35

41 3 0
                                    

Başlama saatlerinizi alayım ✨

Silah sesiyle birlikte bütün korumalar ateş ederken resmen evin önünde çatışma yaşanmıştı. Berk bana sarılarak beni korumuştu ama Meriç'i koruyamamıştı. Adam Meriç'i kolundan vurup sonrada kaçmış gitmişti.

"Dur dur hareket ettirme kolunu."

Hastanedeydik. Meriç aşırı sinirliydi. Belkide onu tanıdığım günden beri hiç bu kadar sinirli haline denk gelmemiştim. En çok siniri de banaydı.

"Sus Sezen. Sana git dedim git.. aklı olan bir kerede ne dediğimi anlar. Ya sana gelseydi ben ne yapacaktım Sezen?"

Kerim abi içeriye girip beni cevap vermekten kurtarırken bu defada hedef Meriçti.

"Lan sen bana kafayı mı yedirteceksin Meriç. O it kızı hapiste diye seni rahat bırakır mı, bizi rahat bırakır mı sanıyorsun. Senin karın hamile artık bir şeylere karar verirken yüz kere düşüneceksin. Ya koluna sıkmasaydı Meriç ne olacaktı o zaman? Adam benim evimin önünde benim kardeşime sıkıyor. Eceli olacağım o itin."

Bağıra bağıra kurduğu cümlelerle kimin olduğunu anlamam uzun sürmemişti. Bunu yapan Duru'nun babasıydı.

"Duru.. Duru'nun babası yaptırdı bunu değil mi Meriç?"

Meriç gözlerini kapatıp derin derin nefes alıp verirken Kerim abi beni onayladı.

"Ta kendisi. Adam yürek yiyip gelmiş benim evime."

Ben korkuyla Meriç'e bakıyordum ama Meriç ne bana bakıyor ne de konuşuyordu.

"Bundan sonra ne sen ne Nazlı evden biz olmadan çıkmıyorsunuz Sezen.. bu herifi çıktığı deliğe geri sokana kadar evden dışarıya adım dahi atmıyorsunuz."

Ne itiraz edebilmiştim ne de konuşabilmiştim. Çaresizce kabullenmiştim sadece.

Eve geldiğimizde Kerim abiyle Berk çıkıp gitmişlerdi. Meriçte odada tek kalıp kafasını dinlemek istemişti. Nazlı abla da ortalarda yoktu. Bende terasa çıkmış öylece denizi izliyordum. Bundan iki üç gün öncesine kadar kendi halimizde yaşayıp gidiyorduk. Buraya gelir gelmez her şey ters düz olmuştu. Hamileydim ama asla Meriç'ten beklediğim ilgiyi alamıyordum. Hamile değilken bana daha çok ilgiliydi mesela. Belkide yanılıyordum ama durum benim açımdan aynen böyleydi. Eski Meriç kafasını da dinleyecekse benimle dinlerdi ama bu Meriç beni yanında istememişti..

"Sezen abla benimle oyun oynar mısın?"

Deren yanıma gelmiş ellerimi tutmuştu ama ben öyle bir dalmıştım ki sesini duyana kadar geldiğini bile anlamamıştım.

"Fıstığım sen biraz odanda oynasan ben birazdan gelsem olur mu?"

Deren üzgünce başını eğip girecekken kolunu tutup kucağıma aldım. Öyle güzeldi ki asla kıramıyordum.

"O zaman bana mutfağında kahve de yaparsın sen."

Deren mutlulukla bana sarılırken bende sıkıca ona sarıldım. Belkide kafamın dağılması için başka şeylerle uğraşmam gerekiyordu.

"Buyrun efendim bu sizin kahveniz.. siz söylemediniz ama ben yanına kurabiyede yaptım sizin için.. kaç puan vereceksiniz?"

Deren'in masasına oturmuş elime tutuşturduğu oyuncak bardakla kahve içiyordum hatta mış gibi yapıyordum.

"Hmmm kahveniz muhteşem ötesi olmuş.. kurabiyenizde biraz fazla şekerli olmuş ama bayıldımm.. size on üzerinden dokuz puan veriyorum Deren Hanım."

Deren gülerek önümdeki oyuncakları alırken bende kalkıp yatağına oturdum.

"Sezen abla aslında benim çok uykum geldi.. annemin işi olduğu için bana masal anlatamıyor.. acaba sen bana anlatır mısın?"

FREKANS : 136Where stories live. Discover now