"Hadi sür bakalım." dediğinde ağzımdan hızlı bir nefes verip anahtarı tekrar çevirdim. Motor sesi kulağımıza geldiğinde sürmeye başladım. Her ne kadar ara vermiş de olsam iyi bir sürücüydüm. Hatta belki de Ammar'dan bile iyi..

Asfalt yola girdiğimde, adamların yeni yapılmış yola neden kaymak gibi dediğini anlamıştım. Tekerlekler rahata kavuşmuştu.

"Seni kim getirdi?" dedim başımı yoldan bir an çevirip Ammar'a bakarken.

"Serçeler." Gözlerim açıldı.

"Ne?"  Erkeksi bir kıkırdama sunduğunda gözlerim hayretle daha çok açıldı. Bu gerçekten Ammar'dı!! Gülümsedim. Mutlu olmuştum. Ama böyle yaparsa benim ehliyetim yanardı ki... Yani yanımda bile olmayan ehliyetim.

"Getirdi işte biri Hafsa, sen onu boşver de.." dediğinde yüzüm yola bakarken gözlerim onu dinlemek ister gibi yan tarafa meylediyordu. Başımı iki yana sallayıp önüme baktım.

Cümlesinin devamını getirmedi.

"Evet?" dedim beklentiyle. Kısa bir an ona baktım. Çenesindeki hafif uzamış sakallarını kaşıyordu. Yemin ederim şu an onun oturduğu yerde oturup Ammar'ı izlemeyi çok isterdim.

"Yok bir şey."

"Ama sen böyle cümleye başlayıp yarım bırakırsan olmaz ki.. yani-.." önümdeki yolu izlerken saçlarımın omzumda olması sebebiyle açık olan yan profilime baktığını hissettim. Dudaklarımı bastırıp gözlerimi sıkı sıkı kapatma isteği vardı şimdi.

"Yani n'olur?" diye sordu.

"Sinir olurum!" dedim çıkışarak. "Ve sinir olursam,,"

"Ağlarsın." diye beni tamamladığında şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. Ben şu an sarhoş konumunda sayılırdım. Araba kullanamazdım. Kesinlikle.

Gülümseyerek önüne döndü ve yerine kuruldu. En azından sakince gidebilirdik. Bakışlarını üzerimde hissetmezsem daha makul olurdu. Ayrıca erkeklerin bu durumda böyle hissetmesi olanaksızdı. Çünkü ne olursa olsun çok rahat sürebiliyorlardı!! Tabi onlar izlenmeyi, beğenilmeyi severdi..

"Egoist erkekler!"

"Ne dedin?" diye sorduğunda yüzümü buruşturdum.

"Ne dedim?" dedim şaşkınca. İnsan iç ve dış sesini nasıl kontrol edemezdi!

"Erke-.."

"Hayır öyle bir şey demedim."

"Hayal mi duydum?" diye sordu.

"Uzatma Ammar, demedim işte!" diye sesimi yükselttim.

"Hayır yani neden egoist dedin onu anlamadım." dediğinde derin bir nefes verdim.

"Öyle değil misiniz? Başından beri bana neler yaşattın sen!" Neden yüksekti sesim bilmiyordum.

"Sana ne yaşatabilirim ben?"

"Doğru, bana bir şey yaşatamazsın, ben kimim? Gözünde bir hiç.." dedim yüzümü buruşturarak. Derin bir nefes aldı. Ve sustu. Evet hiçbir şey söylemedi.

Aramızda uzun bir sessizlik olduğunda fazla sitemkar davrandığımı farkettim. Kafamı duvarlara vurasım geliyordu.

"Ben,, biraz gerginim. Y-yani biraz gerildim, kusura bakma." Dudaklarımı ıslattım. ",,her şey ani oldu. Alışmaya çalışıyorum." diye tamamladım cümlemi.

"Yer değiştirelim." dedi söylediklerime cevap vermeyi es geçip.

"Gerek yok."

Yol tertemizdi ve iki ormanın arasında geçen, devamında deniz kıyısına bağlanan bir yol gibiydi. Tek tük geçen arabalar harici pek bir araç geçmeyince gaza basıyordum.

MUHÂFIZNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ