47

837 62 3
                                    

Yine her gün gördüğüm kabuslardan birini görüp uyandığımda derin bir nefes alıp yumuşak yatakta oturur pozisyona geldim. Dirseklerimi diz kapağıma yaslayıp yüzümü avuçlarımın arasına alıp kendime bunun sadece bir rüya olduğunu ve artık güvende olduğumu hatırlattım. Başımı yana çevirip uykuya aç olduğu için huzurla uyuyan bedene baktım.

Son birkaç gündür huzurlu hissettiğim kollarda uyusam da yataktan sıçrayarak uyanmama engel olmuyordu. Gecenin çoğu vaktini uyanık geçiriyordum ve günde sadece ikimizde iki üç saat uyuyorduk. Benim yüzümden de Cenk'inde uyumayıp benimle birlikte oturduğunu gördüğümde ne kadar ona uyuması gerektiğini söylesem de beni asla dinlememiş ve benimle birlikte oturması yetmiyormuş gibi birde işe o aldığı iki üç saatlik uykuyla gidiyordu.

Beni evde bırakmak istemeyip kendiyle birlikte zor bela işe götürüyor ve kafede bir köşede o çıkana kadar beklememi istiyordu. Benim travmamın yanında onda da bir etki kalmıştı beni arkadaşlarımla bile bırakmıyor ve gözünün önünde olmamı istiyordu. Bir daha bana ulaşamamaktan korkuyordu. Bizimkilerde bu durumu anlayışla karşılıyor ve çoğu zaman yanıma gelip burada vakit geçiriyorlardı.

Yanımdaki bedeni uyandırmamaya özen göstererek yanından kalkıp aynı odanın içindeki lavaboya doğru ilerledim. Baş ucumuzdaki gün batımı lambasına gülümseyerek baktım. O günlerden sonra karanlıkta kalmak istemediğim için hediye olarak bana bu lambayı almıştı.

Duşa kabine yaklaşıp suyu ılık olacak şekilde ayarlayıp ısınmasını bekledim. O günden sonra Batu orada kalıp olaylarla ilgilenirken Cenk beni kollarının arasına alıp oradan uzaklaşmıştık. Duyduğuma göre bana ulaşmak üzerelermiş o gece balkonda gördüğüm kişi birkaç şeyden şüphelenip polise ihbarda bulunmuştu.

Kıyafetlerimi vücudumdan tek tek çıkarıp köşede duran kirli sepetine attım. Aynada vücuduma baktığımda moraran yerlerim yerini sarımsı bir lekelere bırakıyordu sanırım buda iyileştiğinin göstergesi olmalıydı. Orada olanları tam olarak hala anlatamıyordum. Ne zaman anlatmaya kalksam göz yaşlarıma engel olamıyordum.

Yaşadığım şeyler için ağlamıyordum sadece bu kadar güçsüz olduğum için ağlıyordum kendimi asla bu kadar zayıf ve ağlak görmemiştim ama şimdi aynada baktığım insanı tanıyamıyordum bile.

Beyaz ve siyahlarla yapılmış banyoda ilerleyip duşa kabine geçtim. Suyun ısınma durumunu kontrol edip vücudumu ılık suyun altına bıraktım. Suyun her biri vücudumda kuru bir yer bırakmamak üzere birbiriyle savaşıyordu sanki. Elime lifi alıp her zaman yaptığım gibi onun dokunduğu yerleri silmek ister gibi derimi kazırcasına sildim.

Bedenimin bazı yerleri sürekli böyle yaptığım için tahriş olma derecesine gelmişti artık. Boynuma da aynı işlemi uygulayacağım sırada elimin üstündeki ve arkamda hissettiğim beden irkilmeme neden oldu. Korkuyla olduğum yerde kalırken kulağımda hissettiğim tanıdık ses ve nefes rahatlamama neden oldu.

"Benim aşkım." Bedenimi arkamda olan bedene yaslayıp derin bir nefes aldım. "Uyandırdım mı?" Titrek çıkan sesimle o ana kadar ağladığımı bile fark etmemiştim sanırım artık ağlamak en az yürümek kadar sıradan bir şey olmuştu benim için. "Hayır uykumu aldığım için kendim uyandım."

Bunun yalan olduğunu ikimizde biliyorduk ama ikimizde bu yalana inanmış gibi yapacaktık. "Her seferinde kendi canını neden acıtıyorsun? Bak yine kıp kırmızı olmuş her yerin." Derin bir nefes alıp vücudumu ona doğru döndürdüm. Başımı göğsüne yasladım oda sanki düşecekmişim ve düşmemem için belimden kavramıştı.

Bu sorusunun cevabını ona anlatmasam da bildiğini biliyordum aslında ama işte ikimizde bu son olanlar sanki hiç olmamış gibi davranmaya ihtiyacımız vardı. "Daha temiz hissediyorum." O saçlarıma dudaklarını bastırdığında elimdeki lifi onun vücudunda gezdirmeye başladım.

"Sabah doktor randevumuz var biliyorsun dimi? Mesaimi akşam için yazdırdım biraz yoğun bir günümüz olabilir bir tanem." Anladığımı belirtir gibi kafamı salladım. Ona sahip olduğum için gerçekten bu sefer şanslıydım.

"Keşke en başında seninle karşılaşsaydım Cenk hiç bunları yaşamazdım bu sefer ve daha çok enerjim olurdu." İki elini yanaklarıma koyup bizi ıslatan suya rağmen başımı hafifçe kaldırıp ona bakmamı sağladı.

"En başında ya da sonunda bir şey fark etmez bebeğim artık benimlesin ve ben seninle olduğum sürece boyunca kimsenin benim bebeğime zarar vermesine izin vermem. Bu sana açılan yaraları da beraber iyileştiririz. Seninle birlikte o enerjini yerine getiririz. Hem göreceksin eskisinden daha güzel olacak her şey."

Dudaklarımı hiç düşünmeden onun dudaklarına bastırdım. Sanki bu anı uzun zamandır bekliyormuş gibi dudaklarımı kabul edip alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdim.

Dudaklarımızı ayırıp her zaman olduğu gibi avuçlarını yanaklarıma koyup alınlarımızı birleştirip gülümsedi.

---------

Acılı bir bakış yerleşirse eğer

Kirpiğinin ucundan göz bebeğine

Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de

Bir gün gelir ödenir, öde, Firuze

İZ [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin