34

1.5K 89 19
                                    

Masadaki ben hariç herkes mükreminin gerçekten hamile olup olmadığını ve çakal kızın dövmesinin sahte mi gerçek mi olduğunu tartışıyordu. Önüme bırakılan pastaya ve getirene baktığımda şaşırmıştım. Bunu beklemiyordum açıkçası.

Adını bilmediğim ama çocuk kulağıma eğilip konuştu. "Orada söylediklerim için özür dilerim. Haklısın kimsenin ne yaşadığını bilmeden yorum yapmam yanlıştı. Umarım bu pastayı kabul edersin benden bir özür hediyesi gibi düşün." 

Önümde güzel bir pasta duruyordu tabağın kenarında ise küçük bir gülümseyen surat vardı. O masadan uzaklaşırken ben onun bu haline güldüm. Daha tanımadığı hatta ayaklarına sarılıp onu rahatsız eden birine karşı oldukça nazik davranıyordu. "Abi bence sahte dövmeydi ya da gerçekten sildirmedi çünkü o kadar kolay silinmez seans seans gitmesi lazım ne kadar sildirse de izi kalır biraz mantıklı olun." Nisanın bakışları daha sonra beni bulduğunda şaşkınlık nidasıyla birlikte diğerlerinin dikkatini de çekmişti.

"Aşk olsun Efe anca kendine müslümansın amına koyayım kahveyi söylediğin gibi bize de söylesene lan tatlı." Batuya ters ters bakıp önüme gelen pastadan bir çatal aldım oldukça lezzetliydi. 

"Konuştuğunuz konuyu sevmediğimi biliyorsunuz." Diyerek konuyu değiştirdim direkt. Yalan değildi onlar bu konuyu konuşurken asık bir suratla dinliyordum onları. "Öyle bir şey olmadığını herkes biliyor Efe sadece dalga geçiyoruz sinirlenme." Kolamdan bir yudum alıp bakışlarımı etrafta gezdirdim. 

"Biliyorum ama yine de sinir oluyorum Nisa elimde değil kapatalım konuyu lütfen." Hepsinin kaçta göz arasında söyledikleri tatlılar masaya gelirken. Gözüme çarpan çocukla bana lavaboya gelmemi işaret etmesiyle yerimden kalkıp oraya doğru ilerledim. Artık adını öğrensem iyi olacaktı. 

Lavaboya girip arkamdan kapadım kapıyı. Duvara yaslanmış onu saatler önce bıraktığım pozisyonunda duruyordu. Ben de karşısına geçip eski pozisyonumu aldım. "Pastayı neli sevdiğini bilmediğim için klasik çikolatalı getirdim." 

"Teşekkür ederim ama beni bir daha görmeyeceğin için getirmene bile gerek yoktu." Onu tekrar görmek istiyordum sanırım ama emin değildim. İçimdeki garip şeyleri anlamlandıramıyordum ayrıca onunda beni tekrar görüp görmemek istediğini bilmiyordum. Hemen kendi kendime gelin güvey olmam biraz saçmaydı.

"Ben öyle biri değilim seni tanımasam da seninle kötü bir anımız olsun istemedim ve yaptığım gerçekten boktandı sonuna kadar haklıydın. O yüzden özür dilemek amacıyla ikram ettim onu sana ve belki de seni tekrar görmek istediğim için yapmışımdır." O an içimde oluşan küçük bir kıpırtı her şeyin daha da batacağının ya da her şeyin artık daha da güzel olacağının işaretiydi. 

"Bu demek oluyor ki sana pasta için borçlandım." Gülüp kafasını hayır anlamında salladı. "Hayır bana pasta için borçlanmadın benim sana o ikramımdı ama illa bana bir şey ısmarlamak istiyorsan benimle bir gece yemeğe çıkmalısın." Numarasını kaydetmesi için cebimdeki telefonu çıkarıp ona uzattım. 

Telefonu eline alıp numarasını tuşladı. Lavaboda telefonun zil sesi doldurduğunda kapatıp bana geri uzattı. Elime aldığımda adına baktım. Cenk bu adı dış görünüşüne o kadar uyuyordu ki bir isim bir insanla bu kadar bütünleşebilirdi sanırım. "Peki bay yabancı sizin adınız nedir numaranızı kaydedeyim." 

"Efe." Elini bana uzattığında uzattı eline baktım. İnce ve uzun parmakları vardı fazla güzeldi. Elimi onunla birleştirdiğimde size yemin ederim ufak çaplı bir elektrik çarpmıştı. "Elektrik mi çarptı bana mı öyle geldi?" Gözlerimi birleşmiş ellerimizden çekip ona baktım. Size söylemiştim. 

"Evet bende hissettim." Ellerimiz birbirinden ayrıldığında gülümsedim. "Bu arada az daha unutuyordum bu senin." Kaşlarımı çatıp diğer cebinden çıkardığı gözlüğüme baktım. 

"Geçen sefer buraya geldiğinde burada unutmuştun. Kaybolmaması için almıştım ama bir iki sefer kullandım kusura bakma artık." Gözlüğü alıp baktım en başından beri buraya gelme bahanem olan bu gözlük hatırlatmasa çoktan unutmuştum. 

Bileğini tutup gözlüğü avucunun içine bıraktım. "Buda benden sana hediye olsun eminim ki sana benden daha çok yakışmıştır." Ona gülümseyip lavabodan ayrıldım. Neler olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kendimi salmıştım, birine tekrar güvenebilir miydim sanmıyordum ama tekrar denemek istiyor muydum evet ama bu sefer her şey farklı olacaktı. Eğer ondan hoşlanırsam bunu asla ondan emin olmadan belli etme gibi bir düşüncem yoktu. 

Belki de çocuk eşcinsel bile değildi iki yakın olduk diye bunu çıkaramazdım. Kapının önünden ayrılıp bu düşünceleri bir kenara atıp arkadaşlarımın yanına oturdum. 

***  

Evet evet evet hızlanma vaktimiz geldi. Bundan sonra biraz hızlı turlara geçiyoruz ilham perilerim benimle olduğu sürece sık sık bölüm gelecek ve ayriyetten kafamda yeni bir kurgu var onu da sizle paylaşmak için sabırsızlanıyorum. 

Kitabın başında bahsettiğim olay gerçekten sinirlerimi bozan bir şey. Bu tarz olaylar yüzünden lgbt bireylerinin yanlış anlaşıldığını ve daha çok nefret topladığını düşünüyorum tşklr. 

 




İZ [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin