24.Bölüm

122 37 17
                                    

Selamünaleyküm canlarım size kötü bir haberim var.
Şimdi şöyle ki sizlere sınavımdan bahsetmiştim ve yavaş yavaş yaklaşmaya başladı bende bu arada derslerimi çok boşladım yani tekrar çalışmaya geri dönmem gerekiyor bunun için de kitaba bir ara daha vericem yani gelecek hafta son bölüm olacak.
İnşaallah bu da son ara olacağı gibi sonradan tekrar bölümler gelmeye başlayacak...
Şimdilik Allah'a emanetsiniz inşaallah 🥰🥰🤗

Yiğit arkasını dönüp gittikten sonra, bahçede bulunduğum banktan kalkıp sınıfa gittim.

Sınıfa girmemle Çınar'ı bana ters bakışları beni oldukça rahatsız etmişti. Yanıma gelip bana:

—Neredeydin sen?

Demek nihayet beni kaybedebilmişti, bende şimdiye kadar nereye kayboldu neden gelmedi diye düşünmüştüm. Ona cevap vermeden yanından geçecektim ki, kolumu tutup:

—Sana bir soru sordum. Cevap ver ! Neredeydin!

Artık gına gelmişti bu çocuktan:

—Sana ne? Bırak hemen kolumu!

—Cevap vermezsen bırakmayacağımı sen benden daha iyi biliyorsun. Evet seni dinliyorum.

Kolumu bırakmayacağını anladığımda , sinirle dişlerimin arasından:

—Bahçedeydim. Şimdi bırak hemen kolumu!!!

—Onunla mıydın?

—Bak artık gerçekten canımı sıkmaya başlıyorsun!!!Bu artık çocukça bir heves olmakta çıkıp takıntıya dönüşmeye başladı. Rahat bırak beni niye anlamak istemiyorsun.

Tuttuğu kolumu daha da sıkarak ve canımı olabildiğince yakarak:

—Sen bunun çocukça bir heves olduğunu mu düşünüyorsun?

Kolumu ve yanan canımı kurtarma derdindeyken ,bana:

—Hafsaa!!Bana bak eğer bunun çocukça bir heves olduğunu düşünüyorsan demek ki sana kendimi ve niyetimi iyi bir şekilde izah edememişim demektir.

Ne yüzüne ne de gözlerine bakıyordum . Kolumla beni kendine çekip gözlerimi gözlerinde sabitledi:

—Hafsa sana aşığım,seni seviyorum. Bana bir defa şans ver. Eminim seninde fikrin değişir.

Daha neler, ne diyordu bu Allah aşkına.

Gözlerime öyle bir umutla bakıyordu ki biran ona söyleyeceklerim arasında kararsız kalsam , kendimi tutamayıp, gözlerimi gözlerinden hiç ayırmadan:

—Ölürüm de sana bir şans vermem.

Diyip kolumu kurtardım.Bana içi acıyormuş gibi baktı, gözleri nemlenmişti sanki.

Üzüldüm onun için çünkü karşımdaki kim olursa olsun kalbini kırmak istemiyordum ama o da laftan anlamıyordu ki ...

Bir süre bakışları bende durdu sonra da çantasını alıp sınıftan çıkıp gitti.

Demek ki gerçekten canını yakmış, kalbini kırmıştım.
Karşındaki ne sebepten dolayı olursa olsun ona böyle davranmamam gerekiyordu, mantıklı düşünmeden hareket edip ondan özür dilemek için hemen ardından gittim

Tevafuk जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें