SİBER SUÇLU ( DÜZENLENİYOR )

ZAMAN DARALIYOR *43*

Gözlerimi zorlukla açabilmiştim, etrafıma bakmaya çalışsam da karanlıktan başka bir şey görmem mümkün değildi. İçerideki sesleri dinlemeye çalıştım...
Çok cılız bir nefes alma sesi duyuluyordu. Kuruyan boğazımdan dolayı kısık çıkan sesimi gizemli şahısa duyurmaya çalıştım,
" Bilincin yerinde mi?"
Bir süre ne bir cevap ne de başka bir ses duydum. Yaklaşık 10 dk sonra bana acı verecek derecede zayıf çıkan ses sanki kalbime binlerce hançerin saplanması gibi acı vermişti,
" Çilek Hanım ..."

Sesi o kadar solgundu ki gözlerimde yaşların birikmesi engel olamadım,
" Kaan, Kaan 'ım iyi misin?"
Cılız bir kahkaha duyuldu,
" Ah be hatun sen hiç kocanın kötü olduğunu gördün mü? İyiyim. Ve seni buradan çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım..."
Diyordu demesine ama ses tonu cümleleriyle tamamen zıttı...

Aniden açılan ışık gözlerimi kamaştırdı. Bir süre kendime gelemezken odaya giren bir kaç adım sesi duydum. Sonunda gözlerimin ağrısı geçmişti ve gördüğüm ilk şey neredeyse tüm vücudu kanla kaplı olan Kaan Güneş di...
Üzerindeki kahverengi tişörtün karın kısmından başlayarak göğsüne doğru uzanan kısımda kurumuş kan lekeleri vardı. Dudağı patlamış yüzünde nereden geldiğini anlayamadığım kanlarla kaplıydı. Kafasını duvara dayamış beton zeminde yatmakla oturmak arasında bir pozisyon tutturmuştu. Her şeye rağmen yarım bir gülümsemeyle yorgun gözlerini sevinçle bana çevirdi. Vücudumda herhangi bir yaranın olmadığını tespit edince kapıdaki adamlara geri döndü. O adamlara bakınca bende kafamı onlara çevirdim...

Uzun boylu esmer bir adam kollarını bağlamış direk bana bakıyordu. Saçları dağınık göz altları morarmıştı. Bal rengi gözleri garip bir şekilde parlıyordu. Andan zevk aldığı her halinden belli bir vaziyette gülümseyerek gözlerini bir an dahi benden ayırmıyordu. Tahminimce 20 lerinin sonlarındaydı. Gözlerini kısarak yanıma yaklaştı ve elini yanağıma doğru attı. Kafamı aniden ondan uzaklaştırın eli havada kaldı. Kaan ın ettiği küfürlerle andan daha da zevk aldığını açıkça belli ederek çenemde tutup kafamı kendine çevirdi,
" Selam Siber Güvenlik Uzmanı. Ben Çağrı. Peşine düştüğünüz adamın kardeşiyim . Kendimi tanıtmama izin ver güzelim. Saçlarının rengini uzaktan görmüştüm ama kaşlarının ve ten renginin bu kadar hoş bir uyum içinde olduğunu uzaktan çekilen fotoğraflarda fark etmemiştim. Gerçek bir turuncusun bebeğim."

Çenemdeki elini çekerek belindeki silahı çıkardı ve omzuma hedef aldı,
" Özür dilerim. Kadına şiddet asla tasvip etmediğim bir eylemdir ama Kaan ı konuşturmak için bunu bile yaparım. Özellikle senin gibi duru güzelliğe sahip olan bir turunçgile yapmak isteyeceğim son şey budur ama bazen gerekeni yapmak zorundayız. Anlarsın sen beni... "

Kaan yüksek sesle bir küfür savurarak görüntüsünden beklenmeyen bir çeviklikle Çağrı ya atladı. Çağrı nın yüzüne güçlü bir yumruk indirirken kapıdaki diğer adamlar Kaan a o yumuruğun iki misliyle hesap sormaya başladı.
" Yapma! Vurma! "
Yerimden fırlayarak Kaan a doğru koşmaya çalıştım ama Çağrı beni tutarak duvarla arasına aldı.
" Bırakın Kaan ı."
Çağrı nın talimatıyla adamlar aniden durdu. Kaan ın iki kolundan tutarak hareket etmesini engelliyorlardı,
" Eğer Asel e dokunursan tövbe mi bozar seni yavaş yavaş acı çektiğinde emin ola ola gebertirim!"

Çağrı Kaan a bakmıyordu ama gülümseyerek onu dinliyordu. Duvarla Çağrı nın arasında duruyordum. Uzun boyundan ötürü yüzüm karnına denk geliyordu. Kaan dan bile uzundu, dev gibiydi ve şu an bana tehlikeli derecede yakındı...
" Kendine çok güveniyorsun Kaan Güneş. Şu an senin karşında sevdiğin kadına dokunsam elinden hiç bir şey gelmez. Beni kışkırtma."
Daha sonra yavaşça benden uzaklaştı ve silahı kaldırarak omzuma ateş etti.
Acıyla yere çöktüm. Çığlık atmamak ve inlemememek için kendimi zor tutuyordum. Göz yaşlarıma akmamaları için baskı yaparken Çağrı halinden memnun bir şekilde onu tutan adamlardan kurtulmaya çalışan Kaan a döndü,
" Seni gebertecem lan! S*keceğim belanı senin!"
Çağrı yavaşça Kaan a eğildi ve yüzünü avuçlayarak kendine yaklaştırdı,
" Konuş Kaan Güneş! Veriler nerede!"
Sesimin titremesine engel olamayarak Kaan a bağırdım,
" Eğer söylersen Kaan seni gebertirim! Bir daha winx izlemem seninle! Sakın söyleme!"