5. Bölüm

1.9K 72 4
                                    

Tesadüf bir başlangıçtır. Finali siz oynarsınız, perdeyi kader kapatır.

  "Nere gidiyoruz ya? Dışarı çıkıp, biraz takılalım." daha yeni son dersin çıkış zili çalmıştı, çantalarımızı sırtlamış sınıftan çıkıyorduk. Kaan püfürdenerek, gezelim de gezelim diyordu. Açıkçası benimde ihtiyacım vardı, son günlerde Anıl'dan başka konu yoktu hayatımda ve ben o boğanın bu şekilde hayatımın ortasına çökmesini istemiyordum.

  "Bence de." Kaan'a arka çıkınca elini omzuma atıp, beni bir tarafa çekti.

  "Bira varsa ben de varım." Eren'e şiddetle gözlerimi devirdim.

  "Gidelim zaten, malum konuyu da konuşuruz." şu malum konu neyse artık, bana bakıp bakıp bir şeyler zırvalıyorlardı.

  "İyi bari." Mihri de vizeyi verince okul otoparkına doğru yürümeye başladık.

  "Bugün hava amma kuru." gözlerimi kısıp, bahçede, güneşe doğru baktım.

  "Tam 40 derece." Kaan anlamadığım bir tonlamayla Eren'e yarım ağız güldü.

  "Kes lan." Eren yediği eriğin çekirdeğini Kaan'ın kafasına doğru fırlattı.

  "Hey?" ağaçların olduğu tarafta oluşan kalabalık guruba bakıp durduk hepimiz.

  "Şimdi ne oluyor sizce?" Mihri çıklayarak alnını kırıştırdı.

  "Tahmin etmek istemiyorum." Tuana cevap verince kalabalığa doğru yaklaştık. Aralardan kafamızı uzatıp neler olduğunu görmeye çalışıyorduk.

  "Laaan!" Kaan tuzu kuru bir sesle ağzını şapırdattı.

  "N'oldu?? Ne gördün?" Tuana Eren'in sırtına tırmanmak için hamle etti. Eren'le ikisi itişip kakışırken, Kaan'ın kolunu tuttum.

  "Seninki ve ekip. Bir şeyler oluyor. Enver de orada." kilit sözcükler seninki ve Enver. Kalabalığı yarıp, artık neredeyse itip çekerek ilerlemeye başladım. Mihri tişörtümün hemen arkasını tutmuş, beni takip etmeye çalışıyordu. Onun arkasında Tuana ve diğerlerinin olduğuna neredeyse emindim.

  "Açılın! Açılsanıza be!" birini resmen ittim. Benden biraz uzun bir 10.sınıf öğrencisiydi, adını hatırlamıyorum.

  "N'apıyosun lan?" kaba kaba şişindi bana.

  "Anıl?????" cidden çığırıverdim, artık bu kalabalıktan feci boğulmuştum ve ne olduğunu deli gibi merak ediyordum. Birden önümdeki herkes çekilmeye başladı. Anlaşılan Anıl devreye girmişti.

  "Peyker?" Anıl olduğu yerden benim az önce çıktığım deliğe bakıyordu. Peşimden Mihri, Tuana, Kaan ve Eren de geldi. Anıl şöyle bir arkadaşlarıma baksa da yorum yapmadı.

  "Ne oluyor?" hızla yanına gidip sinirli bir şekilde bir arabaya yaslanmış Enver'e baktım. Özellikle bana bakmıyor gibiydi.

  "Enver'le ilgili karar vermeye çalışıyoruz. Benim kararım belli." elini yine maço bir tavırla omzuma atıp gözlerini kısarak Enver'e baktı.

  "Benimki de" Merih sanki akşam et mi yoksa tavuk mu yemek istediği sorulmuş gibi rahatça omzunu silkti. Bu öküz Kaan'a vurmuştu.

  "Ben Enver'e haksızlık edildiğini düşünüyorum." Buğra'ya alkış tutmak istesem de kendimi mağrur bir profil çizmeye ikna ettim.

  "Buğra gibi düşünüyorum." Baran Enver'in sol tarafında durmuş, açık açık Merih'e sertçe baktı. Harika, ekibi parçalıyordum.

  "Anıl haklı." diyerek Maral telefonuna geri döndü. Ne soğuk bir kız, Enver'in yerinde kendisi olsa ne olacaktı acaba?

Siyah'ın Güneş'iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin