm bu olanlardan sonra, sana sürekli çıkma teklif etmeye ara vermesi gerektiğini düşündüm. Sanırım buna gerek yoktu. Gerçekten üzgünüm Lils."

       Beynimden vurulmuşa döndüm, yürümeye başladım. Hogwarts'a geri yürümeye...

       Başka bir ses, "Lily, nereye gidiyorsun?" dedi.

       "Hogwarts'a dönüyorum Sirius, artık burada olacak havamda değilim." Gözümden bir damla yaş süzüldü, beni sevemezdi. Yapamazdı.

       "Üzgünüm Lily!" diye bağırdı Remus.

       "Bu senin hatan değildi, benim hatamdı." Ve bu koşuşturmaca sırasında gözyaşlarım yüzümden aşağı akarak aşağıdaki karın üzerine düştü. Kalbim paramparça, düşüncelerim karmakarışıktı. Arkama bakmadım, şu an hayatımla yüzleşemedim, sadece kaçmaya ihtiyacım vardı.

       Küçük Hogsmeade köyünün kalabalığını yararak ilerledim ve kasabanın eteklerindeki ormana doğru koştum. Gözyaşlarım görüşümü bulandırırken ağaçların arasından girip çıktım.

       Sonunda nehir kenarını görene kadar koşmaya devam ettim. Yaşlı gözlerimle buz mavisi göle baktım ve hıçkırıklarla dizlerimin üstüne çöktüm. Kalbim sanki biri ona bıçak saplamış ve döndürmüş gibi burkuldu. Düşünürken, ağlamalarım nefes nefese ve gözyaşısız bir hal aldı.

       Beni sevemezdi, sevemezdi. Onun için yeterince iyi değildim, zayıftım. Hayal bile edemediğim bir hayat yaşayan müstakbel oğlumu bile koruyamadım. Güçlü, onu reddetmeyecek, onu sevecek ve kaderinden kurtaracak birini hak ediyordu. Nedense onun başkasını sevdiği düşüncesi kalbimi sıkıştırdı.

       Onu seviyor muyum? James'i seviyor muyum? Birbirimizle didişip alay ettiğimiz onca yıl... Sanırım başından beri biliyordum.

       Her zaman sonuna kadar birlikte olacağımızı biliyordum.

*******

       Kelime Sayısı: 361

       Lily the drama queen 👑

       Bunu her bölüm sonunda söylemekten asla bıkmayacağım ama önceliğim bu kitabı bitirmek smmssmsm bitmesine de son 7 bölüm kaldı, sonra Beloved ve Scared'a ağırlık vereceğim.

        Bu ay biraz çalışıp çok istediğim kitapları alacağım bir de iki haftaya taşınacağız o yüzden umarım çeviriye zamanım olur da yaz bitmeden bu kitap biter.