37

1.4K 80 3
                                    

"Hadi be Ata iki saat bir şeyleri getiremedin." Evden çıkmıştık ben planım doğrultusundaki her şeyi hazırlayıp bagaja koymuştum ama eksik olan şeyler Ata'nın ailesinin evindeydi ve şu an onları almaya gelmiştik ama beyefendi iki saattir aşağıya inememişti. Telefonumu çıkarıp onu aradığımda arabanın içinden gelen tanıdık melodi ile bir küfür savurdum.

Cenk: Keşke şu an sihirli bir değnek bana değse ve beni bu işkenceden kurtarsa.

Onun mesajını bildirim panelinden okuyup güldüm onun sihirli değneği olmama az kalmıştı. Karşımdaki apartmanın kapısı açılıp içinden çıkan ata ile şükür ettim. "Nerede kaldın göt herif?" Arabanın bagajını açıp onun yükünü hafifletip getirdiği sandalyeleri yerleştirdim.

"Efe bırak şunları birde önce biz seninle konuşalım biraz." Sanırım az çok ne diyeceğini biliyordum ama yine de dediğini yapıp arabanın bagajına oturdum.

"Olur konuşalım ne konuşacağız?" Oda aynı şekil yanıma oturup bir sigara yaktı. Bana da bir dal uzatıp aç olmamı umursamadan aldım. Uzun ince parmaklarıma sigarayı yerleştirip dudaklarıma götürdüm. Ata sigaramı yakarken içime derin bir nefes çekip dumanı dışarı verdim.

"Orospunun sigarasını pezevenk yakarmış." Diyerek güldüm. Oda benimle birlikte kahkaha atıp sigarasından bir nefes çekti.

"O çocuğa bu aklındaki şeyleri yapıyorsan iş ciddiye gidiyor demektir ve ben senin artık kırılıp üzülmeni istemiyorum amk yıllardır beraber kardeş gibi olduk her bokumuzu biliyoruz. Tamam bu çocuk iyi biri ilk şeyde ben bile anlaştım diğer iki itten çok farklı ama lütfen kendini kontrol et. Yine sev ama aynı zamanda her şeyi de bekle ne bileyim bu işlerde bok gibiyim biliyorsun. Sadece kendine hakim ol ve olumsuz olursa üzülme anasını satayım."

Doğru söylüyordu zaten ben bunların hepsini kendi içimde halletmiş ve düşünmüştüm. "Emin ol bu konularda artık eski saf Efe yok. Neyse beni siktir ette sen ve Batu ne alemdesiniz?"

En sonunda Batu dayanamayıp onu bizim evde pat diye öpmüştü ve böylelikle zaten bildiğimiz hislerini belli etmişti. Bizi daha çok şaşırtan Ata anında ona karşılık vermiş ve tutkulu bir öpüşme gerçekleşmişti. Her şeyi oturup konuştuklarında ise Batu'nun bunca zaman ona karşı beslediği hisleri nasıl anlamadığını nasıl fark etmediğini düşünmüştü. Geri bakıp düşündüğünde aslında her şeyin her tavrının ortada olduğunu fark etmiş ve kendine kızmıştı.

"İyiyiz biliyorsun zaten. Sadece hala arada bunca zaman nasıl onu fark etmedim diye kendime sövüyorum amk. Ben onu hep dalgaya aldığımda her sevgilim olduğunu söylediğimde onun canını daha fazla yaktığımı nasıl fark etmedim? Bilmiyorum işte bu beni deli ediyor arada." Kolumu onun omzuna atıp kafamı yasladım.

"Senin asla bunları düşüneceğini ve bu yüzden kendine kızacağını tahmin etmezdim. Aşk insanı nasıl değiştiriyor görüyor musun?" Bagajdan inip onu da kaldırdım. Yeterince geç kalmıştım zaten.

***

"Efe beni nereye götürüyorsun?" Cenk'i oradan almış onun yerine baksın diye Atayı koymuştum ve hoşlaştığım çocuğu alıp güzel bir kahvaltı yapabilmesi için şöyle güzel manzaralı bir yerde sandalyeleri açıp hazırladığım şeylerle birlikte karnını doyurmasını istiyordum ve belki de bu aramızdaki şeye belki bir ad koyardık bilmiyorum.

"Bebeğim şimdi söylersem sana yaptığım bu sürprizin ne anlamı kalır bana söyler misin?" Ağzımdan çıkan kelimeyi yeni fark etmiştim ama artık çok geçti. Göz ucuyla Cenk'e baktığımda bıyık altından gülümsüyordu. "Benim öyle birden ağzımdan çıka verdi kusura bakma."

Yüzüme anlamlandıramadığım şekilde bakıp büyük bir kahkaha attı. "Of Efe bunun için neden kusura bakma diyorsun mal mısın? Ayrıca belki de bana öyle seslenmem hoşuma gitmiş olabilir." Bu beni biraz rahatlatsa da yine de bir garip hissetmiştim.

Arabayı uygun bir yere park edip indik. Bagajı açtığımda sürprizim artık anlaşılmıştı tabi ki. "Ya hayır Efe şaka yapıyorsun."

Şaşkınlığı ve gözündeki mutluluğu benim için görülmeye yeterdi o an. O duygu o his bazı şeyleri anlamamda biraz daha yardımcı olmuştu.

"Böyle şaka olur mu sence? Hadi hazırlayalım Atayı orada daha ne kadar tutabiliriz bilmiyorum seni işinden etmeyelim."

İkimizde arabanın bagajındaki sandalyeleri alıp gün doğumunu rahatça görebileceğimiz şekilde yerleştirdik. Küçük masaya açıp üzerine klasik kırmızı beyaz kareli piknik örtüsünü serdim. Eninde sonunda aldığım gereksiz eşyaların işe yarayacağını biliyordum.

"Tamam Cenk sen şimdi otur. Bir şey kalmadı ben diğer şeyleride alıp geliyorum hemen."

Onu zar zor sandalyeye yerleştirip bagajdaki piknik sepetini aldım. İçini son kez kontrol edip her şeyin hazır olduğuna emin olup derin bir nefes alıp yanına gittim.

***

Aslında amacım bu bölümü uzun tutmak ve şöyle çoğu olacak şeyi hazırlamaktı ama sonraki bölümlere artık. Stajım başladı ve ben tavuk gibi 11'de uyuyorum... yazmaya vaktim olmuyor ama sizide bekletmek istemiyorum

Bu arada 31K olmuşuz açgçaşgl yani o kadar bölüm oldu asla bu kadar yükseleceğini düşünmezdim umarım diğerleri gibi 100K görür

İZ [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin