TURUNCU *28*

453 42 16
                                    

" Bloom ve Dafnie nin bölümleri harikaydı özellikle o rüya ve Bloom un kolyesinin ışık saçtığı yer! "
Şu anda sıcak çikolata içerek en az bin defa izlediğimiz animasyonu Kaan Güneş le değerlendiriyorduk!
Kaan sıcak çikolatasından bir yudum aldı ve ciddiyetle konuşmaya başladı,
" Kesinlikle. Ama benim en çok hoşuma giden yer şu kader kitabının olduğu yerlerdi. Aşırı derecede klas ve anlamlı geliyor."
Kaan ın değerlendirmesinden sonra koca bir kahkaha patlattım. Kaan ın ciddi ifadesini şaşkınlık alırken bir süre sonra o da bana katılmıştı,
" Neden gülüyoruz? "
Kahlahalarımı düzene zar zor sokup konuşmaya başladım,
" Seninle winx izleyeceğim ve daha sonra ciddi bir şekilde değerlendirme yapacağım aklımın ucundan geçmezdi. Ona gülüyoruz!"
Kaan ın sırıtması genişlerken yerdeki puftan kalkıp yatağa geri oturdum.
Animasyonu izledikten sonra sıcak çikolatalarımızla beraber camın önündeki puflara geçmiştik.
Kaan Güneş le geçirdiğim her zaman diliminde daha da şaşırıyordum açıkçası...

Yüzümde bir sırıtışla telefonumu elime aldım ve Kaan ın yanıma oturmasını izledim. Sanki bir şey söyleyecekmişte bunu yapamıyormuş gibi kıvranıyordu.
Bakışlarımı ona kilitlemiş ne diyeceğini bekliyordum en son dayanamayıp konuşmaya başladım,
" Ne oldu neden kıvranıyorsun?"
Gürültülü bir şekilde nefes verip arkasına yaslandı.
" Kendimi tanıyamıyorum."
Neyi kastettiğini anlayamamıştım. Hal ve hareketleri onu rahatsız mı ediyordu?
" Ne anlamda?"
Gözünü yatağın karşısında duran beyaz ahşap dolaba kilitledi,
" Her anlamda. Ben böyle bir adam değildim. Senin yanında çocuğa dönüyorum. "
Kafasını yasladığı yatak başlığından kaldırmadan bana çevirdi,
" Bu kadar gülmezdim mesela. Çizgi film izlemeyi 14 yaşımda bırakmıştım. Bir insanın namaz kılması beni ilgilendirmezdi. Şimdi her dakika Asel acaba namaz kıldı mı diye düşünüyorum ve ben de kılmak istiyorum. Garip bir şekilde yüzümden tebessüm eksik olmuyor. Ve galiba çizgi film izlemeyi özlemişim. Çocuk olmayı özlemişim... "

Cümlesini bitirir bitirmez kafasını tekrar çevirdi ve dolabı izlemeye devam etti.
Gerçekten de çok değişmişti. O ilk tanıdığım kaba, saygısız, zorba adam gitmiş yerine her anlamda mükemmel birisi gelmişti. Kurduğu cümleden bu hallerinin sadece bana özel olduğunu mu çıkarmalıydım?
Ufak bir kıkırtı sesi geldi, kafamı tekrardan Kaan a çevirdim,
" Çok garip. Ne olursa olsun, ne sebeple olursa olsun, benim şu an karımsın. Evli olduğuma inanmıyorum. Çok garip şeyler yaşıyoruz Asel, ve bu benim için bile çok ağır. Sen nasıl katlanıyorsun? Sürekli seni izliyorum, ama asla tepkilerinden bir açık vermiyorsun. "

Bende gözlerimi onun gibi beyaz ahşap dolaba dikmiştim. Güzel bir kaçış yöntemiydi. İnsan, böyle zamanlarda bakacak yer bulamaz göz teması kurmaktan kaçardı ve bu dolap iyi ki oradaydı...
" Yüzüm ifadesizliğe alıştı. Hayatım boyunca duygularını fazla belli eden bir insan olmadım. Çünkü gerek kalmadı. Neyse bu çok önemli değil. Bir şekilde bunların olması gerekiyordu ve oldu. Ne kadar ağır olursa olsun katlanmak zorundayız."

Daha sonra yerimden kalktım ve sanki şu an yapacağım şeyi her zaman yapıyormuş gibi hiç bir tepki vermeden baş örtümü çıkardım. Gerçekten de o benim kocamdı ve onunla duygusal bir bağım vardı. Bu bağı en iyi şu an yaptığım hareketle belli edebilirdim. Omzuma dökülen saçlarımı aldırmadan ve Kaan ın yüzüne dahi bakmadan yavaşça banyoya girdim.
Kalbim deli gibi çarpıyordu. Banyo aynasından önce kızaran yüzüme daha sonra turuncu saçlarıma baktım. Kızardıkça çillerim daha çok belli oluyordu. Kaan ne yapmıştı acaba? Şaşırmış mıydı? Yoksa umurunda değil miydi?
Derin bir nefes alıp soğuk suyla kızaran yanaklarımı ıslattım. Saçlarını tepeden bir topuz yapıp eşofmanımı ve kazağımı düzelttim.
Kolumdaki saate göre namaz vakti girmişti. Banyonun kapısında namaz kılmak için giydiğim feracemi aldım ve hiç bir şey olmamış gibi banyodan çıktım.

 SİBER SUÇLU ( DÜZENLENİYOR ) Where stories live. Discover now