Roza, bir gün kendini yabancı bir adamın evinde ajanlık yaparken bulmuştur.
Birkaç paket uyuşturucu için.
"Benim için her şeyi yapan adam, benim ihanetim yüzünden gitti," dedim göz kapaklarım ağırlaşırken. "Şimdi bu ilaçlarla onu unutturmaya çalış...
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
꧁꧂
Sırtımda hissettiğimyumuşak parmaklar, hiçbiralarmın beni kaldıramayacağı bir güçteydi.
Hareketleri kırmaktan korktuğu bir eşyaya dokunduğu gibi; narindi, hassastı. Diğer elini saçlarıma attı, siyah tutamlarımı boynumdan aşağıdüşürereksırtımı tamamen açtı. Şimdi yumuşakparmakları, sırtımdakisargı bezinin üzerindeydi. Parmağının tersiyle okşadıktan sonra iki kolunu yavaşça kollarımın altına yerleştirip beni biraz daha yukarı çekti. Eğer uyuyor olsaydım, bu hareketi beni uyandıramayacak kadar hafif olurdu.
Annemden sonra ilk kez, biri bana bu kadar hassas davranıyordu. Elleriyle silah değil, çiçek uzatıyordu.
Uyandığım hâlde gözlerimi aralamadan uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim, nefes alıp verirken göğsünün yavaşça havalanması beni de kaldırıyordu. Buradan hiç inmek istememem normal miydi?
Sanki ben bir çiçektim, o köksaldığımtoprağımdı.
Ellerinikollarımaçıkardı, sıcacık elleri buz gibi vücudumu ısıtıyordu. "Roza," diye mırıldandı boğuk bir ses tonuyla. Yeni uyandığı sesinden belliydi, bu ses tonunun ona ne kadar yakıştığını bilseydi hiç durmadan konuşurdu belki de. "Öğlen olmuş."
Üzerinde hareketlenerekyüzümü boyun girintisinde sakladım. Kokusuyla mest olurken dudaklarını saçlarımın üzerinde hissetmiştim.
En son, ne zaman böyle güzel uyandırılmıştım bilmiyordum. Hiç uyandırılmış mıydım onu da bilmiyordum.