"Çek ulan gözlerini kardeşimin üzerinden." Mila hakkında olan düşüncelerimi komutanım sesi böldüğünde yerimde doğrulup boğazımı temizledim, elimle ensemi kaşırken bakışlarımı komutanıma değdirdim.

"Pardon komutanım."

"Pardonu olmaz bu işin Mirza." Daha da utanırken nereye bakacağımı bilemiyordum, hastane tavanlarının deseni hep böyle miydi?

"Haklısınız komutanım."

"Hayırdır seviyor musun sen benim kardeşimi?" Dondum kaldım, ciddi anlamda yerimde donup kalırken komutanım benden bir cevap bekliyordu. Öyle pat diye sorarsa ben cevaplayamazdım ki. Seviyor muydum? Onu gördüğümde kalbime söz geçiremiyordum, hızlı hızlı atıyordu. Seviyordum bence.

"Seviyorum." Elimde olmadan sert bir şekilde söylemiştim bunu. Komutanım yerinde ayaklanmaya çalışacakken kalkıp ona yardım ettim ve yatağı oturur pozisyona getirdim.

"Ayağa kalkabildiğim ilk anda seni döveceğim."

"Dövün komutanım." Yüzümde bozamadığım bir gülümseme hakimdi.

"Sürekli komutanım deyip durma, askeriyede miyiz oğlum biz?"

"Peki komutanım." Zamanımın çoğunu askeriyede geçirdiğim için alışkanlık olmuştu.

"Mila biliyor mu?"

"Hayır."

"Söyleyecek misin?" Gerçekten söyleyebilecek miydim? O bana karşı ne hissettiğini söyleyebilmişti. Bende söylemeliydim değil mi?

"Söyleyebilirsem, evet."

"Ne demek oğlum o?"

"Abi bunu sana anlatmak pek doğru olmaz ama Mila'yı gördüğümde kendime bir şey oluyor gibi. Onu gördüğümde heyecanlanıyorum, bir başkasını gördüğümdeki tepkisizliğim Mila da olmuyor."

"Konuş sen konuş, seni daha iyi dövmem için bana güzel sebepler veriyorsun." Yalandan bir sinirle söyleniyordu. Mila uyuyor mu hala diye kontrol ettiğimde bacaklarını kendine çekip kollarını bedenine sarmıştı, üşüyor muydu?

"Üşümüştür." Metehan abi de benim gibi dikkatini Mila'ya vermişti. "Dolaptan battaniye varsa üzerine örtsene." Kafamı sallayıp dolabın kapağını açtım, bir yastık ve battaniye vardı, ikisini de alıp yanına ilerledim. Kafasını kaldırıp yastığı koyduğumda battaniyeyi de üzerine örtmüştüm.

"Aferin, hep böyle iyi bak kardeşime." Keyfim yerindeydi. Mila'ya olan sevgimi birisine anlatınca, bu kişi sevdiğim kadının abisi olsa bile iyi hissettirmişti. Koltuğun boş kısmına geçip kafamı yasladım, uyuyacağımı düşünmüyordum ama ihtiyacım da vardı. Gözlerimi ovuşturup sesli bir şekilde esnedim. Komutanıma verdikleri ilaçlar yüzünden sürekli uyuyordu zaten. Kapı sessizce açılıp içeriye Taner amca girdi. Odada ki montunu üzerine giyerken "Benimkiler uyanırsa birkaç saat içinde döneceğimi söylersin değil mi?"

"Söylerim Taner amca da, bir sorun mu var?"

"İşler planladığımız gibi bitmedi, Metehan'a şimdilik söyleme."

"Emredersiniz Komutanım." Hızlıca odadan çıktığında içime bir huzursuzluk çökmüştü, planımızda ne gibi bir sorun çıkmıştı?

ZİNCİR | TEXTİNGWhere stories live. Discover now