BÖLÜM 6

82 16 72
                                    

ALEX

Dolabın içinde öylece ne kadar oturduğumu bilmiyordum bile. Aklım bedenimi hareket ettirmemi söylüyordu ama bedenim tam tersini uyguluyor, hareketsiz bir şekilde oturmayı tercih ediyordu. Az önce ne yapmıştım, neler söylemiştim ve birazdan buradan çıkıp ne yapacaktım? Her planım, düşüncem saydam bir hâle gelip uzaklaştı sanki. Elimde tutabileceğim hiçbir mantıklı yol kalmadı ve gergin soluklarım, kendimi kapattığım dolabın her köşesine uğrayıp bana geri döndü.

"Alex, yarım saattir ne yapıyorsun?" annemin sesini duyup irkilene kadar kendime gelememiştim. Düşen gözlüğümü düzeltirken boştaki elim dolabın kapağına gitti. Kapağa değen elimle birlikte, otomatik kapak kendiliğinden açıldı. Ne yapıyorsun aptal? İç sesim bana seslendiğinde hızlanan kalp atışlarımın sesi dolabın içini kaplayacak kadar gürültülüydü sanki. Ne yapacağım? Defalarca bu soruyu kendime sormaya başladım. Hızlı bir plan yapmam gerekiyordu, yoksa anneme açıklama yapmak zorunda kalacaktım ve ah, neyi nasıl açıklayabilirdim ki?

"Alex?"

Bir şey yap. Elimi dolabın kapağından kurtarıp başımı dışarı uzattım. Ellerim çılgınca titriyordu ve aklım o kadar çok karışıktı ki buradan çıktıktan sonra ne yapacağımı bile düşünemeyecek kadar uyuşuk hâldeydim. Sana güvendiler ve sen her şeyi mahvetmek üzeresin. İç sesim beynimi kemirirken bedenimi dolabın dışına çıkarmayı başladım ve düşen kıyafetleri şimdilik içeri sokup kapağı kapattım. Titreyen ellerimi dizginlemenin bir yolunu bulmalıydım yoksa bu gerginlik beni birazdan öldürecekti. Bir şey düşün! Düşen gözlüğümü burnumun üstüne iyice sabitledikten sonra odamın kapısını açıp merdivenlere ilerledim ve trabzandan kafamı uzatıp annemi kontrol ettim. Baktığım tarafın tam karşısından kapıyı kolaylıkla görebiliyordum. Kapının önünde dikilmeye devam ediyordu

Titrek bir nefesi dudaklarımın arasından salarken gürültülü su sesine güvenerek ayak ucumda ve oldukça dikkatli bir şekilde merdivenlerden inip hızlıca mutfağa girdim. Gözlerim çılgın bir şekilde etrafı tararken mükemmel bir planı kafamda tasarlayıp çizdim ve dolabı açıp büyük tencereyi yere fırlatırken bir an bile tereddüt etmedim, tereddüt etmeye vakit yoktu. Annemin çığlık sesini duyar duymaz tam planladığım gibi ayaklarımı kaydırarak örtüsü mükemmel bir gizlenme yeri oluşturan masanın altına yerleştim. Annem gelecekti ve ben de buradan tüyecektim. Tam da düşündüğüm gibi oldu. Annem şok içinde yere düşen tencereye dikkat kesildiğinde, kafamı vurmamaya özen göstererek ellerimin üzerinde yürüyüp örtüyü sıyırdım ve bedenimi dışarı attım. Süratle arkama bile bakmadan banyoya doğru koştum ve çılgınca titreyen ellerimle zar zor cebimdeki anahtarı çıkarıp deliğe sokmayı başardım. Kilidi açtıktan sonra bedenimi içeri ittim ve kapıyı tekrar kilitledim.

Suyu kapatmadan önce hiç düşünmeden kafamı soğuk suya daldırdım ve nefes nefese kendimi geri çektikten sonra suyu kapattım. Üstüm ıslanmadığı için şanslıydım. Soğuk su yüzüme tokat yemişim gibi bir hisle sarsılmama ve yüzümü kaplayan soğuk suların etkisinde damarlarımın bile donduğunu hissetmeme sebep oldu. Sakinleşmek adına derin bir nefes saldıktan sonra suyu israf etmemek için dizdiğim bütün kovaları kenara ittim ve bunun için mantıklı bir açıklama yapmayı sonraya bıraktım. Dolaptan bir havlu çıkardıktan sonra saçlarımın üstüne yerleştirdim ve kapıyı açmadan önce gözlerimi yumup nefesimin iyice düzene girmesini bekledim. Kendimi hazır hissettiğimde kilidi çevirdim ve kapıyı açar açmaz annemin gergin yüzüyle karşılaştım. Giyinik hâlime şaşkınlıkla bakarken sahte bir merakı yüzüme yerleştirdim.

"Bir sorun mu var?" dediğimde, başını onaylarcasına salladı.

"Kaç kez seslendim, neden bu kadar uzun sürdü?"

14Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin