52.BÖLÜM

215 12 0
                                    




Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Keyifli okumalar!

Yaşam seçimlerden ibarettir. Gittiğin yolu da vardığın yeri de kendin belirlersin aslında. Evet belki giderken önüne bir taş çıkar ya da bir çıkmaz sokak ama sonunu bilmeden ilerlersin işte. Yaşamanın cilvesi de bu değil midir zaten?

Olgunlaştıkça bunu daha iyi anlamaya başladım. Herkes birer seçimdi aslında. Annem babamla kalmayı seçmişti, ben ise Poyrazla devam etmeyi. Elçin, Batuyla bir çocuk büyüteceğine emin olmuştu; Arda tüm statü farkını sorun etmesine rağmen Aslıyla olabileceğine inanmıştı,; Duru aldatılmasına rağmen kalbi Emir için çarpmaya başladığında kapılıp gitmişti ona, Doruk ise ailesini korumak istemiş ve bir çok şeyi göze almıştı. Hepimizin seçimleri birbirini etkilemiş ve bizi bugüne getirmişti. Bizi şu anki halimize taşımıştı yavaş yavaş.

Henüz yirmi beş yaşına yeni giriyor olsam da hayat beni çok hızlı olgunlaştırdığından mıdır bilinmez tüm kararlarımı detaylı düşünerek vermiştim ve bir çoğunda da pişman olmamıştım. Şimdi de yanımda ailem diyebileceğim insanlarla ve hayatımın aşkıyla karnımda olan bir bebek için heyecanlanıyorduk. Poyrazla bizim bebeğimiz için...

Mutluydum hem de hiç olmadığım kadar. Kendimi güçlü hissediyordum, kendimden önce korumam gereken biri olmasına rağmen. Çölün ortasında bile su bulabileceğime inancım vardı ve bu durum beni de hiç olmadığım kadar şaşırtıyordu.

''Daldın gittin!'' dedi Aslı elini sallayıp dikkatimi üzerine çekmeye çalışırken. Hayal dünyamdan sıyrılıp ona gülümsedim. ''Dalmışım öyle.''

Poyraz, Batu, Emir ve Doruk bir köşede konuşurken Duru ve Elçin de mutfağa gitmişlerdi. Aslı yanıma gelip oturdu ve ''Yüzüne renk geldi vallahi, kararsızlık yıpratmıştı seni.'' dedi aynı benim gülümseyerek. ''Evet.'' dedim başımla onaylarken. Daha sonra bakışlarımı Batuya çevirdim. Sanki bir anda tüm algılarım açılmış ve onu daha şeffaf görmeye başlamıştım.

''Sana bir şey sormak istiyorum.'' dedim Aslıya dönerek. O da aynı benim gibi bizimkilere bakarken kurduğum cümleyle birlikte meraklı bir ifadeyle yüzüme baktı.

''Sence Batu iyi mi? Tüm bu olanları kaldırabiliyor mu?'' Sorduğum soru onu afallatmıştı. Bir süre kaşları çatıldı ve duymak istemediğim şeyi söyledi. ''Bence değil.'' Elimi alnıma götürüp bir süre sıvazladım. ''Onu çok uzun zamandır tanıyorum, mutsuzluğunu gizlemeyi sever. Dillendirmez hiç. Şimdi de çocuk meselesi oyalıyor belki onu ama içine attığına eminim.''

Derin bir of çektim. Kendimle uğraşmaktan Batuyla yeteri kadar ilgilenememiştim. Aslında bir bakıma onunla bu konuyu konuşmaktan çekiniyordum çünkü ona ne diyebilirdim ki? Üzülme mi? Boş ver mi? Amannn bu durum dünyada sadece senin başına gelmiyor mu?

Bu zamana kadar yaşadıkları yalan geliyordu belli ki ona. Bir bakıma öyleydi de. ''Ona nasıl iyi geleceğimi bilemiyorum.'' diyerek bir itirafta bulunduğumda ''Yanında olduğunu belli etmen yeterli.'' dedi. ''Genelde mutsuz olduğu zaman kendi aşmak ister çünkü.''

İçten içe Aslıyı kıskanmıştım çünkü Batuyla uzun senelerdir arkadaşlardı ve benden çok daha iyi tanıyordu. İnsanın abisini daha az tanıması nasıl bir saçmalıktı?

Mutfaktan Aslıya seslendiklerinden yanımdan ayrıldı ve ben de düşüncelerimle baş başa kalmıştım. Oturup kendi kendime kuracağıma onunla konuşmak daha sağlıklı olacaktı.

''Batu?'' diye seslendiğimde hepsinin bakışları bana döndü. ''Efendim güzelim?''

''Biraz konuşalım mı?'' Kaşları çatılsa da espiriye vurmaya çalışmış ve ''Bu şerefsizi mi şikayet edeceksin abine.'' demişti. Ben ise ufak bir şekilde gülümsemiştim.

BEKLENMEYEN YOLLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin