37

43 3 0
                                    

Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın :')

Gözlerimi açtığımda Meriç'in dizinde yatıyordum.

"Nerede kaldı bu ambulans hamile diyorum lan hamile."

"Meriç Sezen uyandı."

Demir'in sesiyle gözlerimi iyice açmış etrafı izliyordum. Herkes başıma toplanmış meraklı gözlerle beni izliyordu.

"Sezen iyi misin güzelim?"

Başımı olumlu anlamda sallayıp elimi boynuma doğru götürdüm.

"İ- iyiyim ya. Sorun yok, ambulansa da gerek yok."

İtiraz etsemde ambulans çoktan gelmişti bile. Ambulansın içinde herhangi bir sorun olup olmadığına bakmak için tutmuşlar sonrasında bir sorun olmayınca da bırakmışlardı. Bizde hala bankta oturuyorduk.

"Demir insanların işlek olduğu yerde bu nasıl mümkün olabiliyor anasını satayım?"

Demir ellerini yumruk yapmış dizine dizine vuruyordu.

"Meriç zaten sinirliyim üstüme gelme abiciğim."

Elimin birini Meriç'e birini de Demir'e uzattım.

"Sıkıntı yok ben iyiyim.. Demir bunu yapanı bulsan kafi bugün bana yapıyorsa yarın bir başkasına yapar.. Meriç gidelim ne olur, nereye olduğunun önemi yok hadi."

Meriç elimi sıkı sıkı tutup tekrar motora bindirdi. Uzun yolculuk sonucunda tam istediğim gibi tek katlı müstakil bir ev bulmuştuk. Evi tutup tekrar Kerim abilere geçmiştik. Nazlı abla bana biraz tavırlıydı o yüzden yanına geçip oturdum.

"Nazlı abla.. ben senden özür dilerim Meriç'e kızıp suç sizinmiş gibi gereksiz bir harekette bulundum. Ama sana yemin ederim bunlar normalde yapacağım şeyler değil. Ben kendimi bile tanıyamıyorum.."

Nazlı abla hemen yumuşayıp dudaklarını büzerek bana döndü. Bende iyice yanına yaklaşıp elini tuttum.

"Sorun sizin eviniz değil. İnan bana duvarlar üstüme üstüme geliyor. Ben hiç büyük bir evde yaşamadım o yüzden tuaf hissediyorum. Paristeki evimiz bile böyle küçük kendi halindeydi.. ya sorun evde değil sende annesin anlarsın beni sen."

Nazlı abla beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı. O sırada kapıya yaslanmış bizi izleyen Meriç ve Kerim abiyle göz göze geldim ve sıcacık bir gülümseme gönderdim.

"Anlıyorum seni güzelim. Zaten kızamıyorumda bende Deren'e hamileyken aynı senin gibiydim. Deren'e hamileyken üç tane ev değiştirdik biz. Her yer üstüme üstüme geliyordu çünkü."

Hep birlikte güldüğümüzde Deren minnacık boyuyla içeriye girip kaşlarını çattı.

"Anne neden üç tane daha çok değişseydik."

Tekrar kahkalarla güldüğümüzde Deren de kendini tutamayıp o da gülmeye başladı. Sonra beni şaşırtarak yanıma geldi ve elimi tuttu.

"Sezen abla ben seni üzdüğüm için mi gittin? Hani o günler sonra oynayalım demiştin bende üzülünce geri gelip benimle oynamıştın ya.. o yüzden mi gittin?"

O kadar tatlı konuşuyordu ki dizlerimin üstüne çöküp ellerini tutarak göz teması kurdum.

"Olur mu hiç öyle şey güzelim benim. Ben bu aralar biraz şımardım galiba o yüzden yaramazlık yapıyorum. Yoksa ben seni bırakıp gider miyim hiç? Ben seni de anneni de babanı da çok seviyorum siz benim ailemsiniz."

Deren cümlemi bitirir bitirmez boynuma sarılıp yanaklarımı öptü.

"Tamam o zaman birdaha yaramazlık yapma. Annem yaramazları hiç sevmez. Neyse ben gideyim uyuyayım. Bana masal anlatmak ister misin?"

FREKANS : 136Where stories live. Discover now