Bölüm 20 | Başka Zaman Yolcuları

153 10 0
                                    

Başlama Tarihi
21.06.2023
19.32

*******
Lily'nin Bakış Açısı

       Sadece birkaç dakika önce yaşanan olaydan sonra Hogwarts koridorlarında yürüyordum. Aynı sahne kafamda tekrar tekrar oynuyordu. İnkar etmedim çünkü yapamadım. Onu seviyordum ki bu benim için inkar edilemezdi. Bu zamana geldiğimizden beri duygularım yeni yeni büyümeye başladı, artık kendimden emin olamıyorum. Keşke bunun hakkında konuşabileceğim biri olsaydı, bu çok zor.

       İşte tam o zaman büyük bir "PAT!" sesi duydum. İlerideydi. Asamı önümde tuttum, damarlarımda adrenalin dolanıyordu.

       Bir sonraki köşeyi döndüm, ortada bir kızın başını ovuşturduğu bir yığın buldum.

       "Ah..."

       "MARLENE!" diye bağırdım en iyi arkadaşıma doğru koşarken.

       Kafası molozların arasından fırladı.

       "Lily? LİLY!" Koştum ve ona sarıldım, ikimiz de neşe içinde zıplıyorduk.

       "Buraya nasıl geldin??" diye sorguladım.

       "Şey, koridorda seni arıyordum ve parlayan bir şey gördüm. İçgüdülerim ona dokun dedi, sonra yuvarlandım ve kendimi burada buldum!"

       "Burada olmana sevindim, seninle konuşmak istiyordum." dedim.

       "Ooo dedikodu! Ama bundan önce, şu an biz neredeyiz?!!"

       "Doğru, o konuda..."

       Çapulcularla buraya geldiğimizden beri olan her şeyi anlattım. Yine de, her an biri duyabileceği için, James'e olan hislerimi içimde tuttum.

       "Yani diyorsun ki, Sirius burada?" dedi heyecanını güçlükle bastırarak.

       O ve Sirius evrenin var oluşundan beri birbirlerinden hoşlanıyorlardı ama ikisinin de diğerine çıkma teklif edecek cesareti yoktu.

       Tam bir şey söyleyecekken koridorun karşısından bir bağırış duydum.

       "Marlene?" diye sordu Sirius.

       Marlene ona doğru koştu ve ona kocaman sarıldı.

       "Sirius! James! Remus!" Sonunda Sirius'u bıraktıktan sonra, Remus'a ve son olarak James'e de sarıldı.

       James ve Marlene birbirlerini bez taktıkları zamandan beri tanıyorlardı. Kardeş gibiydiler.

       "Buraya nasıl geldin?" diye sordu James. Tüm hikayeyi yeniden açıklamak zorunda kalacağımızı bildiğim için inledim.

       Marls mutlu bir şekilde onlara hikayeyi anlattı.

       "Vay canına!! Bu harika!!" dedi Sirius ve James hayranlıkla. James'in bakışlarını yakaladım, koridoru garip bir sessizlik doldurdu, çünkü birkaç saat önceki durumu hatırlamıştım. Sonunda, Marlene ile yüzleşmek için muhteşem ela gözlerinden teması koparmayı başardım. Aramızda bir şey olduğunu anlayarak bana baktı.

       "Pekala... Benim ve en iyi arkadaşımın paylaşması gereken çok şey var, o yüzden hoşçakalın!" dedim beceriksizce. Pek çok itiraz oldu ama Marls'ı kolundan tuttum ve hiçbirini dinlemeden onu sürükledim.

*******

       Sonunda ortak salona ulaştık, onu merdivenlerden yukarı sürükledim ve yatağıma yığıldım.

       "Peki, sen ve James arasında neler oldu?!" diye haykırdı beklentiyle.

       "Şey..." Harry'den revirdeki geceye, beni kurtarmasına ve sadece iki saat önce olan duruma kadar ona her şeyi anlattım.

       "Aman Tanrım!! James'i seviyorsun!!" Diye bağırdı, elimi ağzına kapattım.

       "Aslında ondan hoşlanabileceğimi düşünüyorum..." dedim, gitgide sessizleşerek.

       "Ne dedin?" dedi yüzünde sinsi bir sırıtışla, beni duyduğunu biliyordum.

       "Beni duydun! Bunu tekrarlamayacağım!" Güldüm.

       "Ha ha haklısın ama ondan hoşlanıyorsan ne yapacaksın? Yakın zamanda bir Hogsmede gezisi var mı?"

       "Aslında bu hafta sonu bir tane var?" dedim kendi kendime sorgulayarak. Erkekler hakkında bu şekilde konuşmak bana göre değildi, özellikle de James Potter hakkında.

       Yüzünde haylaz bir gülümseme belirdi, "Bir planım var."

       Ona söylediğime şimdiden pişman olmuştum.

*******
Kelime Sayısı: 488

       Sınavdan çıktım ve bu yayımladığım ilk bölüm. Gerçekten çeviriyi özlemişim. Şimdilik ilk hedefim bu kitabı bitirip SCARED'a başlamak. ATTT... Bit artık lütfen...

Herkese iyi tatiller 💫

A Time Turner Tale - The Marauders ✔️ [Türkçe Çeviri] // TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now